Erdoğan ve avcı kekliği!
Arslan BULUT 26 Şubat 2008
AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, ekonomik konularda kelime oyunlarıyla halkı aldatmaya devam ediyor:
“Türkiye’nin iç ve dış net borcu 249 milyar YTL’dir. Öyle zannediyorum ki bunlar özel sektörün borcunu da kamu net borç stokuna ekliyor. Kimse kimseyi aldatmasın. Borcumuz budur. Gerçeği çarpıtmamak lazım. Gözü olup da görmemek bu olsa gerek.”
Peki bunun aksini kim söyledi? Özel sektörü ilave edersen, borç miktarı, 450 milyar doları buluyor.
Şimdi Erdoğan diyebilir ki “Özel sektör borcundan bana ne, borcu ben yapmadım ya!”
Diyemez. Çünkü özel sektör dışarıdan borç alırken kamu kefaleti ile alıyor. Yani borç verdikleri şirketlerden alacaklarını alamazlarsa, devletten çatır çatır alırlar! Bu durumda borç kimin borcu oluyor? Asıl ayıp böyle konuşmak değil mi?
* * *
Bir skandal ifade daha:
“2003 yılında yeni uluslararası sermaye yasasını çıkardık. 2003 yılında 1.7 milyar dolar. 2004 yılında 2.9 milyar dolar, 2005 yılında 10 milyar dolar, 2006 yılında 20 milyar dolar... 2007 yılında Türkiye’nin çektiği küresel sermaye, yatırım miktarı 21milyar 873 milyon dolar. Bu Türkiye için tüm zamanların rekorudur.”
Doğru söylüyor! Tüm zamanların satış rekorudur bu rakam.
“21 milyar 873 milyon dolarlık satış yaptık, Türkiye’nin geleceğini sattık ama biz buna küresel sermayenin yatırımı diyoruz” dese bir anlamı olacak!
Sattıklarına bakın? Tüpraş’ı, Petkim’i, Demir Çelik fabrikalarını, Tekel’i Erdoğan mı kurdu? Limanları Erdoğan mı inşa etti? Cumhuriyet döneminin birikimlerini satıyor! Hatta, gözünü Osmanlı dönemi binalarına, Haydarpaşa Garı’na ve bugün Marmara Üniversitesi’nin kullandığı Haydarpaşa Lisesi’ne bile göz dikti!
Turizm patlamasından söz ediyor Erdoğan; “2007’de 18 milyar 487 milyon dolar gelir seviyesine ulaştık. Göreve geldiğimizde 8.5 milyar dolardı bu rakam” diyor.
Türkiye’de turizm yatırımları Turgut Özal döneminde yapıldı. Fakat Erdoğan’ın haklı olduğu bir nokta var. O da yabancı sermayenin Türkiye’ye akınıdır. Hani Yatırım Danışma Konseyi toplantısında Türkiye’yi paylaşan şirketlerden birinin genel müdürünün sözünü hatırlayın; “Silahımız dolu, uygun kuşu bekliyoruz!” diyordu adam!
Burada avcı kekliği rolünde Tayyip Erdoğan var. Bütün kuşları, yani yabancılara satılacak stratejik kuruluşları o gösteriyor!
“Göreve geldiğimizde Türkiye’nin mili geliri 181 milyar dolardı, ama şimdi -kesinleşmedi ama- yaklaşık 500 milyar dolar. Yani, 79 senede ülkemizin milli geliri 181 milyar dolar iken, biz bunun üzerine şurada 5 yılda 320 milyar dolar ilave etmişiz” diyor. Bu rakamları kim uyduruyor da Erdoğan’ın önüne koyuyor? Türkiye’nin milli geliri 2001 krizi öncesinde bile 500 milyar dolardı! Yani Türkiye 7 yıldır yerinde sayıyor!
MHP iktidarına kadar
Türkiye kalır mı?
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Vakıflar Kanunu Tasarısı ile ilgili önemli uyarılar yaptıktan sonra “MHP olarak, Cumhuriyetimizin varlığına dönük açık bir saldırı ve ihanet olduğuna inandığımız Vakıflar Kanunu’ndaki değişikliğe karşı kararlı ve tavizsiz muhalefetimizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Aziz milletimiz, bize hükümet olma imkanı verdiği takdirde bu değişikliklerin eski haline getireceğimizi buradan huzurlarınızda açıkça belirtiyor, değişiklikten yararlanmak için pusuda bekleyen mihrakları da şimdiden uyarıyorum” dedi!
Peki MHP iktidarına kadar Türkiye kalacak mı?
Meclis’te haftada bir gün konuşmakla muhalefet olur mu? Ülkenin haraç-mezat satılmasına, devredilmesine seyirci kalmak istemiyorsanız, toplumsal muhalefeti yükseltmelisiniz. Mesela Reşat Doğru’nun Tekel işçileri ile bütünleşmesi gibi! Ama bu yetmez! Her alanda aynı kararlılığı göstermek gerekir.
Türkiye elden gittikten sonra, MHP iktidarını ne yapsın millet?