AKP ile belgeli rüşvet başladı
ESFENDER KORKMAZ 26 Şubat 2008
BİRKAÇ hafta önce basında yolsuzluk yapan AKP İl Başkanı'na atılan dayak sahnesi yer almıştı.
Önceki gün de, yine basında Hakkari'de sağlıklı kişileri tedavi görmüş gibi gösterip devleti zarara uğratan 39 zanlı arasında AKP İl Başkanı Osman Kızılban'ın da olduğu açıklandı.
Aynı gün, Türkiye Müteahhitler Birliği Başkanı Erdal Eren de TOKİ'den bir günlük belge ile iş alanlar olduğunu, denetimsiz binalar yapıldığını ifade ederek "Tanrı onların yaptığı denetimsiz binalarda oturanları korusun" dedi.
Dün de, tuz ihalesi öncesi, BOTAŞ'ın ihale komisyon üyelerine verilmek üzere yüzbin Euro'luk çeki bozduran Seydi Çevik isminde bir kişi yakalandı.
Böylece AKP iktidarı ile birlikte Türkiye'de rüşvet ve yolsuzluk tarihi de ikiye ayrılmış oldu... AKP öncesinde "rüşvetin belgesi" yoktu. AKP İktidarında "Belgeli Rüşvet" başladı.
Balık baştan kokar
KAMU ihalelerinde, özelleştirme işlemlerinde, pazarlık usulü ile yapılan işlerde, AKP'nin kamuoyunu takmadığı, istediği işi istediğine verdiği çok net olarak anlaşıldı.
Ayrıca il ve ilçelerdeki ve AKP'li belediyelerdeki tüm ihaleleri, kendi yandaşlarına verdi. Bu nedenle ihale yasasını 7 defa değiştirdi. Belediyelerin birçok ihalesini ihale dışında bıraktı. Bu yanlışlar Avrupa Birliği raporunda da yer aldı.
AKP'de yolsuzluğa karşı çıkanlara aktif ve pasif müdahale ediyor... Yolsuzluğa karşı çıkanlar işinden oluyor... Yeniden milletvekili olamıyor.
Örneğin birkaç yıl önce davet usulü ile İGDAŞ'a 44 Euro'ya sayaç alındı. Bu defa genel müdür değişti. Yeni genel müdür Levent Tüfek'çi aynı sayacı 22 Euro'ya aldı. İşinden kovuldu.
AKP'nin 22 dönem milletvekili, değerli taşlarda gümrük vergilerinin neden sıfıra indirildiğini sormuştu? Yanlışlara karşı çıkmıştı... Partisinden ayrılmak zorunda kaldı.
2004 Mahalli İdareler Seçimlerinde hükümetin, hakkında çok sayıda yolsuzluk dosyası olan bağımsız bir belediye başkanı ile, belediye seçimlerini kaybetmesi ve AKP'nin alması halinde takip edilmeyeceği şeklinde bir pazarlık yapıldığı söylentisi var. Aynen de gerçekleşen bu olayla ilgili zihinlerde soru işaretleri oluştu... Zira ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
Başbakan'ın aile fotoğrafı
KANAL Türk Başbakan'ın iş âlemindeki aile fotoğrafını, yerli yabancı birçok iş adamıyla hangi ilişki içinde olduğunu açıklamıştı.
Örneğin, Galaport ihalesini alan OFER'in bedeli 49 yılda ödeyeceği açıklanınca, skandal patladı.
TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'sının sessiz sedası OFER'e satılması belgeli yolsuzluğun tarihe geçmesine neden oldu.
Başbakan Lübnan'a gitti... Hariri ailesiyle görüştü... Ardından Türk Telekom bu aileye yalnızca üç yıllık kârına satıldı.
AKP, devletin çivisini çıkardı
İSTANBUL Üniversitesi İktisat Fakültesi Mezunlar Vakfı, 2006 yılında İstanbul'da bir yolsuzluk araştırması yaptırmıştı. Bu nedenle yapılan anketlerde, deneklere Türkiye'nin en önemli sorunu nedir? diye sorulmuştu. Yüzde 60 işsizlik ve yoksulluk olarak, yüzde 11 'de yolsuzluk olarak cevap gelmişti.
Türkiye'de yolsuzluk birinci derecede bir sorun olarak görülmüyor?
İşsiz, aç, yoksul ve borç- harç içinde kalmış bir insan, önce kendini kurtarmaya bakar. Yolsuzluğu ikinci derecede görür. Bunu iyi bildiği için, AKP önce milleti borç- harç içinde bıraktı. Halkın bankalara 94 milyar YTL borcu birikti. AKP iktidarı iş yerine ekmek, kömür ve sağlık sigortası yerine de yeşil kart dağıtıyor. Devlet - vatandaş ilişkisini rafa kaldırdı... Yerine Millet - AKP ilişkisini getirdi... Millete rüşvet vererek milleti yolsuzluklara ve rüşvete karşı duyarsız yaptı.