Suriye macerası!
Güngör Mengi 01 Ocak 1970
CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin çok sağlam bir kaynaktan aldığını söyleyerek “Türkiye 2 gün içinde Suriye’ye girecek” iddiasında bulundu.
Bunu söylerken Hükümete “Yanılıyorsam beni yalanlayın” dedi. Bunlar öylesine söylenecek sözler değildir.
Tekin’den sonra AKP kurucu üyesi ve yıllarca genel başkan yardımcılığını yapmış olan Dengir Mir Mehmet Fırat da “Gürsel Tekin gün verebiliyorsa sağlam bilgiye dayanıyor olmalıdır” diyerek bu adımın atılmaması uyarısı yaptı.
Ortadoğu bataklığı
Dengir Mir Fırat “Bu çılgınlık gerçekleşirse Türkiye Ortadoğu bataklığına saplanır” diyor. Doğrudur.
Hükümet’ten Başbakanlık düzeyinde açıklama gerekirken gelen tek ses Enerji Bakanı Yıldız’ın Tekin’e “kaynağını açıkla” demesiydi. Dışişleri Bakanlığı ise bu konuya değinmeden “Türkiye’nin Suriye politikası bellidir. Bu politika Suudi Arabistan’la örtüşüyor. ABD ve diğer müttefiklerle işbirliği halindeyiz… El Nusra bizim için terör örgütüdür” şeklinde ilgisiz bir açıklama yaptı.
Bu uyarılar ve atılacak adımın öğrenilmesi belki Hükümet’i bir süre için bu maceradan vazgeçirecektir ve öyle olması ülkenin geleceği açısından şarttır.
Türkiye’nin Suriye politikası denen şey sadece “Esad’ı indirme” eksenindedir. Oysa ABD bile Esad inerse Suriye’nin terör örgütleri elinde daha da büyük bir karmaşaya sürükleneceği ihtimaliyle ihtiyatlı yaklaşımda bulunuyor. Ya biz?
Müttefikler kaçıyor
Müttefiklerle işbirliği halinde olduğumuzu söylerken aldığımız 2 milyondan fazla Suriyeli mülteciye harcanan milyarlarca doları, yapılan tüm yardım çağrılarına bu müttefiklerin kulak tıkamış olduğunu, kaçtığını unutmamak gerekir.
Suriyeli mültecilerin onlarca yıl sürebilecek ve büyük sorunlar yaratacak sorumluluğu Türkiye’nin omuzuna binmiştir. Bu mültecilerin büyük çoğunluğu sunulan imkanlardan vazgeçmemek için belki de Türkiye’den hiç ayrılmayacak.
Hükümetin bu hatayı yapma nedenlerinden biri ABD’nin daha Suriye iç savaşı başladığı anda Türkiye’yi öne itmesi, hatta elinden gelse savaşın içine atılmaya zorlamasıdır.
O süreçte Türkiye bu iç savaşın içine düşmekten şans eseri kurtuldu ama aynı hata sürdürülüyor.
ABD’nin, El Nusra’dan farksız bir terör örgütü olan ÖSO’yu eğitmesiyle Türkiye’nin eğitmesi arasında fark vardır. ABD Irak’a müdahale ile yaptığı hatadan sonra Suriye konusunda daha temkinli davrandığı gibi, Türkiye’nin “sınırlarında olup bitenlerle olan birebir bağlantısı” onda yoktur.
Türkiye Esad muhaliflerine açık destek vermekle baştan beri yanlış yapmaktadır. Bu konuda yapılacak her müdahale daha çok kan dökülmesine neden olacak ayrıca bizim ülkemizi de terörün içine atacak, bitmeyen “güç ve mezhep kavgaları” cehennemine çekecektir. Böyle olacağı Ortadoğu uzmanları tarafından da defalarca söylenmiştir.
Ne bugün ne de yarın, asla bu savaşa karışmamalıyız, umalım da bu “sonuna kadar” sadece bir iddia olarak kalsın!