Strateji belirleyicidir
Mahir KAYNAK 26 Mart 2008
Analizimi aşağıdaki varsayımlarla yapıyorum. Bu nedenle vardığım sonuçların isabeti varsayımlarımın doğruluğuna bağlıdır.
1- Muzaffer bir ordunun neferi olmak mağlup bir ordunun komutanı olmaktan iyidir.
2- Çatışma dönemlerinde ittifaklar ideolojik birliktelik ya da yakınlıklara göre değil siyasal hedeflerin ortaklığıyla belirlenir. Bu nedenle çatışma dönemlerinde beklenmeyen ittifaklar oluşabilir.
3- Dünya dengelerinde önemli yeri olan bir ülkede mücadele sadece iç dinamiklerle ve ittifaklarla açıklanamaz.
AKP'nin kapatılmasını isteyenler yeni siyasi yapı için de bir senaryo hazırlamışlardır. Eğer amaç bir darbeyle iktidarı devirmek ve yerine başka bir ideolojinin temsilcilerini getirmek olsaydı partinin kapatılmasına gerek yoktu. Senaryonun partinin kapatılması, yönetici kadronun değiştirilerek yeni bir politikanın, aynı ideolojik çerçeve içinde uygulanması olacağı söylenebilir. Bu nedenle darbeci eğilimlerin tasfiyesi senaryoya aykırı değildir hatta onun vazgeçilemez bir parçasıdır... Ancak hem darbeci eğilimlerin tasfiyesi hem de partinin kapatılmaması siyasi yapının değiştirilmeyeceği anlamını taşır. Bu durumda bile siyasi ittifakların yeniden kurulması, her partinin içindeki ideolojik tavırları aynı ama siyasi amaçları farklı olan kesimlerin ayrışması beklenir.
Darbeci eğilimlerin tasfiyesiyle AKP'nin kapatılma davasının aynı zamana rastlatılması ilginçtir. Bunun tarafların birbirine düşman olmalarına mı yol açacağı yoksa ortak bir zemine doğru hareket mi edeceklerini zaman gösterecektir.
AKP'nin kapatılması halinde yeni senaryoda rol alacakların isimleri yazılmaya başlandı. Bu yeni senaryoda rol alacakların değil tasfiyesi gerekenlerin listesi olarak da algılanabilir. CHP için öngörülen yeni lider ve kadrosu da bir tasfiye listesi sayılabilir.
Olaylar hakkında kesin bir yargıya varamamanın sıkıntısını çekiyorum. Yaşadığımız karmaşa istikrarsız bir dönemin işareti olabileceği gibi yaratılan korku havasının altında önceden planlanmış bir projenin uygulandığını ve kısa zamanda sükunetin egemen olduğunu da görebiliriz.
Siyasi aktörler şöyle bir strateji geliştirebilir: Dünyadaki gelişmelerin hangi yönde olacağına ve kimin üstün geleceğine karar verir. Aynı öngörüye sahip olanların, farklı ideolojik eğilimleri olsa bile, kendisiyle çatışmayacağını hatta ittifak yapacağını düşünür. Farklı bir dünya projesine inananlarla, kendisiyle birlikte görünseler bile, yollarının ayrılacağını bilir. Karşı tarafın kendisi için hazırladığı senaryoya, kendisinin ikinci plana düşebileceği ama kendi tarafının kazanacağı bir senaryoyla karşılık verir. Rütbesi düşer ama ordusu zafer kazanır. Kimin kazanacağını tarihin seyri belirler ve kişi olarak şu sorulara cevap aramalıdır. Yaratan dünya için nasıl bir gelecek öngörmüş olabilir? Eğer üstün bir güce inanmıyorsa değişen teknoloji ve bunun yarattığı yeni şartlar nasıl davranmamızı gerektiriyor? Aslında bu iki soru paranın iki yüzü gibidir.
