Al sana sosyalist
Tarık Toros 01 Ocak 1970
Muhalefet “Geçici Bakanlar Kurulu”na girmeliydi.
Böylece…
Başbakan dışında 11 AKP’li…
11 CHP, MHP ve HDP’li…
3 de “bağımsız” müsteşar bakan olacak…
Ülke, “yüzde 10 barajı” gibi ayıplı sandık demokrasisine rağmen…
Kamu olanaklarının AKP lehine boca edilmediği bir seçime girebilecekti.
TRT, muhalefete sansür yapamayacak…
Vali-kaymakam-emniyet müdürleri, tek partiye selam durmayacaktı.
Kısmen tabii…
**
Muhalefet bunu seçmenine rahatlıkla izah edebilirdi:
Açık Anayasa emri, güven oylaması yapılmayacak, programı bile olmayan iki aylık geçici seçim hükümetine kim ne diyebilirdi?
Tamam…
Bunu kurmak için Ahmet Davutoğlu’nun görevlendirilmesi çok yanlıştı.
Saray, uzlaşma aramadığı bilakis “köprüleri yıka yıka” yürüdüğü için garipsemeyin bunu.
“Ben oynamıyorum” demeyip…
Kabineye bakan verilmeliydi.
Muhalefet liderleri diyalog yolunu kapatınca…
Davutoğlu milletvekillerine kapalı zarfla teklif yaptı.
Hoş…
Diyalog yolu açık olsa da Davutoğlu yine bildiğini okurdu, o ayrı.
**
Meral Akşener, bakanlık dedikodusu çıkınca…
“Teklif edilse bile kesinlikle kabul etmeyeceğim. Telefonla teyidini alabileceğiniz görüşümü, siyasi stratejilerinize araç yapmanız siyasi nezaket dışı” diye yazılı açıklama yapmıştı.
İnadına, Akşener’e bakanlık mektubu yazan bir Başbakan’ın iyi niyetli olduğunu kimse anlatmasın!
**
Saray ve Davutoğlu, üç mektupla üç partiyi karıştırdı: Baykal, Türkeş ve Tüzel.
Levent Tüzel, HDP çatısı altında toplanan “sol koalisyonun” EMEP ayağıydı.
Bakanlık teklifinden bir gün önce açıklama yaptı:
- Partimizin tutumu, bu anayasal düzenlemede hükümeti seçim güvenliği açısından boş bırakmamak. Tabii ki kabul edeceğiz.
Bir gün sonra reddetti:
- Bu halka saldırı hükümeti karakteri taşıyan, geçici de olsa bu seçim hükümetinde görev almayı doğru bulmuyoruz.
Yani demem o ki…
Onu bunu kritik ederken arada kaynamasın:
Al sana sosyalist!