« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

23 Mar

2015

HDP mi MHP mi?

Gökhan Bacık 01 Ocak 1970

Seçime yaklaşırken önümüzde ilginç bir durum var.

Birbirine zıt yerlerde duran MHP ve HDP’nin önünde benzer büyük fırsat alanları duruyor. Her iki parti de akıllı bir siyaset izlerse “daha geniş kitlelere ulaşabilecek” durumda.

MHP, SP veya BBP gibi partiler ile “geçici ittifaklar” yaparak hatta yapmayarak bile oyunu artırabilir.

HDP de aynı şekilde “çekirdek Kürt milliyetçisi parti” olmak görüntüsünden çıkarak “Türkiyeli bir kimlikle” oy oranını artırabilir.

Birinci konu liderin performansıdır

MHP veya HDP’nin bunu yapıp yapamayacağında ilk belirleyici liderin rolüdür.

Açıkçası Selahattin Demirtaş başarılı bir tablo çiziyor. Hayatı boyunca Kürt siyasetine ilgi duymayanlar bile “adam iyi konuşuyor” tadındaDemirtaş’a ilgi duyuyor.

Ancak Demirtaş’ın önünde iki tane engel var: Birincisi, Kürt siyasetinin “Erdoğan ile pazarlık yaptığı imajı.” Bu imaj, HDP’nin sanki demokrasi gibi konularda “pazarlık hatırına” sustuğu, alttan aldığı algısını zaman zaman oluşturuyor.

İkincisi, Türkiye’de yaşayan insanların çoğu için PKK ve Öcalan son derece olumsuz kavramlar. Demirtaş’ın ve partisinin “Türkiyelileşmesi”, PKK ve Öcalan ile arasına “halk tarafından anlaşılır” bir mesafe koyması şart.

Devlet Bahçeli ise biraz daha görünür olmak zorunda. Dünyada ülkesinin 3. büyük partisi olup bu kadar az canlı yayına çıkan bir lider muhtemelen yoktur.

İkinci önemli konu “sahicilik.” Bahçeli aşırı şekilde “devlet adamı” havasında. Halbuki seçmen “sahicilik, gündelik hal, sıradanlık” talep ediyor.

Yolsuzluk konusunun ayyuka çıktığı bir ortamda bu konularda “hiçbir olumsuz sicili olmayan” Bahçeli “daha gündelik hareketler ve laflarla” çok büyük bir fırsat alanını kullanabilir.

Provokasyon konusu

Hem MHP hem HDP kolay ‘provoke edilebilir’ bir zemin üzerinde.

Seçimlere günler kala mesela “Cizre’de ortalık karışırsa” HDP’nin geniştoplumsal albenisi zarar görebilir. O nedenle Demirtaş’ın bu konuda “ön alıcı sert açıklamalar” yapması şart.

Ancak provokasyon siyasette illa şiddet ile olmuyor. Özellikle MHP’ye yönelik daha “siyasi provokasyonlar” olabilir.

Hatırlanacağı üzere daha önce seçimlere günler kala “Türkçe ezan tartışması” gibi nitelikli provokasyonlar MHP’ye büyük zarar vermişti.

SP ve BBP ile seçim işbirliği konusunda zaten bir süredir MHP’ye yönelik pek çok nitelikli provokasyonun yapıldığı artık Ankara dedikodularının günlük konusu.

Benzer nitelikli provokasyonlardan Demirtaş da zarar görebilir. Türkiye sinir uçlarına kadar gerilmiş halde. “Bir açıklama” bile kitleleri gücendirebilir.

Tabir-i caizse Selahattin Demirtaş seçim sonuçları açıklanana kadar buz üzerinde yürüyecek gibi görünüyor.

Şunu unutmayalım Kürt siyasi hareketinin “bütün Türkiye’de kabul edilen ilk lideri” Selahattin Demirtaş’tır.

Dostların zararı

Siyaset rakipler arasında yapılır. Ancak Türkiye’de seçim sürecinde asıl sıkıntıyı dostlarınız verir.

Örneğin, aday listesinde şansını kaybeden “dostunuz” gidip sizi karşıdanvurmaya kalkar.

Türkiye’de siyaset menfaat üzerine kurulu olduğu için “işi rast gitmeyen partili liderin düşmanı” olur. Bu risk hem MHP hem HDP için yüksek düzeyde mevcut.

Ziyaret -> Toplam : 125,30 M - Bugn : 63753

ulkucudunya@ulkucudunya.com