Dündar TAŞER (1925-1972)
01 Ocak 1970
Dündar Taşer, 1925 yılında Gaziantep’te doğmuştur. Köklü ve gelenekli bir aileye mensup olan Taşer’in çocukluk ve okul yılları Gaziantep’te geçmiştir. Lise bittikten sonra Kara Harp okuluna girmiştir. Okul yıllarında 3 Mayıs 1944 Olayları’na karıştığı gerekçesiyle hakkında soruşturma açılıştır. Mezun olduktan sonra ordunun değişik kademelerinde görev yapmış ve kurmay binbaşılığa kadar yükselmiştir.
27 Mayıs İhtilali, Dündar Taşer’in hayatında önemli bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. İhtilalden sonra Alparslan Türkeş’le beraber hareket eden Taşer, 14’ler olayının içinde yer almıştır. 13 Kasımda gerçekleyen bu olayla birlikte Taşer, Fas’a diplomat olarak gönderilmiştir. 1963 yılında Türkiye’ye dönen Taşer, siyasete atılmış ve çok kısa süre içinde fark edilmiştir.
1965 yılında Alparslan Türkeş, Muzaffer Özdağ, Ahmet Er, Numan Esin, Rıfat Baykal gibi darbede yer alan arkadaşlarıyla, CKMP’de siyasi hayata girmiştir. CKMP’nin 30-31 Temmuz 1965 tarihlerinde yapılan kurultayında, partinin GİK üyeliğine seçilmiştir. 1967 Kurultayı’ndan sonra Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirilmiştir. Partide Başbuğ Alparslan Türkeş’ten sonra gelen ikinci isim haline gelmiştir.
Siyasetin kirli oyunlarına hiç bir dönem alet olmamıştır. Ekilmek istenen fitne ve fesat tohumlarına karşı karakterine ve savunduğu davanın icaplarına yakışan şekilde cevap vermiştir.Ülkücü Hareket için Alparslan Türkeş kadar önemli bir konumu olan, Ülkünün çilesini Başbuğ Alparslan Türkeş ile birlikte çeken Dündar Taşer, hiç bir zaman davadan dönmemiş, davasına ve liderine ihanet etmemiştir. Çok defa davanın başında neden kendisinin olmadığı sualleri sorulmuş ancak o, Türkeş’in liderliğini milli hafızaya perçinleyen şu sözle cevap vermiştir: “Türkeşin yanlışı benim doğrumdan daha doğrudur.” CKMP’nin yeni döneminde fikri ve siyasi gelişiminde önemli katkılarda bulunmuştur.
Dündar Taşer, 1965'de Gaziantep’den milletvekili adayı , 2 Haziran 1968 seçimlerinde senatör adayı 1969 Genel Seçimleri’nde İstanbul’dan milletvekili adayı olmuştur. İstanbul’daki adaylığında seçimi çok az bir farkla kaybetiştir. Mütevazi bir kişiliğe sahip olan Taşer siyaseti, “Siyaset hizmet aracıdır gaye değildir” şeklinde tanımlamıştır. Siyaset ve Ülkücü Gençlik arasındaki bağlantı hakkında ise şunları söylemiştir:
“Kendilerini cemiyetlerinden sorumlu sayıyorlar. Vazife duyguları vardır. Canları başları, istikballeri emelleri için vakıftır. Tutkuları vardır, davaları vardır. Yan yana karşı karşıya her şeyi hiçe sayarak vuruşuyorlar. Rahatça, üzülmeden ve eğilmeden ölüyorlar. Rahatçılara, makamcılara, çıkarcılara tepeden bakıyorlarsa haklıdırlar.
Milliyetçi gençlerin bir çoğunu tanırım; ifratları ile, tefritleri ile, hataları ile, sevapları ile, Türkiye’yi bütün meseleleriyle yüklenmeye gönüllü ve güçlüdürler. Munis ve terbiyelidirler, nazik ve yumuşaktırlar, bu vasıflarını görüp de böbürlenmeye kalkanları pişman ederler. Büyüklerine karşı mutlak saygılıdırlar, saygıları zillet değildir. Kanaatları sağlam, imanları bütün, fikirleri berraktır. Serttirler ama odun gibi değil, elmas gibi pırıl pırıl. Türkiye’nin her yerinde varlığını duyuran bu gençlere biz “bozkurtlar” demiştik. Halk “Komandolar” dedi. Komandolar ipeğe sarılmış çeliktir.”
Dündar Taşer’e göre: “ Millet, binlerce sene içinde kan’ın, iman’ın, duyguların birleşmesiyle yoğrulmuş ve müşterek kıymet hükümleri halinde billurlarmış, müşterek davranışlar halinde görünmekte olan haz ve elemi beraber tadan, birbirinden haberi yokken de birbiri gibi olan bir varlıktır.” Dündar Taşer, Milliyetçi Hareketi tanımlarken ise “Milliyetçi Hareketin amacı: Türk Milleti’ni millet yapan unsurları asıl benliğine kavuşturmak, ona sonradan eklenmiş, ondan olmayan, onun öz benliğine aykırı olan yamalardan kurtarmaktır. Türk’ün cemiyet kumaşındaki yırtıkları kendi ipliği ile örmektir. Duyguda, düşüncede ve harekette milli olmaktır.” demiştir.
MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Türkçü Fikir Adamlarından biri olan Dündar Taşer , 13 Haziran 1972 gecesi bir trafik kazası sonucunda ebedi aleme göç etmiştir. Geri manevra yapan ekmek kamyonunun arkasından çarpmasıyla ağır bir şekilde yaralanan Taşer , kaldırıldığı Numune Hastane’sinde bütün çabalara rağmen kurtarılamamıştır. Acı haber kısa zamanda tüm Türkiye’ye ulaşmış ve Cenazesi 15 Haziran 1972 Perşembe günü Hacı Bayram Camii’nden kaldırılmıştır.
Başbuğ Alparslan Türkeş’in de Dündar Taşer’e olan sevgisi çok derindir. Taşer’in beklenmedik ölümü üzerine Alparslan Türkeş şu cümleleri söylemiştir:
“Aziz Taşer, ömrünce Türk milletini sevmenin, büyüklüğüne inanmanın sırrına ermiş, hayatının gayesini milletine hizmette görmüş, dünya hırslarına iltifat etmemiş, biç bir mevkinin cazibesine kapılmamış, tam bir Türk Milliyetçisi olarak yaşamıştın. Hayatının gayesi saydığın müşterek ülkümüzün zafere ulaşması uğrunda, birlikte kurduğumuz iman ocağının sönmeden yanacağına ve bir gün milletimizin kara talihinin değiştirileceğine manevi huzurunda söz veriyoruz. Seni dâva arkadaşların ve bütün memleketimiz gelecek yıllarda daha iyi anlayacak ve mânevi şahsiyetinin, takipçisi olduğumuz kutsal dâvamızda bizlere destek olacağına inancımız tamdır.”