« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Kas

2007

OSMAN YÜKSEL SERDENGEÇTİ

İbrahim KOÇ 01 Ocak 1970

Haksızlığa dayanamaz, volkan gibi kükrer, lavlar atardı. Sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemezdi. 'Allah-vatan-millet' sevgisinden başka sevda bilmezdi. Ölüm dahi kendisi için korku unsuru değildi. O, hiçbir zaman dünyalık düşünmedi. Yemedi yedirdi, giymedi giydirdi.

Osman ağabey, 'Allah, vatan, millet' yolunda serden geçmiş. 'Hakk'a tapmış, halkı tutmuş; arı-duru, berrak, Yunus'layın âşık, seri dumanlı, başı bulutlarla yarışan, som altın muallâ bir ruh. Mukaddesâta son derce saygılı, yurduna, milletine delicesine vurgun, tutkun; korku bilmez, bendine sığmaz âteşîn bir ruh: Serdengeçti.

Milletinin ufkunda şimşek gibi çakan, dar beyinlerin karanlık dehlizlerine sönmeyen bir ışık yakan, kalbimizde sönmeyen, solmayan sevgisiyle hâlâ yaşayan bu âbide şahsiyetle 1957'de orta son sınıftayken tanıştım. Çok sâde baskılı dergi vasıtasıyla tanıdım Serdengeçti.'yi. Yanar dağ gibi kükremiş; 'volkan gibi lav atmış; bir iman uğruna çılgınlara dönmüş' yüce bir ruhun kaleminden damlayan satırlarla süslenmişti. Dergiyi okudukça coşuyordum. Mektup yazıp tebrik ettim. Kısa sürede elle yazılmış, nakış gibi işlenmiş bir mektup aldım. Ortaokul öğrencisine değil, büyük bir insana yazılmış gibiydi.

Serdengeçti ile mektuplaşma faslımız yıllar sürdü. Ama bir türlü Ankara'ya gidip, bu gönül dostuyla görüşmek kısmet olmadı. Aylar, yıllar, rüzgâr gibi akıp gitti. Sonra tekrar yazdım. Yine ânında sıcak ilgi ve sevgi dolu bir cevap geldi. Yine 'sevgili kardeşim' diyordu. Mektubuma çok sevinmişti. Bir yitiğini bulmuş gibiydi. İnci satırlarına:

'Nice zamandır seni arıyordum, soruyordum, özlüyordum, gözlüyordum' gibi kafiyeler dizmişti. Ne ki artık bu büyük çilekeşin çilesinden bana da kısmetler düşüyordu. Yılların sessiz, sâkin çocuğu, 'Serdengeçti' okuyor diye bazı gözlere takılır olmuştu. Zira o dönemde Büyük Doğu, Serdengeçti gibi dergileri okumak mimlenmek için kâfi idi.

Hayatı çilelerle geçti

Osman ağabey, vatan-millet sevgisinin mücessem bir âbidesiydi. Kalemini Hakk yolunda bir kılıç gibi kullandı ve zamanın yöneticilerini gerektiği gibi eleştirdi. Bu sebeple Anadolu'da efsanevî bir kahraman gibi tanındı. Bozuk düzene rest çeken, kimseden pervası olmayan bir kimseydi. Onu tanımak için yaşadığı o şekâvet ve zulüm devrine gitmek lâzım. Öyle bir devir ki, vatan ve millet âşığı gençler vatan hainliğiyle itham ediliyordu. Baştan ayağa hayat dolu, hareket dolu, îman dolu bir insandı. Özü sözünden, içi dışından parlaktı. Tevazu ve hoşgörünün zirvesindeydi. Onu yardan ve serden geçiren şeyi kendisinden dinleyelim:

'Korkunç bir yıkım olmuş! Cemaatlar dağıtılmış, mabetler kapatılmış, ulu ve ulvî bütün kanaat sahipleri katliam edilmiş, bin yıllık mukaddesat çiğnenmiş!.. Allah'a giden bütün yollar şer kuvvetler, kötü niyetler tarafından tutulmuş. İman cephesinin sesi susturulmuş, gençlik korkunç bir boşluğa atılmış!.. Kimi kahvelerde zamanını öldürüyor, kimi hayatı rakı şişesinde görüyor...' Şanlı bir millet evladının nasıl dinsizleştirildiğini, şeytanî planlarla nasıl densizleştirildiğini gördü ve gösterdi. Başındaki kalpağa takılan İçişleri Bakanı'na: 'Beyefendi! Benim kalpakla uğraşacağına, dışarıdaki kaltaklarla uğraş' demekten çekinmedi.

Serdengeçti'nin konuşmaları, yazıları, hatta şakaları, hep nükteli ve kafiyeliydi. Mücadele bayrağı olan dergisinin başlığı 'Allah, millet, vatan yolunda Serdengeçti' adını taşıyordu.

Onun birçok hali sıradan insanların haline benzemezdi. Onun Hakk'a dönüş ve Mevlâ'ya yönelişinde Yunusların, Mevlânâların, Âkiflerin iklimi vardı. O'nun yüreğinde vatan, millet, din ve iman sevgisinden gayrı fikre yer yoktu.

'Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır' hadisini düstur edinmişti. Haksızlığa dayanamaz, volkan gibi kükrer, lavlar atardı. Sözünü dudaktan, gözünü budaktan esirgemezdi. 'Allah-vatan-millet' sevgisinden başka sevda bilmezdi. Ölüm dahi kendisi için korku unsuru değildi. O, hiçbir zaman dünyalık düşünmedi. Mevcut varlığını nice vatan evlâdının tahsili için harcadı. Yemedi yedirdi, giymedi giydirdi. O, bir sadâkat ve vefa insanıydı. Hayatı hep çilelerle geçti. Rûhun şad, makamın Firdevs-i A'lâ olsun. Âmin.

O, dava ve sevda kahramanıydı

Osman Yüksel Serdengeçti 'Hayata Veda' adlı şiirinde şöyle diyor:

Artık iş kalmadı yârenler bizde,
Tökezliyor olduk yazıda düzde,
Şâirdik, hatiptik yazardık sözde
Ekmeği yemeğe ağızda diş yok
Dedik ya efendim bizlerde iş yok.
Bir secdeye varsam başım dolanır
Ne yesem ne içsem midem bulanır
Bütün dertler birbirine ulanır,
Yuvamız bomboş uçacak kuş yok,
Hayra yorulacak hayal yok düş yok.
Sağ yanım titriyor, sol yanım tutmaz
Nabzım tekler durur muntazam atmaz
Ayağım bir türlü ileri gitmez
Ağzım her an kuru gözümde yaş yok
Artık bundan böyle bizlerde iş yok.

Ziyaret -> Toplam : 125,35 M - Bugn : 113168

ulkucudunya@ulkucudunya.com