35 Vali Yardımcısı neden sürgün edildi?..
Ahmet Takan 01 Ocak 1970
Adaletsiz, haksız, hukuksuz bir seçim yarışı... Bir tarafta devlet imkânlarını ve kadrolarını alabildiğine babasının çiftliği gibi kullanan iktidar. Hem de Cumhurbaşkanlığı forsu ile çöktüler milletin, memleketin üstüne. Devlet imkânlarını, bölgelere gönderdikleri yalama iş adamları ile de takviye ettiler. Kesenin ağzı öylesine açıldı ki; Anadolu’da seçim çalışması için partililerden 100’er lira arabalara benzin parası toplamaya çalışan muhalefet partisi il başkanından işittim; “Bizim il başkanlığına genel merkezden gönderilen paranın yüz mislisi, bir gecede şu küçücük AKP ilçe başkanlığına indirildi” diye.
Valiler, Kaymakamlar, Müftüler, İl Milli Eğitim Müdürleri iktidar için seferber edildi. Tarafsız kalmaya çalışanlar ve direnenler ise halledildi.
Muhalefetin Hazine’den aldığı pay belli. Gittikleri yerlerde bir de devlet bürokrasisinin engellemeleri, çelmeleri ile uğraşıyorlar. En basitinden muhalefetin mebus adayları ve beraberindekiler, polisin kestiği park yeri cezasından illallah etmiş durumdalar. Devletin (!) acar Valileri, Kaymakamları emirlerindeki polis vasıtasıyla ve özel gelen ispiyonlarla hangi benzin istasyonları, hangi muhalefet partisinin seçim arabalarına kredi açtı, hangi lokantacı maliyetine yemek verdi, mesaiden sonra veya rapor alarak hangi öğretmen, hangi doktor, muhalefetin seçim çalışmalarına katılıyor, tek tek çoğu zaman görüntülü olarak tespit ediliyor. Muhalefete yakın duranlar fişleniyor. Esnafın hali de içler acısı. AKP teşkilatlarının emrindeki Vali ve Kaymakamlar göz açtırmıyor. Tehditler öyle ağırlaştı ki esnaf, kapısına gelip elini sıkmak isteyen muhalefet adayına yalandan da olsa tebessüm etmekten korkar hale geldi.
AKP’nin ilçe başkanları, il başkanları emrediyor. Valiler, Kaymakamlar gelen talimat üzerine muhalefet partilerinin seçim bayraklarını, afişlerini gece yarısı operasyonları ile sokaklardan, meydanlardan indirtiveriyorlar. Yerlerine anında iktidarın bayrak ve afişleri asılıyor. İnancı, davası uğruna cebindeki harçlığını harcayarak direklere bayrak asan gençler, karakol baskısı ve tehdidi altına alınıyor.
Kaymakamlıklarda borçlu esnafın dosyaları tozlu raflardan indirilip güncellendi. Kaçaksaraydan bölgeye salıverilen yalama iş adamlarına her dosyadan birer fotokopi verildi. AKP’ye oy karşılığı hazırlanan senetler-çekler, çarşıda elden ele dolaşıyor. Bunlara bir de hormonlu yerel basının gücü eklendi. Kim ki muhalefete yardım ede, kim ki iktidar rüşvetlerini reddede, mahalli tivi ve gazetede anında linç ediliyor. Vırt zırt etmeye niyetlenirsen “git kadıya şikayet et” deniyor pis pis gülünerek. Kadı efendi kimden?.. Vatandaş genel tabloda olup biteni gördüğünden adliyenin önünden bile geçmeye korkuyor.
Tüm olup bitenleri sadece ben mi biliyorum?
Hayır!..
Bankalara kredi borcum olmadığı, Bodrum’da yazlığım olsun beklentisinde olmadığım, 7 Haziran’dan sonra falanca gazetenin veya tivinin Ankara temsilciliğini veya genel yayın yönetmenliğini kaparım düşüncesi hiç mi hiç aklımdan geçmediği için çok rahatım. Paralelci değilim. Herhangi bir siyasi grup ile en ufak bağlantım yok. Yalnızca Allah’a, vatanıma, milletime, devletime (tabii ki bizim olan devlete) askerlik ederim. Dahası var ama anlayan anladı!.. Değil mi Sayın Müsteşar, Sayın Müdür, Sayın Savcı?..
Nefesimin yettiği yere kadar avaz avaz bağıracağım.
Yukarıdaki satırlarda sıraladığım bu rezil haksızlığı başka somut bir örnekle bugünlük noktalayalım. Bundan yaklaşık 3 ay önce, İçişleri Bakanlığı’nda yapılan fişleme çalışmaları neticesinde 35 Vali Yardımcısı sessiz sedasız sürgüne gönderildi. Gerekçesi beyaz kağıda “geçici görevlendirme” diye yazıldı. Gerçek sebep ise; çoğu Ülkücü kökenli olan Vali Yardımcılarının seçimlerde MHP lehine çalışırlar korkusuydu. 35 Vali Yardımcısı, ellerine gelen yazı ile başka Valiliklere gönderildi. Kimi yeni görev yerine gitti, kimi rapor alıp Ankara’ya veya memleketine döndü. Yapılan haksızlığın nedenini soranlar Sayın Valilerden şu cevabı aldılar; “Bakanlık sizi aşırı siyasi buldu. ÜLKÜCÜ OLDUĞUNUZ TESPİT EDİLDİ. MHP için çalışma yapacağınızdan, görev yerleriniz değiştirildi.” Hayatlarını sadece ve sadece hiçbir ayırım yapmadan devlet ve millet hizmetine adamış bu Vali Yardımcılarının sıkıntılarını, uğradıkları zulmü bilen veya ilgilenip “Geçmiş olsun. Bu da geçer” bile diyen bir yer var mı?
Maalesef hayır!..
Amaa!..
Her fani mutlaka ölümü tadacağı gibi, her Vali de mutlaka merkezi tadacaktır!..