« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Nis

2015

Analar ağlayacak mı?

Güngör Mengi 01 Ocak 1970

Çözüm sürecine “PKK terörü bitecek” umuduyla sarılanlar için Ağrı olayı geleceğe dönük ciddi bir endişe yaratmıştır.

HDP’nin ve PKK Kandil liderlerinin “silah bırakma” konusunda yaptıkları açıklamalar devam eden terör olaylarıyla geçersiz kılınıyor. Süreç içinde

Güneydoğu’da görülen her terör olayında “barışa yönelik provokasyon” can simidine sarılan HDP Ağrı Diyadin’de çıkan çatışma için de provokasyon dedi.

Başbakan Davutoğlu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise “provokasyonun PKK tarafından yapıldığını” söylediler.

Olay karanlıkta!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “olay bölücü terör örgütünün ve siyasi parti samimiyetsizliğinin ispatı mahiyetindedir” diyerek HDP ve PKK’yı suçladığı konuşmasında “Türkiye’nin dün olduğu gibi bugün de ‘terör örgütünü bertaraf etme’ konusunda bir sıkıntısı yoktur” sözleri dikkat çekicidir.

Burada “yapılacak operasyonlarla bertaraf etme” iması olduğuna göre; yıllardır söz edilen, İmralı’yla yürütülen çözüm süreci ne anlam taşıyor sorusu ortaya çıkar. Eğer bir sıkıntı yoksa PKK ve HDP’nin son bir yıl içindeki baskıları ve tehditlerine neden susuldu?

Vali ve Genelkurmay...

Ağrı’da 11 Nisan’da yaşanan PKK-asker çatışması ve yapılan operasyon için Genelkurmay “Güvenlik güçleri Vali tarafından görevlendirilmiştir” derken Ağrı Valisi Musa Işın “Operasyon emrini tek başına vermediğini, devlet kurumlarıyla görüşerek verdiğini” söylemiştir.

Görüştüğü devlet kurumu veya şahıslar kimdir?

Genelkurmay ile Vali neden çelişkili açıklamalar yapmıştır?

İçişleri eski Bakanı Efkan Ala’nın bu olayla ilişkisi olduğu iddiaları, Demirtaş’ın “Ağrı’da önceden hazırlanmış, kurgu bir sahte operasyon vardı” sözleri, kısacası olayın ne olduğu açıklığa kavuşmuş mudur?

Seçim ve yeni anayasa!

HDP’nin tek amacının yüzde 10 barajını geçerek Meclis’e parti olarak girmek olduğu biliniyor. Öte yanda bunu önlemeye çalışıyor görünen iktidarın “yeni anayasada merkezi idarenin yerel yönetimlere devri”ni seçim beyannamesine koyması bu çekişme görüntüsüne soru işaretleri getiriyor.

Güneydoğu’da mahkeme kuran, vergi toplayan, kendi güvenlik gücünü eğiten terör örgütünün “yerel yönetime yetki devri” sonunda neler yapacağı, bu bölgede ortaya çıkacak tablo acaba yeterince düşünüldü mü?

Bu vaadi hızlandırmak ve olası tepkileri azaltmak için seçime doğru ve seçimden sonra terör arttırılabilir mi? “Diyadin bundan sonra olacakların ilk işaretidir” diyenler haksız mıdır?

“Analar ağlamasın” diye yola çıkılmış bir süreçte anaları ağlatmamak, gençlerimizi korumak devletin görevidir!

Ziyaret -> Toplam : 125,29 M - Bugn : 43701

ulkucudunya@ulkucudunya.com