« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

04 May

2015

Radikal değil tehlikeli!

Güngör Mengi 01 Ocak 1970

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Türkiye’ye başkanlık sistemi getirme” yönündeki israrı sürüyor.

Muhtarlar, sporcular veya otobüs-minibüs esnafı fark etmiyor, haftalardır konuşmalarının hepsinde ana konu “başkanlık”…

Son olarak yine 400 oy istediği konuşmasında “Rejimin muhafızı olarak tasarlanan Cumhurbaşkanlığı sisteminin 10 Ağustos 2014 tarihi itibariyle çöktüğünü” söyledi.

“Arkasında yüzde 52’lik halk desteği olan bir cumhurbaşkanı ile Türkiye sistem değişikliği yapabilir” dedi ve yine örnek olarak “Grup 20” ülkelerinin yarısında başkanlık sistemi oluşunu gösterdi.

Padişahlık deyince...

Cumhurbaşkanı Erdoğan Türkiye’deki mevcut siyasi yapıyla başkanlık sisteminin sağlıklı olmayacağını, diktatörlük veya padişahlık haline dönüşeceğini söyleyenlere G-20 ülkelerinde başkanlık sistemine sahip olanları hatırlatıyor.

Bununla birlikte, o ülkelerdeki yapıyı da çok iyi bilen anayasa hukukçularının, siyaset bilimcilerin neden bu uyarılarda israrcı olduklarını düşünmek gerekir.

Kendisinin seçilmesini istediği Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın “ Yeni anayasanın önündeki en önemli engellerden biri telifi çok zor görüş ve önerilerin herkese ve her şeye rağmen anayasallaşmasının istenmesi olabilir” sözleri acaba ne anlama geliyor?

Federal yapı!

Anayasa hukukçularının hemen hepsi G-20 grubu içinde başkanlık sistemiyle yönetilen 7 ülkenin de yapı olarak Türkiye’yle benzeşmediğini, ortak özelliklerinin “çift meclis” ve “federatif yapı”ya sahip olmaları olduğunu biliyor ve söylüyor.

Dünyada başkanlık sisteminin başarılı olduğu tek ülkenin ABD olduğu, onun da farklılıkları birçok kez anlatılmıştır.

G-20’ye AB de dahildir ve bu ülkeler içinde sadece Fransa “yarı başkanlık” sistemiyle yönetilir.

Bunun yanında Türkiye’de milletvekillerinin görüşlerini açıkça söyleyebilecek özgürlüğe sahip olmadığı, bağımsız ve güçlü bir yargı yapısının kalmadığı süregelen olaylarla ortadadır.

Güçler ayrılığı

Cumhurbaşkanı Erdoğan Parlamenter sistemde “yasama ve yürütme iç içe geçtiği için güçler ayrılığının 2 ayak üstüne oturduğunu, başkanlık sisteminde ise yasama-yürütme ve yargının keskin hatlarla ayrıldığını” söyledi.

Oysa bu Türkiye’nin son yıllardaki tablosudur, normal bir parlamenter sistemde özgür iradesiyle karar veren bir yasama organı, tüm partileriyle birlikte kanun çıkarır, karar alır. Bağımsız yargı tarafından da denetlenir.

Şu anda istenen başkanlık sisteminde ise başkanın parlamentoyu feshetme ve kanun yapma yetkisi olacak. Milletin iradesi dediğimiz parlamento feshedilir ve kanunları da tek kişi yaparsa burada güçler ayrılığından söz edilebilir mi?

Başkanlık sistemi sadece “radikal” bir adım değil, “tehlikeli” bir adım olacaktır!

Ziyaret -> Toplam : 125,23 M - Bugn : 115537

ulkucudunya@ulkucudunya.com