Osman Yüksel SERDENGEÇTİ'nin CKMP'ye katılışı sırasında yapmış olduğu konuşma
01 Ocak 1970
AP'den ihraç edildikten sonra kendisine kucak açan CKMP'ye 1968 yılının
Nisan ayında Alparslan Türkeş'in de katıldığı bir törenle partiye kaydolacak ve
CKMP saflarında milliyetçilik mücadelesini sürdürecekti. Partiye girişi
bütün teşkilatlarda milliyetçi, ülkücü çevrelerde büyük bir sevinçle
karşılandı.
Serdengeçti gibi Türk Milliyetçiliği tarihine mâl olmuş büyük bir mücadele
ve dava adamının CKMP 'de yer alması partiye güç katmıştı. CKMP' nin
İstanbul İl Merkezi'nde düzenlenen kalabalık bir partili topluğunun iştirak
ettiği törende, Serdengeçti'ye Türkeş tarafından parti rozeti takıldı. Daha
sonra bir konuşma yapan Türkeş, Serdengeçti'nin vermiş olduğu
milliyetçilik mücadelesinden övgüyle bahsederek, "Serdengeçti gibi
tavizsiz bir Türk milliyetçisi iman ve gönül adamının CKMP'ye katılması
partimize büyük bir güç ve kuvvet vermiştir" diyordu.
Türkeş'ten sonra sözü Serdengeçti alarak CKMP'lilere hitaben şu
konuşmayı yaptı:
"Muhterem Arkadaşlar;
Ben, öteden beri parti ve patırtılardan hoşlanmayan bir adamım. Parti
denilince içimden bir şey kopar, bir şey parçalanır...
Ben CKMP'yi bir parti olmaktan ziyade, bir dostlar, arkadaşlar meclisi, bir
İman ve fikir ocağı kabul ediyorum. Aranıza bu duygularla katılmış
bulunuyorum. Hepinizi saygı ve sevgi ile selamlarım...
Aziz Arkadaşlarım,
Tarih boyunca, büyük milletimiz birçok buhranlı devirler yaşamış, badireler
atlatmıştır. Fakat öyle sanıyorum ki, bugün içinde bulunduğumuz şartlar
daha ağır, tehlikeler daha vahimdir. Eskiden, düşman karşımızda idi. Biz
onu görüyor, biliyorduk. Düşman, bugün içimize girmiştir. Okullarımıza,
üniversitelerimize, her türlü teşekküllerimize, hatta aile yuvalarımıza kadar
girmiştir.
Demokrasi, inkılapçılık, sosyalizm kılığına bürünerek, suret-i Hak'-tan
görünerek girmiştir. Bugün vatanımız bir uçtan bir uca, türlü tahrik ve
tahrip merkezlerinin tesiri altındadır. Sağ-sol, ilerici-gerici, zengin-fakir,
sünni-alevi, Türk-Kürt sloganlarıyla birlik ve beraberliğimiz parçalanmakta,
perde arkasındaki kötü niyetler, şer kuvvetler, bu ayrılık ve nifakı teşvik ve
tahrik etmektedirler. Milletin oyları ile iktidara gelen iktidarsız iktidarcılar,
bu vaziyet karşısında şaşkın, düşkün, perişan bir haldedirler.
AP maalesef bir iktidar partisi değildir. AP bir çoğunluk, yığın partisidir.
Sandıktan çıktıkları milleti usandırmamak bir iktidarın en önde gelen
vazifesidir.
Muhterem Arkadaşlarım,
Ezbere konuşmuyorum. Ben onların arasından, ben onların içinden
geliyorum. Onların ne yaptıklarını biliyorum. Onlar suyu bulandırdılar,
onlar milleti dolandırdılar.
Üç senedir mecliste bulunuyorum. Gördüğüm manzara kısaca şudur: Bir
tarafta Süleyman beyin deynekçileri, parmakçıları...
Her şeye parmak kaldıranlar, diğer tarafta mukaddesata saldıranlar... Sol
ekip: Her şeye parmak atanlar. Biri parmak kaldırıyor, biri parmak atıyor.
Fakat yaranın üzerine parmak basan yok!
İşte biz, Türk Milliyetçileri, bu mukaddes çatının altında toplananlar,
şahadet parmağımızı bu yaranın üstüne basıyoruz.
Arkadaşlar, Türk Milleti bir kurtarıcı bekliyor. Millet, bugün buhranlar,
hüsranlar içinde çalkalanmaktadır. Biz, bu topraklar için, Malazgirt'ten bu
yana kaç nesli birden harcamışız. Bir şehitler diyarı olan topraklar üzerinde.
Bu topraklar için toprağa düşenlerin çocukları perişan, bakımsız, huzursuz
bir haldedir.
Başbakan istediği kadar, temel ata dursun, Türkiye, Türk cemiyeti bugün
temelinden sarsılmaktadır. Memlekette bir damla huzur kalmamıştır. Talebe
yurtlarında bu milletin istikbalini ellerinde tutacak olan gençler, aynı
toprağın çocukları birbirlerine saldırmakta, hatta birbirlerini
öldürmektedirler. Bir suru izmlerin peşine takılı gençler, insanlar, fikri
kurşunla susturmaya kadar işi götürmüşlerdir. Ama bugün iyice
anlaşılmıştır ki bu memleketi inanmış, idealist, dinamik bir kadro
kurtarabilir. Bu kadro CKMP kadrosudur. Bu milleti, ALLAH - Millet -
Vatan yolunda yürüyenler bu uğurda anadan, babadan, yardan, serden
geçmeğe hazır olanlar kurtarabilir.
Aziz kardeşlerim, Cenab-ı Hak Kur'an-ı Kerim'de "İnanıyorsanız mutlaka
üstünsünüz" buyuruyor. Biz inanıyoruz. O'na inanıyoruz. Hiç Ölmeyene,
bitmeyene, tükenmeyene, ebedi olana inanıyoruz. Her türlü ikilikten ve
nifaktan uzağız. BİZ , TANRI DAĞI KADAR TÜRK, HİRA DAĞI KADAR
MÜSLÜMANIZ.
Varlığımızın, birliğimizin esası bu iki temel üzerinde yükseliyor.
Kardeşlerim;
İktisadi kalkınma: Evet...
Hayat seviyesi: Evet...
Barajlar, garajlar: Evet...
Bunların hepsi lazım. Fakat bize her şeyden evvel iman barajları lazım...
Kafalarının içinde sudan başka bir şey olmayan, sudan gelme, sudan
adamlar bunu anlamıyorlar. Bir ayaklarını Hacı Bayram'a, bir ayaklarını
Moskova'ya basarak milleti aldatmak isteyenlerin sonları hüsrandır. Bir
gün gelecek aklananlar uyanacak, aldatanlar cezalarını göreceklerdir.
Aziz arkadaşlarım; Biz bu vatanı, sıra dağları, uçsuz bucaksız ovalan, engin
denizleri ile taze bir heyecan tufanı ile yeniden fethedeceğiz. Yeni bir
"Basü badel mevt" olacaktır. Bunu imanlı bağırlar, dik seciyeler, eğilmeyen
başlar, bu arkadaşlar, bu aslanlar yapacaktır. Bugün onların olabilir,
yarınlar bizimdir.
Hepinizi tekrar sevgi ve saygı ile selamlarım."