Çıkar ortaklığı çöküyor!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
Özal’ın ANAP iktidarı da bir çıkar ortaklığıydı…
Özal, iki kolunu başının üzerine kaldırıp ellerini havada birleştirerek bütün görüşleri temsil ettiğini gösteriyordu…
Sağ partilerden kim varsa kapağı Özal’ın partisine attı…
Kendi zenginlerini yarattılar…
Semra hanımın etrafını saran papatyalar…
Semra hanıma yazılan şiirler…
Erkek papatyaların aldığı ihaleler ve iktidar sahiplerine yağdırdıkları pahalı hediyeler…
Has Bahçe, Lale Devri, tatlı hayat…
Yalan dolan, talan, yolsuzluk ve rüşvetle geçen yıllar!..
* * *
Özal Çankaya’ya çıktı, en güvendiği, kendine en çok bağlı, sessiz sakin kişiyi, Yıldırım Akbulut’u başbakanlığa getirdi…
Aralarının bozulması 6 ayı bulmadı…
Hükümet etme yetkisini eline alan, Çankaya’ya başkaldırdı… (İkinci örnek: Mesut Yılmaz)
Tayyip geçmişi iyi bildiği için “Başkanlık” diye tutturdu…
Bütün yetkileri elinde bulundurmak için…
Ama olmuyor!..
Tayyip rejimi zorluyor…
“Parlamenter sistem bekleme odasında” diyerek, sistemin ortadan kalkması için kendi başkanlığını beklediğini ima ediyor…
Bir vatandaş da bu sözün anayasal suç olduğunu ileri sürerek savcılığa suç duyurusunda bulundu!..
* * *
Arınç ile Melih Gökçek arasında patlayan kavga Sadrazam Ahmet’in dediği “disiplin mekanizmalarının işletilmesiyle” kapatılacak bir konu değil…
Hükümet sözcüsü, kendi partisinden belediye başkanını “Başkent’i parsel parsel satmakla” suçluyor!..
Buna Sadrazam’ın diyeceği bir şey yok mu?..
Hükümet sözcüsü çok ağır suçlamalarda bulunuyor, Hükümetin Başı Ahmet’te tık yok…
Hükümet sözcüsü usulsüz plan değişikliklerinden söz ediyor, Ahmet sus pus…
Plan değişikliklerinden gelen trilyonluk rant kimlere gitmiş, kimler bölüşmüş, hesabı sorulmuyor, Ahmet sadece kavgayı doğru bulmadığını söyleyerek geçiştiriyor!..
* * *
Mesele rantsa, mesele parsel parsel satmak veya bölüşmekse…
Mesela Melih Gökçek her şeyi bir kenara bırakıp bir konuşmaya başlasa…
Mesela İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş açsa ağzını, yumsa gözünü…
Acaba bu iktidar ortada kalır mı?..
Devran dönse, bu düzen değişse acaba kimler yargı önünde terlemeye başlar, kimlere cezaevi yolları görünür?..
* * *
Şimdi siz, Sadrazam Ahmet’in, yardımcısı ve hükümetinin sözcüsü
Bülent’in söyledikleri üzerine bir soruşturma başlatacağına; Başkent’in parsel parsel kimlere satıldığının belirlenmesi, plan değişiklikleriyle kimlere kaç katrilyon rant sağlanıp bölüşüldüğünün ortaya çıkması için harekete geçeceğine ihtimal veriyor musunuz?..
Mümkün değil!..
Çünkü hepsi aynı gemide…
Ancak, farkına varamadıkları o geminin artık hızla su almaya başlamasıdır!..
Çöküş başladı!..
Göreceksiniz…