« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Kas

2007

PİRİ MEHMET PAŞA (Öl. 939/1532)

01 Ocak 1970

Konyalı olarak bilinen Pîri Mehmet Paşa’nın doğum yeri hakkında çeşitli fikirler ileri sürülür. Kimisi onun Aksaray’da, kimisi Amasya’da doğduğunu ileri sürer. 1973 yılında Konya İl Yıllığı’nda Konya’da doğduğu kaydedilir. Pîri Mehmet paşa’nın yaşadığı dönemlerde hatta Osmanlı’nın son zamanlarına kadar Aksaray, Konya’nın bir kazası durumundadır. Bu değerli ilim ve devlet adamının Konya’da bir mescid, imâret hangâh ve hamam yaptırdığı da herkesçe bilinen bir gerçektir.
Pîri Mehmet Paşa, Cemâleddin Aksarayî ahfadından ve ulemidan olan Muhyiddin Mehmet çelebi’nin oğludur. Medresi tahsilini tamamladıktan sonra, mahkeme-i şeriyyeye kâtip olarak girer., bir süre sonra baş kâtipliğe yükselir. II. Beyazid’in cülusünden sonra İstanbul’a giden Pîrî Mehmet Paşa Silivri, Siroz ve Galata kadılıklarında bulunur. Daha sonra ilmiye sınıfından ayrılarak hazine defterdarlığına tayin edilir.
Yavuz Selim’in Çaldıran seferine başdefterdar olarak katılır. Çaldıran savaşı öncesinde kurulan divanda ileri sürmüş olduğu fikirlerle padişahın takdirini kazanır. Yavuz: “İşte yegâne rey sahibi bir adam, fakat yazık ki vezir olamamış. Vezir eyledim.” Diyerek, Pîrî Çelebi’yi paşa yapar. Yunus Paşa’nın katlinden sonra da, Sadrazam tayin edilir. Sadareti Kanuni döneminde de devam eder.
Yavuz, Mısır seferine çıktığı zaman, İstanbul’un idare ve muhafazası Pîri Mehmet Paşa’ya havale edilir. Paşa, Yavuz döneminde iki defa tutuklanıp zindana atılırsa da bu durumu birincisinde üç, ikincisinde bir gün sürer ve görevine yeniden iade edilir.
Kanuni döneminde Belgrad ve Rodos’un fethinde büyük hizmetleri geçer. Pîri Paşa, büyük bir âlim ve idareci olduğu kadar, savaş konularında da iyi bir askerdir. Savaş öncelerinde savunduğu fikirlerin ne derece isabetli olduğu da, savaş sonralarında hep ortaya çıkmış ve karşı fikri savunanları mahçup etmiştir. Yavuz’un takdirini kazanması da bu yüzden olmuştur.
Pîri Mehmet Paşa 5 yıl 5 ay devam eden sadaretinde sonra 1523 yılında 200 bin akçelik vezaret hâsları ile emekliye sevkedilir. Silivri’deki çiftliğine çekilen Paşa bundan sonra sakin bir hayat yaşamaya başlar. Vaktini ibadetle geçirir. Bu dönemde de Kanunî Sultan Süleyman Han’dan yine iyi kabul görmeye devam eder. Şehzadelerin sünnet düğünlerine davet edilir. Paşa’nın itibar görmesi karşısında Sadrazam İbrahim Paşa, onun yeniden sadrazam yapılabileceği endişesine kapılır. O tarihlerde Pîri Mehmet Paşa’nın oğlu Mehmet Efendi, Edirne kadısıdır. İbrahim Paşa, Mehmet Efendi’yi, babasını ortadan kaldırdığı takdirde, kendisini kazasker yapacağı vadiyle kandırır. Kanuî Alman seferi dönüşünde Edirne’de büyük bir merasimle karşılanacaktır. Piri Mehmet Paşa da bu karşılamaya katılmak ister. Edirne kadısı Mehmet Efendi, babasını padişaha karşı dinç görünmesi için bir kuvvet şurubu içmesi gerektiğine ikna eder ve hazırladığı zehirli şerbeti ona içirir. Çok geçmeden acılar içinde kıvranmaya başlayan Pirî Mehmet Paşa, oğlu tarafından zehirlendiğini anlar. Onun: “Yaktın beni oğul, Allah da seni yaksın” sözü meşhurdur. Çok geçmez Mehmet Efendi, babasının bedduasına uğrayarak perişan bir vaziyette gerçekten yanarak hayatı son bulursa da, bir büyük devlet adamı da oğlunun ihaneti ile sehadet şerbetini içmiş olur. Bu olay, tarihin ibret sayfalarından birisi olarak hafızalarda yer eder. Vefat tarihi 1532 sonbaharıdır.
Dîni bir terbiye ile yetişen Pîri Mehmet Paşa, Mevlevî tahrikatına mensuptur. Özel hayatında hep Mevlevî kisvesi gider. Döneminin ileri gelen şairlerinden olan merhum, şiirde Remzî mahlasını kullanmıştır.
Pîri Mehmet Paşa’nın Mısır’da, İstanbul’da, Konya’da ve Aksaray’da yaptırmış olduğu hayır eserleri ve sosyal tesisler halâ ayaktadır. Paşa bu eserleri yaptırmakla kalmamış, bunların ayakta kalabilmeleri için, Anadolu ve Rumeli’de pek çok arâzi ve emlâk da vakfetmiştir.
Haleflerinden Lütfi Paşa, onu sadrazam numunesi olarak gösterdiği gibi, zamanının pek çok tarihçisi onun gibi bir sadrazam gelmediğini kaydeder. Gerçekten Pîri Mehmet Paşa, ilmiyle, irfanıyla ve isabetli fikirleri ile tarihte ender yetişen devlet adamlarımızdan birisidir. (159)
Türkiye’de ilk defa, Pîri Mehmet Paşa ve Cemâlî ailesi ile ilgili geniş araştırma yapan, Selçuk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları öğretim Üyelerinden Prof. Dr. Yusuf Küçükdağ, Cemâlî ailesi ile ilgili şu tespiti yapar: “Pîrî Mehmet Paşa’nın mensubu bulunduğu Cemâli ailesi, çok büyük mutasavvıf, âlim ve devlet adamları yetiştirmiş; Osmanlı Devleti’ne yaptıkları hizmetlerle, o döneme âdeta Cemâliler damgasını vurmuştur.”
Osmanlı döneminin en ünlü şeyhülislâmlarından Zenbilli Ali Efendi, Pîrî Mehmet Paşa’nın amcasının oğludur. (160)

159. İslâm Ansiklopedisi, 9. Cilt, Pîrî Mehmet Paşa maddesi ve Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi.
160. Doç. Dr. Yusuf Küçükdağ, Vezir-i Âzam PÎRÎ MEHMET PAŞA, Konya, 1994, s. 208.

Ziyaret -> Toplam : 125,36 M - Bugn : 117934

ulkucudunya@ulkucudunya.com