« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 May

2015

Hükümetin ilk büyük yenilgisi Kıbrıs

Pelin Cengiz 01 Ocak 1970

Mustafa Akıncı, 1 Mayıs tarihi itibariyle artık resmen Kuzey Kıbrıs’ın dördüncü cumhurbaşkanı. Akıncı’nın seçilmiş olmasının pek çok anlamı var. Bunlardan en önemlisi şu; Kuzey Kıbrıslılar, seçimin ikinci turunda yüzde 60,5 oyla Akıncı’yı seçerek “Ada’da çözüm” taleplerini sandığa yansıttı demek. Kıbrıs’ta her daim “kalıcı barışı inşa etmek” ile ilgili zorlu bir görev var. Bu zorlu görevi şimdi Akıncı üstlendi.
Ada’da federal bir Kıbrıs için yeni bir umut doğarken, Kıbrıs son yıllarda Türkiye’de hiç olmadığı kadar gündemin ilk sıralarında yer buldu. Gidişata bakılacak olursa Türkiye kamuoyunda Kıbrıs görünür olmaya devam edecek gibi. Elbette bunda çiçeği burnunda Akıncı’nın ilk açıklamaları ve ardından Türkiye tarafından gelen önce sert sonra ortamı yumuşatmaya yönelik açıklamalar etkili oldu.
Akıncı’nın gerek seçim kampanyası boyunca gerekse seçildikten sonraki kısa sürede yaptığı açıklamalar, bizim gerilim siyasetinden başka bir şey görmediğimiz, epeydir uzağında olduğumuz bir siyaset yapma modelini içeriyor. Akıncı’nın bu anlamda siyasetçi olarak duruşu da farklı. Akıncı’nın, herhangi bir zorunluluk olmamasına rağmen seçim yarışı sürerken mal varlığını kamuoyuna açıklamış olması, dürüstlük ve şeffaflık adına değerli bir adım. Diğer yandan, tüm taraflara yönelik olumluluk içeren mesajlar, çözüme odaklılık, yıllarca istismar edilmiş ana vatan/ yavru vatan edebiyatını bir kenara bırakan yenilikçi bir söylem…
Öyle ki, Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Anastasiades’in Akıncı’nın seçilmesinin hemen ardından, “Sonunda ülkemizi yeniden birleştirme umutlarımız arttı” demesi çok önemli. Ada’da askıya alınan müzakerelerin birkaç ay içinde yeniden başlaması beklentisi hâkim.
Erdoğan, Akıncı’nın “Yavru vatan değiliz, KKTC ile Türkiye kardeş devlettir” açıklaması üzerine, “Kıbrıs’ta garantör ülkeyiz. Akıncı’nın ağzından çıkanı kulağının duyması lazım. KKTC’ye yavru vatan olarak bakmaya devam edeceğiz, Akıncı müzakereleri kendi kafasına götürecek değil” sözleriyle tepki göstermişti.
Financial Times gazetesinin Akıncı’nın seçilmesi sonrası yaşananları değerlendirdiği bir makalede, Ada’da çözümü bu kez iki toplum arasındaki güvensizliğin değil, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs arasındaki sürtüşmenin engelleyebileceğini iddia etmesi boşa değil.
Türkiye, “ben anayım ana” diye yumruğu masaya vururken, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos KotziasYunanistan olarak Kıbrıs’taki garantörlük haklarının son bulması isteğini BM’ye iletti bile. Kotzias, Ada’da bir çözümün mümkün olabilmesi için garantörlerin çekilmesi gerektiğine işaret ederek, Yunanistan, Türkiye ve İngiltere’nin eski anlaşmalardan kaynaklanan garantörlük haklarının son bulması gerektiğini söyledi. Hatırlanacak olursa, Yunanistan Başbakanı Alexis Tsipras da Kıbrıs ziyareti sırasında garantörlükleri çağ dışı olarak nitelendirmişti.
Hâl böyle olunca, meselenin iç siyaset malzemesi hâline getirilmesi de kaçınılmaz oldu. Erdoğan’a bu vesileyle yüklenme fırsatını kaçırmayan CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, KKTC’yi bağımsız bir devlet olarak gördüklerini dile getirdi.
Desteklediği adayın kazanamadığı, sol siyasetin adayının kazandığı Kıbrıs’taki bu son durum, AKP’nin 13 yıllık siyasi hayatının ilk yenilgisi olarak kayıtlara geçti. Erdoğan’ın seçildiğinin ilk günden Akıncı ile kavgaya tutuşmasında, Akıncı’nın Türkiye’nin resmî tezlerinin dışında iki devlet yerine iki toplumlu federatif çözümü savunan görüşleriyle tanınmasının etkisi büyük. Bu, aynı zamanda, Türkiye’nin bugüne kadar sürdürdüğü Kıbrıs politikasının da iflası anlamına geliyor.
Elbette gerilen ilişkilerin toparlanması ve asgari bir uyumun tesis edilmesi gerekecek. Ancak, epeydir uykuda olan KKTC- Türkiye ilişkisinin Akıncı’nın zafer konuşmasındaki çıkışıyla yeniden sorgulanır olmasının Akıncı’nın elini güçlendirdiği söyleniyor.
Şimdi hem Kıbrıslı Türklerin hem Rumların hem de uluslararası kamuoyunun desteğini almış bir Cumhurbaşkanı’nın tek önceliği olan müzakereleri bir an önce başlatabilmesi en önemli adım olacak.

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 8670

ulkucudunya@ulkucudunya.com