Emekli ve asgari ücretlilerin umudu suya düştü
Mehmet Çetingüleç 01 Ocak 1970
Eğer AK Parti ile CHP arasında koalisyon kurulsa, emeklilere 2 maaş ikramiye ödenecek, asgari ücret 1500 liraya çıkarılacak ve çiftçilere ucuz mazot verilecekti
CHP'nin seçim meydanlarındaki bu taahhüdü, koalisyon masasında “ön şart” haline gelmişti.
Koalisyon kurulamadı, taahhütler masada kaldı, ama bir şey açıkça görüldü ki, CHP bu sözleri sadece “seçim vaadi” olarak gündeme getirmemiş. Sözlerinin arkasında duruyor.
Koalisyon görüşmelerinde AK Parti'nin hükümet kurmak istemediği de ortaya çıktı. AK Parti, Türkiye'nin gergin ortamına, piyasadaki yangına rağmen tek başına bir iktidar çıkarmak için erken seçim istiyor.
Oysa, 7 Haziran seçimlerinde halk, Türkiye için 6 koalisyon seçeneği ortaya koydu: AK Parti-CHP, AK Parti-MHP, AK Parti-HDP, CHP-MHP-HDP, AK Parti azınlık hükümeti veya CHP azınlık hükümeti.
Ama hiçbiri olmadı.
Çünkü AK Parti'nin kafasındaki tek seçenek erken seçim. Koalisyon görüşmeleri, sadece anayasal prosedürü tamamlamak için yapılıyor. MHP ve HDP'nin dışarıdan desteklemesine rağmen AK Parti-CHP hükümetinin kurulma fırsatı bu yüzden değerlendirilmedi.
Oysa Abdullah Gül, Nimet Baş, Hüseyin Çelik gibi AK Parti'ye büyük emek vermiş eski kurmaylar Türkiye'deki yangını söndürmek için geniş tabanlı bir koalisyon kurulmasını desteklemişlerdi. Böylece reformlar yapılabilecek, köklü sorunlar kolaylıkla çözülebilecekti.
Buna rağmen, “tek başına iktidar” hırsı baskın geldi.
Bu hırsın toplumda nasıl karşılık bulacağı belli değil.
Kamuoyu yoklamaları, iç huzurun, barış ortamının sona erdiği bir Türkiye'de AK Parti'nin en fazla 2 puan artırabildiğini gösteriyor. Buna karşılık HDP yine yüzde 10 barajının üzerinde. HDP barajı aştığı sürece AK Parti'nin 2 puan fazla alıp tek başına iktidara gelmesi zor. Bunun için en az yüzde 45 oy alması gerekiyor.
Piyasalar en cazip koalisyonun bozulmasını olumsuz algıladı. Dolar 2,84'ü gördü. Türkiye'nin risk primi yükseliyor. Borçlanmanın maliyeti artıyor. Önümüzdeki günlerde bu seçeneği kaybetmenin faturası daha net biçimde ortaya çıkacak.
Bir kez daha vurgulama ihtiyacı duyuyorum: Türkiye'nin ekonomisine, sosyal dokusuna, toplumsal yapısına zarar veren, bunaltan, ateşe atan siyasi manevralar hiçbir partiye ya da şahsa yarar sağlamaz.
Türkiye; ekonomi, iç politika ve dış politika alanındaki getiriler bakımından çarpan katsayısı yüksek bir fırsatı kaçırmıştır…