Rusya seçimleri
Mahir KAYNAK 05 Mart 2008
Kuzey Irak'a yönelik askeri harekat, baş örtüsü krizi ülkemizin gündemini yeteri kadar dolduruyor ve dışarısıyla çok fazla ilgilenmiyoruz. Benim gibi içerden dışarıya değil dışarıdan içeriye bakanlar ve bu alandaki gelişmelerin etkilerinin belirleyici olacağını düşünenler açısından Rusya'daki seçimler ilgi çekici. Gerçi seçim sonuçları, bir sürpriz beklenmediği için, merak uyandırmıyordu ama yönetimdeki sürekliliğin nasıl bir sonuç yaratacağı irdelenmeliydi.
Bunlar düşünürken bir dostum Rusya'daki siyasi yapının ülkemize çok benzediğini, Putin çizgisinin AKP'yi, Komünist partisinin de CHP'yi hatırlattığını söylüyordu. Üstelik dünya görüşü nedeniyle CHP çizgisinde olması gereken bir kişiydi ama o da birçokları gibi partisiz kalmıştı.
Eskiyi savunarak alternatif oluşturmak mümkün değildi. Sınır ötesi harekatın bölgedeki konumumuzu nasıl etkileyeceğini, dengenin nasıl kurulacağını ve yerimizin ne olacağını tartışmak yerine harekatın çapını ve çekilmenin zamanında yapılıp yapılmadığını tartışmak muhalefet sayılamazdı.
Rusya yöneticilerini çok partili seçimlerle belirliyor görünse de geçmişteki yönetim modelini değiştirmedi. Devlet politikalarını ve bu politikayı uygulayacak kişileri belirliyor sonra seçimlerin bu sonucu yaratmasını sağlıyordu. Bu şu anlama gelirdi: Biz seçimlerin nasıl yapıldığını biliyoruz. Ülkeyi, herkes gibi, seçilmiş görünen atanmışlarla yönetmeyi biz de beceririz.
Demokrasilerde yöneticileri halk seçer ama halkın tercihlerini etkileyen kimdir sorusu sorulmaz. Hiçbir somut olayı kastetmeden farazi bir örnek verebiliriz. Eğer bir güç odağı seçimlerin şahinler tarafından kazanılmasını istiyorsa birkaç terör eylemi yapar ve dış politikada kriz yaratır ya da önemsiz bir olayı bir kriz gibi yansıtır. Demokrasilerle yöneticileri halk seçer ama halk hangi etkiler altında tercihlerini belirler? Bu tercihleri etkileyen bir güçten söz edilebilir mi sorusu cevapsız kalır.
Rusya'da komünistler kazansaydı ekonomide devletin rolünü artıracaktı. Şimdi özel teşebbüs ekonomiyi kontrol ediyor ve büyük zenginler karar verici konumda. Eğer bu zenginler, birileri tarafından belirleniyorsa ve bir görevli gibi davranıyorsa bunun komünistlerden farklı olan yanı ne?
Bu nedenle Rusya'da seçimi kimin kazandığının, hangi ideolojiyi savunduğunun hiçbir önemi yok. Önemli olan onun uygulayacağı politikalar ve bunun dünyaya etkileridir. Bu politikanın komünist, kapitalist ya da dinci bir zümre tarafından uygulanmasının, sonuçlar açısından, ne farkı var?
Rusya'nın küreselleşme karşıtı politikalarının devam edeceği, Avrupa ve Uzak Doğuda oluşması muhtemel yeni güç odaklarını engelleme politikasını sürdüreceği, ekonomide ithal ikameci bir yol izleyeceği ve askeri açıdan güçlü konumundan vazgeçmeyeceği söylenebilir. Askeri açıdan rakipsiz iki güç olan ABD ve Rusya'nın stratejik düzeyde uzlaşmacı, taktik planda rekabetçi olmaları beklenir.
İç politikada muhalefetin yeniliklere kapalı olması, söylemlerini ideolojiyle sınırlaması bir değişimi imkansız kılıyor. Muhalefet iktidarın payandası haline dönüşüyor.