« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

13 Nis

2015

Osman Gökçek, Berat Albayrak, Sümeyye Erdoğan

Nazlı Ilıcak 01 Ocak 1970

Melih Gökçek’in oğlu Osman’ın aday yapılmamasına çok üzüldüm. Hiç değilse yakışıklı, donanımlı ve siyasete yatkın bir genç. Tercih edilen birçok adaydan üstün vasıflara sahip. Tabii bu AK Parti’nin takdiri ama herkes biliyor ki, Bülent Arınç’ın ısrarıyla ve “Hatırımı sayarlar”beyanıyla, Osman Gökçek bertaraf edildi.

Keşke Bülent Arınç, genç bir adamın siyasi kariyeriyle oynamak yerine, başka yerlerde hatırını kullansaydı. Meselâ, Sulh Ceza Mahkemeleri’nintabii hâkim ilkesine aykırı olduğunu söyleyerek, bu uygulamadan vazgeçilmesini isteseydi. Meselâ Hidayet Karaca’nın terör örgütü kapsamında cezaevine atılmasına tepki gösterseydi. Meselâ, yolsuzluğa muhatap olanların yargı önüne çıkmasını talep etseydi. O zaman kendisine şapka çıkarırdık. Ama her şeye gözünü yumduktan sonra, Melih Gökçek’le kişisel davası yüzünden, Osman Gökçek’in üzerini çizmesi, doğrusu pek yakışık almadı. Demek, gücü Melih Gökçek’e yetiyor. Sadece ona diş geçirebiliyor.

***

Bence, Berat Albayrak’ın milletvekili adayı olması, tam bir “nepotizm”örneği. “Akraba kayırmacılığı”. Albayrak, Tayyip Erdoğan’ın birinci dereceden akrabası değilmiş. Oysa akrabadan da yakın; oğlu sayılır. Üstelik adı, sıfırlama kayıtlarında da “destek eleman” olarak geçmişti. Şimdiden ekonominin başı ilân edildi. Eğer AK Parti iktidar olursa, Köşk’le uyumlu bir şekilde, ekonomi ona teslim edilecekmiş.

Bu arada Sümeyye Erdoğan’ın hakkı yenildi. Osman Gökçek bertaraf edilsin diye, sözde bir akraba kuralı konuldu. Oysa Sümeyye Erdoğan, pekâlâ Rize’den milletvekili olabilir, hatta Kadından Sorumlu Bakan koltuğuna da oturabilirdi. Madem bir rejim değişikliğiyle karşı karşıyayız, onun kadınlar hakkındaki özgün düşüncelerinden yararlanmak gerekirdi. AK Parti Brüksel Siyaset Akademisi'nde "Dünyada Müslüman kadın algısı ve eşitlik mücadelesi" konulu panelde miras hakkında orijinal açıklamalarda bulundu:

"Miras konusu sık sık gündeme getirilir. Niye erkek çocuğa daha çok, neden kız çocuğa daha az miras düşüyor denir. Ama bunu incelediğimizde erkeğe evi geçindirme sorumluluğu verilirken, kadına böyle bir sorumluluk verilmediğini, doğal olarak erkeğe daha çok miras düşmesinin normal, hakkaniyetli ve adil bir durum haline geldiğini görürüz. Meselâ evli kadın ve erkek, ikisi de çalışabilir ama bu halde bile erkek mutlaka kazandığından eşine vermek zorunda; fakat kadın gelirini nasıl harcayacağına kendisi karar verir."

İnsanın içinden “Hangi çağda yaşıyoruz” diye sormak geçiyor. Erkek evi geçindirmek zorundaymış, kadın istediği gibi parayı harcarmış… Bugün uygulama öyle mi? Karı-koca birlikte ev ekonomisine katkı sağlıyorlar. Kimin imkânı varsa, o veriyor. Zaten çocuğun sorumluluğunu da birlikte taşıyorlar.

Kur’an-ı Kerim’in miras hukukunu, bireysel tercih olarak herkes referans alabilir, diğer hükümlerini göz ardı etmemek şartıyla… İftirayı, gıybeti, hırsızlığı, yolsuzluğu yasaklayan ayetlere ara sıra göz atmayı denesek, belki biraz daha ahlâklı bir Türkiye’ye kavuşuruz.

Biraz ahlâk

Milletin vekili olacak insanlarda biraz ahlâk bulunmalı. Aday adayı oluyorsun, sonra seni seçmiyorlar, 180 derece dönüyor, sövüp sayıyorsun ve üstelik hâlâ itibarını koruduğunu sanıyorsun.

AK Parti’den aday adayı olan işadamı Mustafa Göktaş, bir ay önce çıktığı bir yerel televizyonda neler söylemişti: “Bütün Ortadoğu ülkeleri AK Parti diyor… Ecevit, Demirel, Çiller döneminde kuraklık vardı, şimdi 24 saat yağmur yağıyor. Niye? AK Parti’nin yüzü cennet. Ferah, refah… Bu iktidarın yüzünde hayır var, bereket var. Hangi devlete gidersen AK Parti diyor. Allah imkân vermiş, ne ben durdurabilirim ne de sen. Bu sefer 400 milletvekili getirecek.”

Mustafa Göktaş, aday olamadı. Bağımsız adaylığını koydu. Gene bir yerel televizyona çıktı ve konuştu: “AK Parti’den istifa ettim. Çünkü bu yalan parti. Beni yalana koyacaklardı. Ben yalana girmek istemiyorum. Delikanlı olacaksın, yalancı olmayacaksın. AK Parti’de her şey torpille oluyor.”

Türkiye’de ahlâk iyice artık sükut etti. Herkes gemisini yürüten kaptan pozisyonunda. Dalkavukluk diz boyu, menfaat ön planda.

AK Parti’nin milletvekili adayları arasında bir grup silahşor ve tetikçi var. Paralel yapıya küfredenlerin pek çoğu listelerde yer buldu. Mustafa Göktaş da, doğrusu üzerine düşeni yapmıştı. Fakat, yerel bir televizyonda konuştuğu için herhalde gözden kaçtı. Yoksa muhtemelen seve seve aday gösterilirdi.

Nabza göre şerbet

Sabah Gazetesi, “Paraleli MOSSAD ve CIA yönetiyor” manşetini Türkiye’deki tabanı için atıyor. Çünkü burada amaç, ipleri yurtdışında olan bir örgüt imajı vermek. Ama Daily Sabah, İngilizce olarak “Gülen’in hedefi İslâm Devleti kurmak” iddiasını manşetine taşıyor. Orada da “17-25 Aralık darbe girişimi başarılı olsaydı, Humeyni gibi başa gelecekti” diye yabancıların gözünü korkutmak istiyor. Kısacası nabza göre şerbet veriyor.

Ziyaret -> Toplam : 125,31 M - Bugn : 74717

ulkucudunya@ulkucudunya.com