Görülmekte olan davayla ilgili düzenleme yapılabilir mi?
Fikret Bila 26 Mart 2008
Eski YÖK Başkanı ve anayasa hukukçusu Prof. Dr. Erdoğan Teziç, Anayasa’nın 138. maddesinin 3. fıkrası karşısında, görülmekte olan davayla ilgili Anayasa ve yasalarda yeni düzenleme yapılamayacağı görüşünde.
Söz konusu hüküm şöyle:
“Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi’nde yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili soru sorulamaz. Görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz.”
Prof. Teziç, bu fıkradaki, “görüşme yapılamaz” hükmünü, “görülmekte olan bir davayla ilgili yasal düzenleme yapılamaz” biçiminde yorumluyor.
İtiraza yanıt
Teziç Hoca, bu yorumu yapınca şu itirazda bulundum:
- “Soru sorulamaz, görüşme yapılamaz” hükmünün amacı, “Sözlü soru sorulamaz, soru önergesi verilemez, genel görüşme yapılamaz” anlamında değil midir? Görüşme yapılamaz demek yasa da yapılamaz anlamına nasıl gelir?
Hoca, bu itirazımı şöyle yanıtladı:
- “Görüşme yapılamaz” yeni yasal düzenleme için yapılacak görüşmeleri de kapsar. TBMM, yasa yaparken görüşme yapmak zorundadır. Yeni yasayla ilgili görüşmeler yapılırken ister istemez görülmekte olan dava da görüşülmüş olacaktır. Yasada değişiklik söz konusu olacaksa bu kamu yararı amacıyla değil, sırf siyasi amaçla bir partiyi yargılama sürecinin dışına almak amacıyla yapılacaktır.
Bu, Anayasa’ya aykırı olacağı gibi, Anayasa’da bir değişiklik söz konusu olacaksa ve parti kapatma imkânsız hale gelecekse, o zaman da hürriyetçi demokratik düzenin kendini koruma aracından yoksun bırakılması hedeflenmiş olacaktır.
Bu kez şu itirazı yönelttim:
- Bir dava görülürken yasal düzenleme yapılamaz, diyorsunuz ama birçok dava görülürken Ceza Yasası değiştiriliyor ve lehe olanlar uygulanıyor. Bazı davalar düşürülüyor. Bunu nasıl izah ediyorsunuz?
“Şöyle” dedi, Teziç Hoca:
- O düzenlemeler genel düzenlemelerdir. Bir tek davayla ilgili değildir.
- Anayasa’da yapılacak değişiklikle parti kapatma koşullarının değiştirilmesi de genel düzenleme niteliğinde değil midir?
- Şimdi AKP, böyle bir değişikliği niye yapacak? Anayasa Mahkemesi’ne açılmış olan davayı etkilemek için yapacak. Görülmekte olan somut bir davayla ilgili olarak yapacak. Bu genel değil, özel amaçlı bir düzenleme niteliği taşır.
Cumhurbaşkanı Gül’ün durumu
- Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün iddianamede yer alması ve hakkında 5 yıl siyaset yasağı talep edilmesi de çok eleştirildi. Bazı anayasa profesörleri de dahil birçok hukukçu, sadece vatana ihanetten yargılanabilen Cumhurbaşkanı’nın adının iddianamede geçmesinin Başsavcı’nın bir hatası olduğunu ve yalnız bu nedenle bile iddianamenin Anayasa Mahkemesi tarafından geri çevrilmesi gerektiğini savundu. Sizin görüşünüz nedir?
- Parti kapatmada, bir ceza kuralının ihlal edilip edilmediği değil, fakat bir partinin tüzel kişiliğinin sona erdirilip erdirilmeyeceği söz konusudur. Bu da ceza hükümleriyle bağlantılı değildir. Bir tüzel kişiliği kapatma davasıdır.
Burada Sayın Gül’le ilgili iddia, Cumhurbaşkanı’nın, milletvekili veya bakan olarak görev yaptığı dönemdeki beyanları ve faaliyetlerinin bir partinin kapatılmasına neden olan odak oluşumunun faktörlerinden ve kanıtlarından biri olarak sunulmasıdır.
İstenen 5 yıllık ceza da Ceza Yasası tarafından düzenlenmiş bir ceza değil, Anayasa’da ve Siyasi Partiler Yasası’nda öngörülen tedbir niteliğindedir. Bu, Sayın Başbakan için de geçerlidir. Eğer Cumhurbaşkanı, Başbakan veya bakanlar için bir ceza yargılaması söz konusu olsaydı, Anayasa Mahkemesi “Yüce Divan” sıfatıyla yargılama yapardı.