Eşme’ye karşı Turan
Seda Şimşek 01 Ocak 1970
MHP, 1999 seçimlerine “Bir şey değişecek, her şey değişecek” diyerek girdi. Gerçekten “bir şey” değişmiş ve MHP sandıktan tarihindeki en yüksek oy oranıyla, sağın birinci partisi olarak çıkmıştı. Değişen “bir şey” MHP’nin Meclis’te olduğu süre içinde “her şey”i değiştirememiş; değişenlerin ise olumlu yönde olmaması 2002 seçim sonucunu ortaya çıkardı. Yine de hükümet partileri arasında siyasette tutunabilme ihtimali kalan tek partiydi. 2007 seçimlerinde, “Dünyaya Tek Bir Cevap Yeter: Tek Başına MHP” gibi Türkçe açısından da problemli bir slogan eşliğinde, düşük profille parlamentoya dönebildi. Zira, AK Parti ile 367 saçmalığı arasında geçen ve saçmalığın kaybetmesiyle sonuçlanan seçim, MHP dâhil hiçbir siyasi partinin profil yükseltmesine imkân vermiyordu.
“Ses ver Türkiye” sloganıyla girdiği 2011 seçimleri, MHP’nin tekrar yükseliş seçimleri olabilirdi eğer Türkiye’den önce kasetler yoluyla internet ses vermeseydi! O şartlarda, MHP’nin barajın altında kalmasına razı olmayan “stratejik oy”larla Meclis’te kalmayı başardı. Aslında, o seçimde görülmüştü, 2015 seçimlerinin Türkiye’de “milliyetçiliğin” seçimi olacağı.
“Çözüm süreci” başlığı altında yaşananlar da bu kanaati pekiştirdi. Meşhur 10 maddenin açıklandığı Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’ndeki görüşme, dominant figürü Öcalan olan bir görüşmeydi. Öcalan, Sırrı Süreyya Önder’in sesiyle konuşuyordu! “Dominant figür”, Nevruz’da da Türkiye’nin gündemine “Eşme ruhu”nu soktu. “Eşme ruhu”, Karakozak’tan Süleyman Şah Türbesi’ni alıp çıkan ve PYD Bölgesi’ne taşıyan bir Türkiye’ye denk düşüyordu! Öcalan, Türkiye Cumhuriyeti’ni PKK ile bile değil, PYD ile eşitlemek istiyordu!
“Vatan Turan’dır”
Bahçeli işte bu ahval içinde, MHP’nin 21 Mart Kongresi’nde kürsüye çıktı. Nereye dayanacağı belliydi. Yani, kongre konuşmasında “Vatan Turan’dır” demesi boşuna değil. Türklüğün cezrinden bunalanlara bir med adresi gösterdi: Vatan Turan’dır.
Seçimi, “Eşme” ve “Turan” tartışmasına sokmak Şıpka kahramanı Süleyman Asım Paşa’dan beri Türkçülüğün eline geçmiş en büyük siyasi fırsattır ve Bahçeli bu fırsatı tepemezdi, tepmedi. Kamuoyu araştırmalarında ifade edilen rakamların üzerinde bir oy beklediği aşikâr. Rüzgârın kendisinden yana döndüğüne, hesaplanan oranların üzerinde bir oyla ve milletvekili sayısıyla 2015 Haziran seçimlerinden çıkacağına inanıyor.
Bahçeli, 1999 tecrübesinin de etkisiyle Meclis’e daha genç, daha birikimli, daha liyakatli bir kadro ile gelmenin zeminini oluşturma gayretinde. Şu ana kadar MHP’den aday adayı olanlar, bu gayretin tezahürü. Haşim Kılıç, MHP’den aday olmadığını açıkladı ancak isminin MHP ile anılması bir heyecan yarattı. AK Parti iktidarlarının önemli bürokratlarından, tevazusu ile halkta karşılık bulan Durmuş Yılmaz’ı, bütün müsteşarlık makamları için adı gündeme gelen Erhan Usta’yı bu isimler arasında sayabiliriz.
Ahad Andican, Fergana Vadisi’nin tarihini, coğrafyasını, sosyolojisini konunun alimlerinden daha fazla bilen, o vadinin çocuğu bir tıp profesörü.
MHP’den milletvekili aday adayı olmak için TÜGİAD Başkanlığı’ndan istifa eden Ali Yücelen. TÜGİAD Başkanlığı’nı bırakırken açıkladı: “Diaspora Ermenileri’nin 1915’in 100. yılında ABD’de yürüttükleri bir kampanya var, “Divest Turkey.” “Türkiye’deki yatırımlarınızı çekin” diyorlar. Bu kampanya çerçevesinde Berkeley Üniversitesi Senatosu, üniversiteye ait 72,6 milyon dolarlık fonun Türkiye’den çekilmesi kararı aldı.
Bu kampanyadan haberdar ve bu kampanyaya karşı mücadele veren yegâne sivil toplum örgütü TÜGİAD’ın George Washington diplomalı başkanı, mücadelesini MHP’de sürdürmek istedi.
Oxford’da post doktora yapan, uluslararası tahkim denetçiliği görevini yürüten Alper Çağrı Yılmaz da MHP’de. Onların yanı sıra eski Ülkü Ocakları Başkanı Hakan Ünser de yeniden MHP saflarında.
MHP, 1999’un rövanşında bu defa “bir şey”le birlikte “her şeyi” değiştirmeye hazırlanıyor galiba!
