« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 May

2015

Koalisyon tek adamdan kötü olmaz

Şahin Alpay 01 Ocak 1970

Kopenhag’da gerek Zaman aboneleriyle toplantıda, gerekse Zaman’ın yeni merkezinin açılışı dolayısıyla çok sayıda davetliyle yapılan toplantıda muhatap olduğum sorular şu konulara odaklandı:

“Hükümetin bulaştığı onca yolsuzluğa ve yaptığı onca hukuksuzluğa rağmen, AKP neden hâlâ yüksek bir oy oranına sahip görünüyor? Bu durumda muhalefet partilerinin de sorumluluğu yok mu? Geçmişte koalisyon hükümetleri siyasi ve iktisadi istikrarsızlıklara neden oldular. AKP seçimi kaybederse eskiye dönülmez mi? AKP iktidarı ilk iki döneminden sonra neden bu kadar değişti? Erdoğan’a ne oldu?”

Ezcümle şu cevapları verdim: AKP’nin hâlâ yüzde 40 dolayında oy almayı beklemesini izah eden etkenlerin başında, evet koalisyon hükümetlerine dönülmesi halinde siyasi ve ekonomik istikrarın bozulabileceği, AKP iktidarının yaptığı sosyal yardımların kesilebileceği, PKK ile silahlı çatışmaların yeniden tırmanabileceği gibi kaygıların rol oynadığı muhakkak. Muhalefet partileri de evet, AKP’nin ilk iki döneminde başardığı gibi geniş toplum kesimlerini kucaklayıcı olamıyor.

Ne var ki, toplumun giderek büyüyen bir kesimi, AKP’nin iktidarını sürdürmesi, hele 330’u aşan milletvekili ile tek başına anayasa yapabilecek gücü elde etmesi halinde yaşanacak siyasi ve iktisadi istikrarsızlığın, belki Cumhuriyet tarihinde görülmemiş boyutlara ulaşabileceğini görmeye başladı. Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın zihniyetiyle yönetilmeye, AKP’ye oy vermeyenler, muhalifler vatan haini – düşman olarak görülmeye devam edilirse, tepkilerin büyümesi, iç kargaşa yaşanması, teklemeye başlayan ekonominin başaşağı gitmesi, TSK’nın yeniden siyasi rol üstlenmesi kaçınılmaz olabilir. 7 Haziran genel seçimleri, yaşanan ürkütücü kutuplaşmayı demokratik yoldan geride bırakmamız, demokrasiyi ve hukuk devletini yeniden rayına oturtabilmemiz için kaçırılamaz bir fırsat.

7 Haziran’da HDP’nin Meclis’e girmeyi başarmasının, kutuplaşmaların ve istikrarsızlıkların önlenmesi için tek çare olduğunu görebilen yurttaş sayısı artıyor. Onun için AKP’nin esas korkusu HDP’nin yüzde 10 barajını aşması. Oysa bu, Kürt siyasi hareketinin her koşulda silahsız siyasete sarılmasını temin açısından büyük önemi haiz olduğu gibi; Meclis’te 330 sandalye elde edemeyecek, tek başına anayasa yapamayacak olan AKP’nin aklını başına toplaması ve Erdoğan’ın peşinden gitmekten vazgeçmesini sağlayabilir. Aslına bakarsanız, HDP’nin Meclis’e girmesi ve AKP’nin en çok tek başına iktidar olabilecek kadar sandalye kazanması Erdoğan’ın şahsı için de hayırlı olabilir. O zaman başkanlık, padişahlık, halifelik hayallerinden, bu hayallerin neden olduğu gerginliklerden, toplum çoğunluğuyla kavga etmekten kurtulup, en azından döneminin sonuna kadar Aksaray’ın, öteki saraylarının, uçaklarının, yatlarının saltanatını gönül rahatlığıyla sürme imkânını bulabilir.

Diyelim ki, seçim sonucunda AKP tek başına iktidarda kalamadı. Kaolisyon yapmak zorunda kaldı ya da muhalefet partileri koalisyon kurdu. Emin olun bu, hiçbir şekilde denetlenemeyen bir tek – adam, tek – parti iktidarından bin defa daha evladır.

Erdoğan niye değişti sorusuna gelince, yazılarımda bu konuda üç teori olduğundan söz ediyorum: Kemalistlere, askerî vesayet yanlılarına göre, Erdoğan zerre kadar değişmedi. Yüzde 50 oy alıp, askeri de kışlasına hapsettiğine inanır inanmaz, İslamcı gizli gündemini uygulamaya koydu… Benim gibi liberal eğilimlilere göre, “İktidar yozlaştırır, mutlak iktidar mutlak yozlaştırır...” Erdoğan güç zehirlenmesine uğradı... Bir de psikolog ve psikiyatrların teorisi var. Onlar Erdoğan’ın kişiliğinde, karakterinde bir değişme olduğunu söylüyor. Tabii üç teorinin birden geçerli olma olasılığı da göz ardı edilemez.

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 10090

ulkucudunya@ulkucudunya.com