Parlamenter sistem bekleme odasındaysa
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
Eğer durum Cumhurbaşkanı’nın dediği gibiyse…
Yani, “Parlamenter sistem 10 Ağustos’ta bir daha geri dönüş olmamak üzere milletimiz tarafından bekleme odasına alındı” ise bu ne anlama gelmektedir:
1- Anayasa ilga edilmiştir.
2- TBMM askıya alınmıştır, işlevsizdir.
3- Milletvekillerinin milletvekillikleri düşmüştür.
4- Parlamenter sistemin olmazsa olmazı olan siyasi partiler devre dışıdır.
5- Kamuda kullanılan yetkiler yasalardan ve Anayasa’dan alınmadan kullanılmaktadır.
6- Kuvvetler ayrılığı kalmamış, yasama-yürütme-yargı arasında koordinasyon sağlayan hiçbir organ faaliyette değildir.
7- Yasama-yürütme ve yargı erklerinin hangi organ tarafından neye göre kullanıldığı belirsizdir.
8- Yasama-yürütme-yargı güçleri ayrı değilse orada özgürlük diye bir şey yoktur. (Montesquieu)
9- Mevcut iktidar hiçbir ve güçle bağlı değildir.
10- Parlamenter sistem yoksa kuvvetler bir kişi ya da zümrede toplanmış demektir ve bu da monarşi ya da diktatörlükten başka bir şey
değildir.
11- Sistemin sorumsuz kanadı cumhurbaşkanının da sorumlu kanadı başbakanın da attığı imzaların hükmü yoktur!
12- Vatandaşlar hukuk kurallarına eşit statüde bağlı değildir.
Şimdi…
Bizzat Cumhurbaşkanı “Parlamenter sistem bekleme odasına alındı”diyorsa, artık bu sistemin adını koymanın zamanı da gelmiş demektir, değil mi?
Ustalık siyaseti!
Recep Tayyip Erdoğan’ın siyaset yapma biçiminin belki de en işe yarar tarafı, ortaya çıkan her durumu kendi lehine çevirecek manevraları hızlı ve zamanında yapabiliyor olma yeteneğidir. Tabii bunu söylerken onungeleceği kendine göre kurgulama yeteneğini de göz ardı etmemek lazım!
Bir süreden beri ne diyor Cumhurbaşkanı?
“400 milletvekili verin, bu iki başlı yapıdan kurtulalım. Çünkü bu yapı ayak bağı oluyor.”
Bu söylemin ertesinde Cumhurbaşkanı ile kendi seçtiği ve seçimlere giderken oy istediği hükümet ve partisi arasında bir konuda görüş ayrılığı baş gösterdi.
Bu durumu bile adeta önceden kendisi kurgulamış gibi “Gördünüz mü bak, iki başlılık böyle bir şey, nasıl da ayak bağı oluyorlar” anlamına gelen sözlerle açıklıyor, kendi medyasında da böyle aktarılıyor. Bu tarz ustalık dönemi siyaseti değilse nedir?
Çoktan seçmeli Türkiye’de din özgürlüğü sorusu…
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Türkiye’de din ve vicdan özgürlüğünün diğer Avrupa ülkelerine göre çok ileri seviyede olduğunu ifade ederek, “Türkiye’de antisemitizm yoktur. Batı’da olduğu gibi İslamofobi’nin karşıtı olan başka bir fobi yoktur. Türkiye’de ırkçılık yoktur. Yani tabanda zemin bulamamıştır. Bugün Avrupa’da ve başka ülkelerde yaşananlara baktığımız zaman bizden ne kadar geride olduklarını görüyor ve gerçekten üzülüyoruz” dedi.
Şimdi… Bu paragrafa göre aşağıdakilerden hangisi doğrudur?
A- Bu sözleri söylemiştir çünkü yeni Türkiye onların Türkiye’si.
B- Söylememiştir, bunları gazeteciler uydurmuştur!
C- Söylemiştir ama gerekçelerini 8 Haziran günü açıklayacaktır.
D- Söylemiştir çünkü sadece başörtüsü konusunda rahatlama sağladıkları için din özgürlüğünü inşa ettiklerini düşünmektedir.
E- Söylememiştir çünkü Türkiye’de olmayan özgürlükleri en iyi kendisi
bilmektedir.