Seçimler, anketler ve ittifaklar
Emre Uslu 01 Ocak 1970
Son yıllarda seçimlere gidilirken seçmen algısın üzerinde yapılan çalışmalarda en kritik rolü AKP’ye çalışan anket şirketleri oynuyor. AKP’nin anket yaptırdığı, adeta AKP sözcüsü gibi televizyonlara çıkartılıp yorumlar yaptırılan özellikle iki anket şirketi dikkat çekiyor; Anar ve Genar.
Bu iki şirket 30 Mart seçimlerini –bence bilerek– en kötü tahmin eden iki şirketti. Hem Anar hem de Genar, 30 Mart seçimlerine üç ay kala ortaya çıkıp, AKP’nin oylarını oldukça yüksek gösteren anketler yayınlamıştı. Örneğin Genar, aralık ve şubat aylarında kamuoyuna açıkladığı AKP oylarını yüzde 48’in üzerinde göstermişti.
Mart ayında ise Anar AKP’nin oyunu yüzde 48,6, AKP’ye anket yapan bir diğer şirket Pollmark da yüzde 49,4 olarak göstermişti.
Bu şirketlerin ortak özelliği AKP kurulduktan sonra neredeyse sadece AKP için anket yapmaları. Şirketlerin yöneticileri AKP’yi AKP sözcülerinden daha fazla savunuyor.
Peki, ne oldu 30 Mart’ta: AKP yüzde 43 oy aldı. Bir araştırma şirketinin genelde yanılma payı ± 2’yi geçmez. Ama AKP’ye çalışan bu şirketlerin yanıl(t)ma payı en az +5.
Gözlemim şu: AKP’ye çalışan şirketler, AKP’yi alacağı gerçek oydan +5 ila +8 daha fazla gösteriyor.
Böylece, özellikle muhalif kitleler “AKP zaten kazanacak” diyerek sandığa gitmiyor. Onlar sandığa gitmeyince AKP’nin oyları daha yüksek çıkıyor.
Daha ilginç durum da şu: her ne zaman AKP’yi düşük gösteren bir anket yayınlansa bir hafta içinde havuz medyasında karşı bir anket yayınlanıyor. Anket şirketlerinin katılarıyla AKP stratejistleri AKP = yüzde 50 algısını yerleştirdi. Bu yüzden AKP’nin yüzde 50 bandında olduğu algısını yıkmak istemiyorlar. Halkın kafasında oluşan AKP = yüzde 50 algısını yıkmamak için AKP’nin anket şirketleri özel bir gayret gösteriyor gibi.
Demokrasinin özü, halkın doğru bilgilendirilerek, hür iradesiyle seçim yapması esasına dayanır. Bu yüzden demokrasilerde özgür medyanın varlığı seçimlerin varlığı kadar önemlidir. Anket şirketlerinin halkı doğru bilgilendirmesi de medyanın varlığı kadar önemlidir. Japonya’da bir anket şirketinin halkı bir pati lehine en az +5 yanılttığını düşünün? Şirket sahibi intihar eder. Batılı ülkelerde anket şirketlerinin bir partiyi ısrarla yüksek gösterdiği ortaya çıksa, haklarında soruşturmalar açılır.. Ama bizim ülkemizde en çok yanıl(t)an daha çok itibar görüyor.
30 Mart seçimlerinde, seçim hilelerinin yapıldığı herkesin malumu. “Trafolara kediler girdi” denerek elektrikler kesilip sandıkların değiştirildiği algısı oldukça yaygın. Örneğin birçok kişi Melih Gökçek’in Ankara’yı hakkıyla kazandığına inanmıyor. Bazı yerlerde seçim hileleri mahkeme kararlarıyla tescillendi. Sandık başkanları AKP’ye daha çok oy yazdıklarını itiraf ettiler.
Halkın çoğu AKP’nin 30 Mart’ta aldığı yüzde 43 oyun bir kısmının “trafoya giren kedilerin oyu” olduğuna inanıyor. Bu durumda AKP’ye çalışan anket şirketleri halkı daha fazla yanıltmış demektir.
Kişisel olarak ben kendi gözlemlerimden hareketle, 30 Mart seçimlerinde AKP’nin oylarını yüzde 30’larda olduğunu tahmin etmiştim. Kendi çevremde “yüzde 30’lar”dan kastımın yüzde 38 civarı olduğunu söylemiştim. Bu benim açımdan açık bir yanılgıydı. İnsanlar tahminlerinde yanılabilir ama objektif anketler yaptığını iddia eden anket şirketlerinin AKP lehine +8 yanılması kabul edilebilir bir yanılgı değildir.
AKP kedilerin desteğiyle ancak yüzde 43 oy alabildi. Benim muhalif gözlükle baktığım sübjektif tahminim bile AKP anketlerinin tahminlerinden daha tutarlı görünüyor.
Hiç gerekmediği halde kendi adıma seçimlerden sonra kendi takipçilerimden özür diledim ve yanıldığımı kabul ettim. Ancak bakıyorum AKP’nin anket şirketleri sanki 30 Mart seçimlerini en doğru kendileri tahmin etmiş gibi hâlâ ekranlarda AKP’yi yüzde 42 gösteren şirketlerin sahiplerine “kafayı yemiş” diyebiliyor.
Artık havuz medyasında ne zaman bir anket görsem o anketin en az +8 şişirilmiş olduğunu düşünüyorum.
Kendi adıma artık seçim tahmini yapmıyorum. Yazdığım tüm veriler kendimce güvenilir bulduğum, 30 Mart seçimlerini en doğru tahmini yapan anket şirketlerinden aldığım veriler.
Buna göre AKP’nin oyları yüzde 42 civarında. Türkiye’nin geleceğini etkileyecek karar MHP’nin elinde. Eğer MHP küçük partilerle ittifak yaparsa, muhafazakâr seçmene kapıları açarsa yüzde 22 civarında oy alıyor. Bu da AKP’nin tek başına iktidara gelememesi demek.
Daha ilginç veri şu: BBP ve SP gibi küçük partilerin kendi aralarında ittifak yapmasına sıcak bakan seçmenin oranı yüzde 8. BBP-SP ittifakına oy verir misiniz diye sorulduğunda yüzde 5 oy geliyor. BBP çatısı altında diğer partilerin ittifak yapıp flaş isimlerle seçime gitmesi durumunda bu oyların artacağı görülüyor. Ancak bu durum MHP’yi de olumsuz etkiliyor.