Tek adam rejimi için referandum
Erhan Başyurt 01 Ocak 1970
Başbakan Ahmet Davutoğlu, genel başkanı olduğu AK Parti’nin seçim beyannamesini açıkladı. Beklendiği gibi “başkanlık sistemi”bildirgede yer aldı.
100 maddelik bildirgede 57, 58 ve 59’uncu maddeler açıkça seçim sonrası “başkanlık sistemi”ne geçileceğini ortaya koyuyor.
İşte en kritik cümle:
“Cumhurbaşkanı’nın doğrudan halk tarafından seçilmesi ile birlikte idari yapının başkanlık sistemi yönünde yeniden yapılandırılmasını, yetki kargaşasının giderilmesi ve hesap verilebilirliğin gerçek anlamda tesisi için gerekli görmekteyiz.”
AK Parti’nin önerisi
Seçim beyannamesi AK Parti’nin yeter çoğunlukla Meclis’e gelmesi halinde, rejim değişikliğine gitmek konusunda kararlı olduğunu gösteriyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uzun süredir dile getirdiği “başkanlık sistemi”, AK Parti’nin seçim beyannamesine alınarak, 7 Haziran seçimleri rejim değişikliği için “halk oylaması” haline getirildi.
Seçim beyannamesi nasıl bir başkanlık sistemi önerildiğini ortaya koymuyor. Erdoğan’ın başbakanlığı döneminde AK Parti’nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na sunduğu “22 maddelik başkanlık sistemi teklifi” dışında bu konuda elimizde somut bir belge bulunmuyor.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu’na AK Parti’nin sunduğu başkanlık sistemi, ABD veya demokratik örneklerin aksine seçilmiş “tek adam” rejimi öngörüyor.
İnanılmaz yetkiler
İşte AK Parti’nin o önerisinde yer alan ve başkana verilen inanılmaz yetkiler:
- Başkan, yürütmenin başıdır. İç ve dış siyaseti yürütür.
- Bakanları atar, görevden alır. Bakanlık kurabilir, bakanlıkları kaldırabilir. Bakanların görev ve yetki dağılımını belirler.
- Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve HSYK üyelerinin yarısını atar.
- Tüm kamu yöneticilerini atar, görevlerine son verebilir.
- YÖK üyelerinin yarısını, rektörlerin tamamını atar.
- Büyükelçileri atar, uluslararası anlaşmaları imzalar.
Savaş kararı alabilir
- ‘Başkomutan’ olarak savaş kararı verebilir.
- Sıkıyönetim veya olağanüstü hal ilan edebilir.
- Hastalık, sakatlık ve kocama nedenleriyle kişilerin cezalarını af edebilir.
- İhtiyaç halinde kanun hükmünde “başkanlık kararnamesi” ve yönetmelikler çıkarabilir.
- Tek başına Meclis’i feshedebilir. Seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.
Başkanın üyesi olduğu partinin “AK Parti” örneğinde olduğu gibi Meclis’te çoğunluğu elde ettiği ve vekillerin tamamının da başkan tarafından belirlendiği durumunda, önerilen başkanlık modeli değil apaçık seçimle gelen “tek adam” sistemi oluyor.
Tek başına yasa çıkaran, yargıyı atayan, bakanları ve vekilleri belirleyen, hesap sorulması imkânsız “diktatör” yetkilerine sahip bir “başkan” seçilmiş olur.
Denge ve denetim yok
AK Parti’nin başkanlık sistemi önerisi, ABD Başkanı Obama’yı sınırlayan meclis denetmesi, atamalara meclis onayı gibi tüm “denge” ve “denetim” mekanizmalarını yok ediyor.
Kararname çıkarma, yürütmeyi atama, savaş kararı verme, tek başına Meclis’i feshetme ve yargı üyelerini belirleme gibi yetkilerle de “yasama, yürütme ve yargı” kuvvetler ayrılığı, tek kişinin elinde “kuvvetler birliği”ne dönüşüyor.
Önerideki gibi bir başkanlık sistemini, “oligarşik yapılar” çok rahatlıkla Esed ve Mübarek tarzı baskıcı rejimlere dönüştürebilir.
Madem 7 Haziran başkanlık sistemi için “referandum” olacak, öyleyse Türk halkının nasıl bir “yeni rejim” ile karşı karşıya kalacağı net ortaya konulmalı.
Sandık başına giden seçmen de neye oy vereceğini ya da verdiği oyun nasıl bir “rejim değişikliği” için onay anlamına geleceğini bilmeli.