Dinbaz Mercedes’te
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Dinbaz: Müslümanlar arasında, bugüne kadar görülmemiş şekilde dini kullanan ve Müslümanları aldatan en donanımlı ve sapkın bir zümrenin temsil ettiği dini yorum ve yaşam tarzı.
Bkz. Dinbaz (ek tanımlamalar)
* Bir gün arayla farklı farklı konuşurlar;
“Kızlarım kapıdan geri çevrildi. Maalesef kendi ülkemde üniversiteye gidemediler. Gidip Amerika’da İngiltere’de başörtülü okuyabildiler ama burada okuyamadılar.”
“Bu defa Diyanet İşleri Başkanı’na tutturdular bir Mercedes araba hikayesi. Bugün Mercedes’e binmek lüks olmadan çıkmış. O adamların hepsinin altında Mercedes var. Kendi yavrularını yurt dışında okutuyorlar, gelip bize çakıyorlar.”
* Muhalefetteyken adları “Mücahit” olur, “beytülmal’a uzanan elleri yakarız ” derler.. Saltanatı ele geçirince de devletin Mercedeslerini peşkeş çekerler.
“Ben de dün sabah aradım Diyanet İşleri Başkanı’nı... Dedim ki, ‘Cumhurbaşkanlığı’ndaki zırhlı Mercedeslerden birisini ben makamınıza tahsis etmek istiyorum’. Ve tahsisi yaptım. Zırhlı bir Mercedes şimdi Diyanet İşleri Başkanımızda. Kardeşlerim, ya Diyanet İşleri Başkanlığı makamı böyle oyuncak mı ya...”
* İslam’ın en kutsal mertebelerini günün şartlarına göre menfaatleri için kullanmakta bir an bile tereddüt etmezler;
“Mursi şayet idam edilirse ki inanmıyorum. İnşallah edilmeyecek, edemeyecekler. Terör örgütüyle mücadele eden bir kardeşim şehitlik rütbesine erişmiş olacaktır. Ben de eğer böyle bir akıbete uğrarsam rabbim inşallah bizlere de o makamı lütfedecektir diye inanıyorum.”
“Şehitler tepesi boş değil. Biri var bekliyor ve bir göğüs nefes almak için rüzgar bekliyor. Biz bu yola şehitler tepesinde kendimizi bekleyen yeri şerefle, şanla, gururla başımızın üzerine koyarak çıktık. Biz ölürsek bu yolda şehit oluruz. Asıl o malum takım, onlar ölünce ne olacaklar, onlar düşünsünler”.
“Hak yolunda kefenimizi giydik. Bizi tehdit ederek tehdit ederek yolumuzdan çevireceğinizi sanıyorsanız çok yanılıyorsunuz. Bu millet size ne kadar yanıldığınızı 7 Haziran’da bir kez daha gösterecek.”
“Ben ilim adamlığı dönemimde hep hayal etmişimdir, Bursa’da yaşasam da her sabah şafağı Ulu Cami’de hissetsem”...
“Be hey gafiller, eğer biz, bize şahadet nasip olacaksa Allah şahit ki millet için, vatan için, Allah için şehit olacaksak bir an tereddüt etmez Hazreti Azrail’e ’aleykümselam’deriz”
“Biz ölümü Şebi Aruz, düğün gecesi diye karşılayanlardanız. Rabbim yeter ki bize şehadeti nasip eylesin. Bir an durmayız. Hazreti Azrail’e ’aleykümselam’der, Allah’ın izniyle davamızın arkasında sizler gibi takipçilerinin olduğunu bilerek yolumuza yürürüz.”
“Çok enteresan, bunlar Ali’siz alevi fitnesinin vitrine çıkararak çok farklı bir yere doğru gidiyorlar. 7 Haziran bu bakımdan bir kırılma noktasıdır”.
* Ele verirler talkını kendileri yutar salkımı;
“Elinize dilinize dursun ya, hepsinin altında Mercedes var. Geçen gün bir lüks Audi’yi gösterdi gazeteler. Bu makama bu araç az bile az. Utanmadan sıkılmadan camide toplanan paralarla Mercedes alınıyor diye, bölücü örgüt ile paralel örgüt, beraber camilerde kampanya yapıyorlar. Camide cemaati bölüyorlar. Bunlar ümmeti milleti parçaladılar, anneyi evlatlarıyla, karıyı kocayla adeta dövüşür hale getirdiler”.
* “Bu tekbirleri, bir de Mescid-i Aksa’ya gönderelim mi? Hani şu, ’Kudüs, Yahudilerin mekanıdır’diyen cahil HDP Eş Başkanı, onun da eş başkanı Kılıçdaroğlu duysun diye. Mescid-i Aksa kimindir? Allah şahit, tarih şahit, millet şahit, Mescid-i Aksa ebediyen bizimdir, bizim kalacak. Ama bu cahil bunu söylediğinde, hiç Bahçeli’nin cevap verdiğini duydunuz mu? Kılıçdaroğlu bir şey der mi? İşte aradaki fark bu. Biz konuştuk mu, tarih konuşur, tarih. Bu adam Kudüs’e bu hakareti yaptı. Kılıçdaroğlu da ne dedi, ’İsrail’de niye büyükelçimiz yok?’Şimdi Amasyalılar, imanın toprağı, irfanın toprağı, Osmanlı’nın toprağı, Selçuklu’nun toprağı, bir cevap verin de duysunlar. Biz Mescid-i Aksa’ya postallarla girenle dost olmayız, olmayacağız. Gitsinler onlar dost olsunlar.” derleer;
Irak’ta camilere postalları ile girip Kur’an-ı Kerim’i yakan, Müslüman kadınların ırzına geçen Coni’lerin sağlığı için dua ederler. O Coni’lerin sağ salim ABD’ye varabilmeleri için ülkelerinin hava alanlarını-hava sahalarını açarlar. Müslümanları işkence adalarına götüren uçaklara el sallarlar.
Resulullah’a seslenir gibi kendilerine “anam babam sana feda olsun” diyen sapkınlara ses etmezler. Hatta onları para, menfaat manyağı yaparlar.
“Bakara makara” cıları da en baş danışman yapıp topluma örnek gösterirler.
Dinbaz pişkin pişkin Mercedeslerde gezerken, sizde bayramdan bayrama, vergilerinizle alınan belediye otobüsüne beleş binip sevindirik olursunuz!..