İdianame çok ciddi AKP kapatılabilir
Mehmet TEZKAN 18 Mart 2008
Pazar günü Yargıtay Başsavcısı'nın hazırladığı iddianameyi satır satır okudum..
Çok ciddi..
Siz bakmayın bazı AKP'lilerin hukuki değil, siyasi demesine..
Gazete haberleriyle yazılan iddianame diye küçümsemelerine..
Olay ciddi..
Onlar ya iddianameyi okumadan konuşuyorlar ya okuduklarını anlamıyorlar veya anlamak istemiyorlar ya da siyaset yapıyorlar..
Başsavcı hazırladığı iddianamenin giriş bölümünde ileri sürdüğü iddialara nasıl bakılması gerektiğini Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarından, yorumlarından yola çıkarak uzun uzun anlatmış..
Her alıntının altına notunu düşmüş..
RP kararı, TBKP kararı gibi..
İddanamenin bir sayfasını rastgele açarsanız; koskoca iktidar partisi bu nedenle kapatılır mı diyebilirsiniz..
Bunlar gazete haberi diye geçiştirebilirsiniz..
Ama Anayasa Mahkemesi ile bu mahkemenin daha önce verdiği kapatma kararını yorumlayan AİHM meseleye böyle bakmıyor..
Tümüne bakıyor..
Belge, Refah Partisi kararı..
Yine Mahkeme, küçük küçük de olsa bir sürü söz, demeç, karar, eylem, faaliyeti tek tek değil bir bütün içinde değerlendirirken laiklik kavramından uzaklaşma veya adım adım başka bir sisteme geçme niyeti olup olmadığını dikkate alıyor..
AİHM hep böyle baktı..
Yani o siyasi parti amaçladığı modeli oluşturmak için küçük küçük hamleler yapabilir.. Biz o küçük hamlelere değil tümüne, bir bütün olarak bakmalıyız..
AKP kapatılsın diyen iddianamenin temel mantığı bu..
*
Başka ayrıntılar da var..
Başsavcı diyor ki; iktidardaki bir siyasal partinin, planlarını gerçekleştirmek için yasama organlarından yasaları beklemek gerekmemektedir. Bu noktada uygun bir zamanlama seçilmelidir. (RP/ Türkiye kararı)
Yani yasaların değişmesini beklemeye gerek yok, niyete bakarım diyor..
Peki Erdoğan'ın söylediği sözler AKP'nin tümünü bağlar mı?
Evet..
İddianame diyor ki Bir genel başkanın açıklama ve eylemleri partiyi tartışmasız olarak bağlayıcıdır. Çünkü genel başkan partinin simgesel figürüdür.
Kim söylüyor?
Refah Partisi kararı..
*
En çok konuşulan konulardan biri de şu:
Bu sözde bu eylemde suç yok ki deniliyor.. Veya o sözü söyleyen ceza almamış, yargılanmamış..
İddianame de diyor ki; Bir siyasi partinin kapatılmasını gerektiren eylemlerin, aleniyet kazanmış, belli bir konuyu ihtiva etmesi yeterli olup, ceza hukuku kapsamında mutlaka suç olarak düzenlenmiş ve bu konudaki davaların da mahkûmiyetle sonuçlanmış olması gerekmemektedir..
Neden?
Çünkü kapatma davaları ceza davası değildir..
*
Gelelim tartışılan iki konuya..
Bir: AKP'nin kapatılmasını istemek demokratik toplum geleneğine uygun mu?
İddianame evet diyor..
Davalı parti çoğulcu demokrasiyle bağdaşmayan ve onu ortadan kaldıran bir sistemi amaçlamaktadır..
AKP ve Genel Başkanı Erdoğan demokrasiyi çoğulcu değil, çoğunlukçu olarak algıladıklarını gösteren eylem ve demeçleri olası bir 'çoğunluk diktasının'açık işaretleridir..
İki: Zamanlama doğru mu, yüzde 46.5 oy olan partiye dava açılır mı?
İddianamede bu sorunun yanıtı da şöyle:
Bir tehlikenin var olduğu ve tehlikenin de yeterince yakın olduğu, davalı partinin eylemlerinin öngördüğü toplum modelini oluşturmaya elverişli bulunduğu, iktidarları süresince her geçen gün riskin arttığı görülmektedir..
Yani, Başsavcı, istediğiniz toplum modelini oluşturmaya gücünüz olduğu için bu davayı şimdi açtım diyor..
Meseleye bir de bu gözle bakın.. Tümünü değerlendirin..
