« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

05 Mar

2008

ABD'ye nanik yapılmaz

Serdar TURGUT 05 Mart 2008

Bir gün önce Türkiye'nin en üst konumundaki insanlar 'iş bitince çıkarız' diye esip üfürürken, aradan 24 saat bile geçmeden askerlerimizin çekilmesi başlayınca herkes şaşırdı. Kimse de tam ne olduğunu anlamadı.

Kesin bir açıklama yok ama olan bitenin asıl sorumluları oldukları neredeyse kesinleşen Amerikan kaynakları ile yaptığımız bir dizi konuşmadan sonra, anladığımız kadarıyla olayların perde arkası şöyle gelişmiş:

Amerikan yönetimi açısından kritik kopuş noktası, Başbakan'ın danışmanı Ahmet Davutoğlu'nun Bağdat'a yaptığı ziyaret olmuş.

Amerikalılar olaya şöyle bakıyor: Biz milyonlarca dolar para harcayıp, birçok askeri ölüme göndererek Bağdat'ta bir hükümet oluşturduk ve onca emeğin sonunda kendi kamuoyumuza somut sonuç olarak gösterebileceğimiz tek şey olan Bağdat Merkezi Hükümeti'ni kurdurduk. Şimdi Türkler bu hükümetin Dışişleri Bakanı'na kendisinin muadili olmayan bir kişiyi konuşması için gönderiyor. Üstelik bu kişi, görüşmeden sonra sınır ötesi operasyonu 'işimiz tamamlanınca bitiririz' türünden merkezi hükümete ve dolayısıyla Amerika'ya kafa tutan tavırda demeçler veriyor.

Bize konuyu bilen kaynaklar tarafından anlatılan Amerikan tarafının düşünce sistematiği, bu şekilde.

Davutoğlu'nun görüşmesi biter bitmez Hoşyar Zebari hemen ABD Dışişleri Bakanı Rice'ı aramış ve görüşmüş. Beyaz Saray'ı da aradığı söyleniyor ama Başkan Bush ile görüşüp görüşmediğini teyit edemedik.

O sırada Talabani'ye çok yakın olan Başbakan Yardımcısı Behram Salih'in de Washington ile telefon trafiğine girdiği biliniyor. Behram çok uzun yıllar Washington'da yaşadığı ve yönetimin koridorlarını iyi bildiği için onun etkili kaynaklara ulaşma şansı hayli fazla.

Bunlar yaşandıktan sonra, akşam Ankara'da Savunma Bakanı Gates'in bir dizi görüşmesi var. Gates görüşmelere girmeden önce Dışişleri Bakanı Rice'ı arıyor ve durumu değerlendiriyor.

Gates, asker, siyasi kiminle görüşse "işimiz bitince Kuzey Irak'tan çıkarız" mesajını alıyor. Görüşmeleri tamamen sonuçlandıktan sonra hemen Başkan Bush'u arıyor. Telefon edildiğinde Washington'da Başkan Bush'un basın toplantısına 1.5 saat var. Konuşuyorlar ve Başkan Bush basın toplantısına çıkıp Kürdistan kavramını da kullanarak 'Türkler hızlı hareket edin ve çıkın oradan' diyor.

Bütün bunlar olurken, Başbakan Erdoğan belki de 'Ulusa Sesleniş' konuşmasını yazıyordu ve o konuşmada sınır ötesi operasyonun kararlılıkla süreceği anlatılıyordu.

Bu konuşmanın metni basına erken dağıtılır. Bu laflar dağıtılan o metinde yer alıyordu ama sonra geçilen bir mesajla o metnin yeniden yazılmak üzere geri çekildiği söylendi.

Yani Başkan Bush 'hemen çıkın' dedikten sonra bizimkilerde bir tavır ayarlaması da oldu. Bu gözümüzün önünde yaşanan bir gerçek.

Aylardır yazıyoruz; Türkiye gibi önemli bir ülkeyi yönetenlerin tüm enerjilerini türban gibi bir konuya harcamaları hem ayıp hem de yanlıştır. Enerjiniz o konuda tükenince ülke yönetmenin ve devlet adamlığının ince noktalarını unutabiliyorsunuz.

Son olaylar bizi hem üzdü hem de bunları düşündürdü. Bu yönetim yeteneksizliği Türkiye'ye çok ama çok ayıp oldu. En haklı olduğumuz konuyu bile yönetmekten aciz olduğumuz ortaya çıktı.

Bu arada Başkan Bush'un "Türkler Kürdistan'dan çıkın" lafının gerçek anlamını korkarız önümüzdeki yıllarda görmeye başlayacağız. Büyük oyun asıl şimdi başladı.

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 6350

ulkucudunya@ulkucudunya.com