Mehmet Gül'e teşekkür için randevu vermeyen Bahçeli ve Star ile Flash TV'deki tehditler!
Sebahattin ÖNKİBAR 18 Mart 2008
Devlet Bahçeli'nin merhum Mehmet Gül'ün cenaze namazına katılması ve hatta Kabristan'a kadar gitmesi beni çok şaşırttı!
Diyeceksiniz ki bir parti liderinin, eski bir milletvekilinin cenazesine katılmasından daha doğal ne olabilir!
Satından bakınca öyle de benim bildiklerimi siz de bilseniz farklı düşünmezdiniz.
Ne midir bildiklerim?
Teşkilata talimat
Anlatacağım...Yalnız aktaracaklarımın benim dışımda onlarca şahidi de var.
Birinci husus; Devlet Bahçeli'nin milletvekilliği sürecinde Mehmet Gül'den zerre hazzetmemesiydi.
Öyle ki Bahçeli 4 yıl boyunca Mehmet Bey'le bir kez olsun görüşmemiş, bakanlarını da Gül için uyarmıştır.
En önemlisi, Bahçeli 1999 seçimleri sonrası dönemde İstanbul Teşkilatına talimat vererek bu adamı partiye sokmayın demiştir.
Hayır hayır bunlar iddia değildir. Bahçeli'nin o süreçte rahmetli Gül'e takındığı tavrın onlarca şahidi var.
Diyeceksiniz ki Bahçeli'nin belki açıklayamadığı önemli bir gerekçesi vardı!
Evet doğrudur, gerçekten de önemli bir gerekçesi vardı!
Peki ne miydi o gerekçe?
Rahmetli Gül'ün birikimi, belagatı, ilişkileri, sosyal yönü ve fiziği ile potansiyel genel başkan adayı, yani rakip olarak görülmesiydi gerekçe!
İşte bunu doğrulayan birinci kanıt:
GP'nin adaylık teklifini reddetti
2001'de Star TV'de Alternatif Programını yapıyorum.
Belagatı ve birikimi ile iyi reyting alan rahmetli Gül'ü programıma çıkardım.
Ertesi gün kıyamet koptu.
MHP Genel Merkezi beni, Devlet Bey'e karşı genel başkan adayı hazırlıyor, partimizin içini karıştırıyor diye Cem Uzan'a şikayet etti.
Peki sonuç ne mi oldu?
Cem Uzan takmadı... Dahası bu şikayet olayından sonra rahmetli Gül ile Cem Uzan arkadaş bile oldular.
Öyle ki, burada ilk kez açıklıyorum (Cem Uzan'a sorabilirsiniz) son seçimde yani 2007 Temmuz'unda Cem Uzan, Mehmet Gül'e yalvar yakar Genç Parti'den aday olmasını teklif etmiş, rahmetli Gül ise, "Devlet Bey beni itse de, ben MHP'den başka yere gidemem" diyerek bu teklifi geri çevirmiştir.
İkinci olayı Flash TV'de yaşadım:
Dedik ya mekanı Cennet olsun seyirci rahmetli Mehmet Gül'ü çok sever ve izlerdi.. Biz TV programcıları için de önemli olan reyting olduğunda, izlenenleri ekrana alırdık... Bu bağlamda Flash TV'de yaptığım programlarda Mehmet Gül bir ara birkaç hafta üst üste konuğum oldu.
"Gül'ü niye parlatıyorsun?"
Yıl: 2005'in ilk aylarıydı.
O hafta programı, İstanbul'dan yapacaktık.
Programa bir saat kala Mehmet Şandır aradı:
- "Yine bu Mehmet Gül'ü çıkarıyorsun.. Nedir senin amacın? Devlet Bey'e alternatif mi hazırlıyorsun?"
Cevap verdim: "Bak Şandır, benim işim MHP'ye genel başkan aramak değil, gazetecilik. Ben işimi yapıyorum. Hem Mehmet Bey hiçbir programımda MHP ve Bahçeli ile ilgili tek bir menfi söz de etmedi. Adam genel konularda MHP ve ülkücüler adına müthiş bir temsil sergiliyor. Oyunuzu artırıyor. Ona teşekkür edeceğine ne bu hiddet ve şiddet."
Şandır: "Onun gizli amacı genel başkan olmak. Sen de onu ekrana çıkarıp parlatıyorsun.. Bu programa Gül'ü çıkarmayacaksın. Programı iptal edeceksin. Buna izin vermeyiz."
Sözünü kestim: "Bana bak Şandır, izin vermezsin de ne yaparsın. Beni tehdit mi ediyorsun.. Hodri meydan" dedim ve telefonu kapattım..
Bu konuşmayı rahmetli Mehmet Bey'e aktardım ve Sevgili Gül program saatine kadar, gözleri dolu dolu kendine yapılan baskıları aktardı ama yılmadı, programa da çıktı.
Koray Aydın'ın boynuna sarılınca?
Burada bir ayrıntı.
Rahmetli Gül, o telefondan sonra şöyle bir tavsiyede bulundu:
- "Sabahattinciğim, bunlar birkaç liseli yeni yetme çocuğu buraya gönderip taş attırabilir. İstersen polise haber ver. TV için iyi olmaz."
Doğru, dedim ve önce Flash TV'nin patronu Ömer Bey'i arayıp bilgi verdim. (Kendisine sorabilirsiniz) Ve ardından gerekli tedbirleri aldırdım.
Bunlar benim bire bir yaşadıklarım.
Gelelim rahmetli Gül'den dinlediklerime, ki bunun da onlarca şahidi var.
Yıllardır Genel Merkezden vebalı gibi uzak tutulan rahmetli Gül, Koray Aydın Bey Yüce Divan'da 11-0 gibi, sonsuzda bir bile bir kuşkuya mahal bırakmayacak bir kararla pir-ü pak olup, aklanınca Koray Bey'e ziyarete gider, sevinçle boynuna sarılır.
Bu fotoğraf, koltuğuna alternatif isim görmek istemeyen ve rakiplerini doğmadan etkisiz hale getiren Bahçeli'yi ürkütür...
Derken tam o süreçte, rahmetli Gül'ün karaciğer rahatsızlığı zuhur eder ve bilahare nakil için hastaneye yatar ve de organ nakli yapılır.
Ziyaret ve randevu talebi
İşte tam bu süreçte, MHP İl Başkanı İhsan Barutçu, Bahçeli'nin emriyle Mehmet Gül'e hastaneye geçmiş olsuna gider. Dahası, oradan Bahçeli'yi arayıp onu Mehmet Gül'le telefonla görüştürür... Rahmetli'nin bu sahneye gözleri dolar, minnet duyar ve birazcık iyileştiğinde geçmişi unutup, ahde vefa gereği Devlet Bey'e teşekkür için Ankara'nın yolunu tutar.
Başkent'te kaldığı otelden MHP Genel Merkezinin Genel Başkanlık özel kalemini arar:
- "Ben Mehmet Gül'üm. Devlet Bey'e teşekkür etmek için Ankara'ya geldim. Genel Başkanımın geçmiş olsun mesajına çok duygulandım. Lütfen bana teşekkür için 5 dakika randevu verir misiniz. Telefonum şu. Ben cevabınızı bekliyorum."
Aradan bir gün geçer cevap yoktur.
Mehmet Bey hasta hali ile beklemeyi sürdürür ve ikinci kez telefon edip talebini tekrarlar.
Bir gün daha geçer yine cevap yoktur..
Dördüncü gün üçüncü telefon ve yine cevap yoktur..
Rahmetli döner İstanbul'a ve 20 gün sonra, o zaman herhalde işi vardı da görüşemedi diyerek yine Ankara'ya gelir.
Bahçeli'ye kırılmıştı
Yine telefon, yine teşekkür için randevu talebi ama yine cevap yoktur..
Rahmetli Gül, Bahçeli'nin sergilediği izahı zor bu tutumu gözleri nemlenerek isyanlı bir suküt ile karşılar...
Veeeeee önceki gün Devlet Bahçeli, Mehmet Gül'ün cenazesinde saf tutar...
Merak ediyorum; imam cenaze namazında merhumu nasıl bilirdiniz diye sorduğunda, Devlet Bey acaba iyi bilirdik dedi mi?
Dedi ise (ki kuşkusuz demiştir) ve iyi idi ise, hep beraber soralım, o zaman, teşekkür için talep edilen ve günlerce beklenilen 5 dakikalık bir randevuyu, neden çok gördün Devlet Bey!
Yok, Mehmet Bey'e 5 dakika bile tahammül edemiyor idi isen cenazesinde ne işin vardı?
Güneş balçıkla sıvanmaz Devlet Bey. Sevgili Mehmet Gül; onlarca, yüzlerce ülkücü şahittir ki sana kalbi kırık uçmağa varmıştır.