« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Nis

2015

Konuşulmayan tarih 24 Nisan'a giden süreç

Kemal Çiçek 01 Ocak 1970

Tehcirin sonuçları tartışılıyor ama sebepleri ise göz ardı ediliyor. Çok az kişi Paris Konferansı’nda Ermeni temsilcinin “150 bin Ermeni İtilaf Devletleri’yle beraber savaşıyor” dediğini hatırlıyor. Ya da 24 Nisan 1915 öncesinde Ermeni çetelerinin Ruslar’la işbirliği yaparak 30 bin kişiyle Van’ı kuşattığını biliyor

Bu hafta 24 Nisan’ı anmak için yine toplantılar ve gösteriler yapılacak. Türkiye kamuoyunu soykırım tezleri konusunda bilgilendirmek için propagandalar yapılacak. Bir kez daha insanlar Amerika başkanının 24 Nisan’ı anmak için ne diyeceğini merak edecek. Ermeniler’in zorunlu göçe tabi tutulmalarını “soykırım” olarak kabul etmeyenler bir kez daha empati yapmamakla suçlanacak.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Ermeniler’in bir kısmı Osmanlı Devleti’ne ihanet etti ve İtilaf ordularına katıldı. Bazı Ermeniler ise devletine sadık kaldı. Ne yazık ki bugün sadece tehcirin sonuçları tartışılıyor, sebepleri ise gözardı ediliyor. Çok az kişi, Ermeni Delegasyonu Başkanı Bogos Nubar Paşa’nın Paris Barış Konferansı’nda 150 bin Ermeni’nin İtilaf Devletleri’yle beraber savaştığını söylediğini hatırlıyor. Bu hafta Ermeni trajedisinin farklı yönlerini ele aldık.

FATİH PATRİKLERİNİ BAĞIMSIZLAŞTIRDI

Soykırım tezlerini savunanlar Osmanlı Devleti’nde Ermeniler’in ikinci sınıf olduğunu, sürekli baskı altında yaşadıklarını ve aşağılandıklarını iddia ederler. Hâlbuki durum çok başkadır. Fatih Sultan Mehmet, Ermeni Patrikhanesi’ni bağımsızlaştırmış, Bizans tarafından hor görülmüş Ermeniler’i bir millet olarak bir araya getirmişti. Özellikle Yunan isyanından sonra Ermeniler’in diplomasi ve maliye kadrolarındaki etkinlikleri daha da artmıştır. Ermeniler’in hiç sevmediği II. Abdülhamit, döneminde çok sayıda Ermeni’yi kritik devlet görevlerine tayin etmiştir.

İTTİHAT VE TERAKKİ PARTİSİ VE ERMENİLER

İttihat ve Terakki iktidarında Ermeniler’in siyasi ve ekonomik sorunlarının çözümü için daha ciddi adımlar atılmıştır. Meşrutiyet’in ilanından I. Dünya Savaşı’nın başına kadar yapılan her üç seçimde de Taşnaklar, İttihat ve Terakki ile seçim ittifakı yapmıştır. Bu sayede 14 Ermeni mebus olarak Osmanlı Meclisi’ne girmiştir. 1912 yılının Eylül ayında Osmanlı İmparatorluğu’nun Dışişleri Bakanı olarak Gabriel Noradounghian atanmıştır. Osgan Mardikyan Efendi 1913-14 yıllarında Posta ve Telgraf Bakanı olarak görev yapmıştır. I. Dünya savaşının sürdüğü yıllarda bile 522 Ermeni kritik devlet görevlerinde bulunmuştur. Ermeni milletvekili Hallaciyan Efendi 1917 yılında yapılan resmi toplantılarda masada yerini korumuştur.

ÇETE REİSİ MEBUS KAREGİN PASTIRMACİYAN'IN İTİRAFI

I. Dünya Savaşı başladıktan sonra Ermeni siyasetine yön veren önemli partiler Rusya ile beraber hareket etmeye karar verdiler. 1914 yılının Eylül Ayında Tiflis’te yapılan büyük kongrede alınan bu karar çerçevesinde Ermeni çeteleri kuruldu. Bu çeteler, Rusya’nın teşvik ve destekleriyle Osmanlı ordusuna cephe gerisinde büyük kayıplar verdirdiler. Ayrıca kırsal kesimlerde Müslüman halka karşı katliamlar yaptılar.
Daha önemlisi Erzurum bölgesindeki çetelerin başında bulunan eski mebus Karegin Pastırmaciyan’ın itiraf ettiği gibi, Sarıkamış Harekâtı sırasında Osmanlı ordusunun hezimete uğramasında çok büyük rol oynadılar.

ERMENİ KOMİTECİLER 24 NİSAN 1915 GÜNÜ UYARILDI

Ermeni çetelerinin Rus ordularıyla işbirliği yaparak 30 bin kişilik bir kuvvetle Van’ı kuşatması üzerine Osmanlı devleti 24 Nisan 1915 günü Ermeni siyasi liderlerine ciddi bir uyarı yapmak amacıyla Ermeni komitelerini kapattı. Ermeni siyasetçi, komitacı ve gazetecilerinden oluşan 235 kişi İstanbul’da tutuklandı. Bunlar trenle Ankara üzerinden Ayaş ve Çankırı’ya gönderilerek burada adli gözetim altında tutuldular. Bu insanlar akıbetleri hakkında yüzyıldır her türlü yalan haber yapıldı, büyük bir kısmının öldürüldüğü ileri sürüldü. Geçen yıllarda yayınlanan arşiv kayıtları, tutuklu Ermeniler’in akıbetlerinin hiç de anlatıldığı gibi olmadığını bütün çıplaklığı ile ortaya çıkardı.

24 NİSAN TUTUKLULARININ TÜRK DOSTLARI

Çankırı ve Ayaş’a gönderilen Ermeniler’in akıbetleri konusunda birçok spekülasyon yapıldı. Ancak iki hafta sonra 50’den fazla tutuklu Ermeni’nin serbest bırakılmasının arka planında yaşananlar, soykırım tezlerine pek uymadığı için olsa gerek fazla konuşulmadı. Hâlbuki tutuklu bazı politikacı, gazeteci ve yazarın serbest bırakılmasını sağlayanlar arasında Türkçülük hareketinin önde gelen şahsiyetleri vardı. Halide Edip, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul gibi önemli şahıslar başta Vartabed Komidas ve Diran Kelekyan gibi tanınmış Ermeni müzisyen ve gazeteciler için İçişleri Bakanı Talat Paşa’ya ricada bulunmuşlar ve serbest bırakılmasını istemişlerdi. Bu talepler olumlu karşılanmıştı. Daha birçok önemli Ermeni isim ise yine Türk dostları sayesinde İstanbul’a dönmemek, İzmir, Kütahya ve Bursa gibi illerde ikamet etmek şartıyla serbest bırakılmıştı.

TEHCİR KANUNU: ZORUNLU BİR GÜVENLİK ÖNLEMİ

27 Mayıs 1915 tarihinde çıkarılan Tehcir Kanunu’na dayanılarak Ermeniler’in tehcir edilmesi ve sonrasında yaşananlar gerçekten üzüntü vericidir. Ancak bu kanun, askeri açıdan önemli sebeplerle çıkarılmıştır. Kanunun 2. maddesi sadece casusluk ve ihanet içerisinde olduğu anlaşılan köy ve kasabaların ahalisinin tek tek veya toplu olarak diğer yerlere sevk ve iskân edilmesine ruhsat vermektedir. Kanunun çıkarılmasını o sırada Genelkurmay Başkanı olan Enver Paşa bizzat istemiştir. Van şehrinin kanunun çıkmasından bir hafta önce Ermeni çetelerince ele geçirilmesi ve Rus ordusuna teslim edilmesi de bu kararda çok büyük rol oynamıştır.

RUSLAR'A KARŞI KOYAMADAN DONARAK ÖLDÜLER

Erzurum’daki Ermeni çetesinin başında bulunan Karegin Pastırmaciyan bizzat Osmanlı Devleti’ne ihanet ettiklerini itiraf etmiştir. Hatıratında yazdığına göre komuta ettiği çete (Osmanlı) Onuncu Kolordusunu Oltu’dan Sarıkamış’a ilerlerken Barduz geçidinde kuşatmış, 24 saat çatışmış ve 30 bin kişilik Osmanlı ordusunun cepheye intikalini önlemiştir.

Bu yüzden Osmanlı askerleri “Rus ordusuna karşı koymak yerine, soğuktan donarak” ölmüştü. Ermeniler sayesinde, Rus ordusu zamanında cepheye ulaşmış ve donanımsız kalan Osmanlı ordusunu hezimete uğratmıştır.

'HAMDOLSUN İYİYİZ'

Ermeniler, kamplardan Amerika’daki akrabalarına, çoğu “Hamdolsun iyiyiz” diye başlayan mektup gönderebiliyordu. Amerika’daki Ermeniler de kamplardaki akrabalarına mektup gönderebiliyorlardı. Para göndermek de mümkündü.
Akrabalarının durumu hakkında bilgi almak isteyenlere konsolos, kamplardan aldığı bilgilere göre cevap verebiliyordu. Bu durum kampların arandığında insanların bulunabildiği yerler olduğunu gösteriyor. Yine Halep Konsolosu’nun verdiği bir bilgiye Osmanlı Devleti kamplarda düzeni sağlamak için Ermeni din adamlarını tayin etmişti.

AMERİKAN KONSOLOSU: 500 BİN ERMENİ GELDİ

Yıllardır tehcir edilen Ermeniler’in yollarda telef edildiği ileri sürüyorlar. Bazıları sayıyı bir milyon diyerek abartıyor. Hâlbuki 1916 yılı Şubat ayında, yani tehcirin son ayında, Halep Amerikan Konsolosu J.B. Jackson yaklaşık olarak 500 bin Ermeni’nin kamplarda yaşadığını, kendisinin günlük 2 lira yardım dağıttığını rapor etmiştir. Osmanlı Devleti yabancı yardım kuruluşlarına izin vermiştir.

DİASPORANIN KAYIP SAYISINI BM YALANLIYOR

100 senedir tehcir esnasında ne kadar Ermeni’nin yaşamını yitirdiği tartışılıyor. Hâlbuki BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Arşivi’nde bulunan bir belgeye göre 1922 yılında Türkiye’de 281 bin Ermeni yaşıyordu. 817 bin 873 Osmanlı Ermeni’si ise savaş sırasında dünyanın çeşitli ülkelerine göç etmişti. İddialara göre 98 bin kişi Müslüman olmuş ve Türkiye’de kalmıştı.

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 43894

ulkucudunya@ulkucudunya.com