Tayyip Bey’in gizli müttefikleri
Sabahattin ÖNKİBAR 09 Ocak 2007
Üretimi montaja dönüştürülmüş, yapılan ihracatın yüzde 68’i ithalata bağımlı kılınmış, ödemeler dengesi ve cari açıkta dünya rekortmenleri arasına girilmiş, beyaz yakalı (eğitimli) işsizler güruhu orduya dönüşmüş, parası astronomik faiz politikası ve bunun sonucu olarak sıcak para sebebi ile sürekli değer kazanmış ve enflasyonunu bununla yapay olarak indirmiş ve de yatırımları neredeyse stop ettirilmiş bir ülkede, iktidardaki bir partinin ikinci kez sandıktan çıkması eşyanın tabiatına aykırıdır.
İşte tablo
Bitmedi...
Hayat-memat dediği AB olayı askıya alınmış, 200 küsür yıldır ilk kez Türk’ün kanla kendine katıp vatan yaptığı Kuzey Kıbrıs rulet masasına sürülmüş, K Irak’ta Kürt devleti bağıra çağıra gelirken sadece seyirci konumuna düşülmüş, kahraman askerinin başına çuval geçiren adam ABD tarafından Irak’a komutan yapılırken gıkı çıkmamış, PKK hadisesinde bir ileri 15 geri yapmış bir siyasi heyetin, milletten tekrar onay ya da vize alması akıllara ziyan bir hadisedir.
Devam edelim:
Türban ve İmam hatip sorununu çözmek namus borcumuzdur deyip üstüne yatmış, yolsuzluk deyip Ali Dibo, Ofer ve benzeri olayları yaratmış, toplumu gerip cephelere ayırmış, kendi eksenindekilerle ısrarlı kadrolaşmayı sürdürmüş, devletin en önemli kurumları ile kavgalı olmuş ve bu korkuyla Batı başkentlerinde meşruiyet aramış bir siyasal yapının tekrar iktidar ve hatta birinci parti olacağını iddia etmek, sadece pozitif bilimin realitelerine değil, vicdanlara da hakaret anlamı taşır...
Erdoğan’ı güçlendirenler
Ancak...
Hal ve manzara bu iken Erdoğan’ın partisinin sandıktan tekrar iktidar olarak çıkması büyük ihtimaldır... Niçin ya da nasıl mı?...
1) Karşısındaki cephe yani muhalefetin dağınıklığı ile laikçi kesimin Jakoben muhalefet metodu AKP’nin en büyük şansıdır. Hep yazdık, Erdoğan’ı türban’la değil, yolsuzlukla, işsizlikle, üretimsizlikle, yatırımsızlıkla, Kürt devleti olayı ve Kıbrıs ile yıkabilirsiniz. Hal bu iken CHP ve Çankaya Köşkü Erdoğan’ı bildik konularda sürekli güçlendiriyor... Buna ilaveten DYP-ANAP ayrılığından, Cem Uzan ve DSP’nin durumuna kadar var olan dağınıklık da AKP için avantajdır. Evet AKP’den büyük zarar gören Uzan şimdi potansiyel bölen pozisyonu ile adeta Tayyip Bey’e örtülü müttefiklik yapıyor. Geçmişte kendi hükümeti için yolsuzluk iddiaları ortaya atıp AKP’ye ikbal kapılarını açan Tantan’dan Ali Müfit Gürtuna’ya, lider olarak doğduğunu düşünen İlhan Kesici’den M. Ali Bayar’a kadar pek çok isim de bugünkü duruşları ile Cem Uzan misalidirler.
ABD, İsrail ve medya
2) Türk siyasetine her türlü somut etkisi bilinen ABD ve İsrail; Büyük Orta Doğu Projesi bağlamında eşikte olan Bağımsız Kürdistan’a tepkinin en azını AKP göstereceği için desteği onadır.
3) Kıbrıs’da tavize en yatkın AKP olduğu için Batı bloku AKP diyecektir.
4) Türlü cezalarla yüzyüze gelen merkez medya, iktidar gücünü bugüne kadar en iyi kullanan AKP’ye karşı seçimlerde de tarafsız olamayacak, AKP’ye ılımlı kalmak zorunda kalacaktır. Medya’nın zorunlu yandaşlığı için şimdiden zeminler inşa ediliyor. Dikkat edin devletle iş yapan ve ceza tehdidini alan medya gruplarında genel yayın müdürleri ve kalemler nasıl rölantidedir.
5) Büyük güç toplayan ve genişleyen AKP medyası seçim sürecinde taarruza geçecektir.
Yeni Tanzimat dönemi
6) AKP seçime değil Türk, belki de dünya tarihinde en büyük bütçe ile giren parti olacak.. (Sakın seçimde paranın ne önemi var demeyin.)
7) AB, daha alacağı şeyler olduğu için, dediğini yaptırdığı AKP’yi isteyecektir.
8) Küresel sermaye ve rantiye, dünyanın en büyük reel faizini verdiği için AKP diyecektir.
Evet tablo budur. Dağınıklık sürerse, biliniz ki AKP kaderimizdir... Cumhuriyet’in yeni Tanzimat ya da Mustafa Reşit Paşa dönemini kapatmanın tek yolu, ben demeyi aşıp bütünleşmekten geçiyor...