« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

20 Nis

2015

Davutoğlu, başkanlık sistemini bekleme odasına aldı

Mümtaz’er Türköne 01 Ocak 1970

Davutoğlu'nun açıkladığı Seçim Beyannamesi'nde "başkanlık sistemi" yok; tersine başkanlık sistemine güçlü itirazlar ve Erdoğan'la açıktan yürütülen bir polemik var.

Beyanname'de iki maddede kendisine yer bulan bu itiraz ve polemik adrese, yani muhatabına yazılı olarak çok dikkatli ama tereddüde yer bırakmayacak şekilde açık ifadelerle formüle edilmiş. 57. maddede bir taşla iki kuş vuran ifade seçmen kitlelerini değil, tek kişiyi muhatap alıyor: "İdarî yapının Başkanlık sistemi yönünde yeniden yapılandırılması" isteğinin gerekçesi olarak "yetki kargaşası ve hesap verilebilirlik" problemi öne sürülüyor. Bir önceki maddede geçen ve yine cumhurbaşkanını hedef alan "yürütme erkinin yetki-sorumluluk dengesinin tesisi" talebi, tam olarak aynı noktaya atış yapıyor. "Yetki-sorumluluk dengesi" siyasî sistemin neresinde işlemiyor? "Sorumsuz" cumhurbaşkanının fiilen kullandığı "yetki"ler dışında, AK Parti seçim beyannamesinde bu hususun yer almasını gerektirecek herhangi bir arıza var mı?

Beyanname'de "halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı"nın yol açtığı "yetki karmaşası" ve "hesap verilebilirlik ve etkinlik" sorunları, "başkanlık sistemi"ne yer verilmesinin yegane gerekçesini oluşturuyor. "İdarî sistemin başkanlık sistemi yönünde yeniden yapılandırılması" ibaresi ise Erdoğan'ın bugüne kadar yok saydığı dev gibi bir sorunu, ters bir ifade ile önümüze koyuyor. Başkanlık sistemi, basit bir erkler ilişkisinin yeniden tanzimi meselesinden ibaret değil; idarî sistemin en küçük biriminden en tepesine kadar başkanlık sistemine göre bütünüyle yeniden tanzim edilmesi gerekir. Demek ki yetki karmaşasının temel sebebi, Erdoğan'ın fiilen işlettiği sistemin idarî yapı ile uyumsuzluğu imiş. Beyanname bize bu uyumsuzluğun yol açtığı sorunları ve giderilmesi zaruretini "başkanlık sistemi" talebi üzerinden anlatıyor.

Sonraki madde, doğrudan Erdoğan'ın dile getirdiği özgün başkanlık sistemine tam anlamıyla savaş ilanı niteliğinde. Erdoğan'ın "Türk tipi" sıfatını koyduğu, parlamenter sisteme göre güçler birliğini hedeflediği başkanlık sistemine karşı Beyanname özenli ifadelerle "denge ve kontrol mekanizmaları"nı öngörüyor ve bir adım daha ileri giderek "toplumsal farklılıkların siyasî temsili"ni de sisteme dahil ediyor. Erdoğan'ın muradı ile Beyanname'deki ifadeler arasında dağlar-denizler kadar fark var. Ayrıca bir sonraki maddede, Erdoğan'ın 400 vekil ve sonrasında 335 rakamı ile 7 Haziran'da sandıktan çıkacak AK Parti Meclis çoğunluğuna hasrettiği yeniden yapılandırma yerine "bütün siyasî taraflar ve sivil toplum kesimlerine" açık davetiye gönderiyor.

Başkanlık sistemi, Erdoğan'ın kendine özgü tanımlamaları ve ağır hegemonyası altında tartışıldığı için aradaki farkı anlamak zor olabilir. AK Parti'nin Seçim Beyannamesi, başkanlık sistemi önermek yerine Erdoğan'ın formülasyonu ve gerekçeleri ile polemiğe giren ve onu sınırlayıp reddeden açık bir metin. Lafzî olarak "başkanlık sistemi"nin yer almasına bakarak, seçime giren AK Parti'nin Türkiye'yi başkanlık sistemine taşımayı taahhüt ettiğini söyleyemeyiz. Tekrarlayalım: Tam tersine bu metin Erdoğan'ın peşinde olduğu güç temerküzü yerine güçler ayrılığı prensibini ve denge-fren mekanizmalarını savunuyor. Kısaca 7 Haziran, seçime giren AK Parti için bir başkanlık sistemi referandumu değil.

Erdoğan'ın savundukları ile AK Parti'nin resmî görüşü arasındaki uçurumu, söylenmeyen ve yazılmayan somut durumlar üzerinden karşılaştırmak da mümkün. Parlamenter sistem ile başkanlık sistemini, kuvvetler ayrılığı prensibine sadık kalarak Erdoğan'ın peşinde olduğu yetki arayışı açısından karşılaştırırsanız, parlamenter sistemin tartışılmaz üstünlüğü ortaya çıkar. Parlamenter sistem yürütme-yasama ikilisinin tek elde, başbakanın elinde toplandığı bir sistem; başkanlıkta ise yasamaya başkanın sözü geçmiyor. Kuvvetler ayrılığı işliyorsa, başbakan başkandan daha güçlü. Erdoğan daha fazla yetki istiyorsa parlamenter sistem içinde başbakan olarak neden kalmadı?

Beyanname, Erdoğan'ın tersine başkanlık sistemini bekleme odasına alıyor ve kısaca ipe un sermekten öte geçmiyor.

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 26739

ulkucudunya@ulkucudunya.com