« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Eyl

2015

BUGÜN Gazetesi’ne baskın

Gökhan Bacık 01 Ocak 1970

Sıradan günler yaşamıyoruz. Artık “bugün hangi ürkütücügelişme olacak” diye yataktan kalkıyoruz.
Birkaç gündür “gazeteleri basacaklar” söylentisi kulaktan kulağa zaten yayılmıştı. Dün sabah nitekim telefona ilk mesajlar düşünce şaşırmadım.

İnsanın köşe yazdığı gazete ile değişik bir duygusal bağıoluşuyor. Zamanla köşeniz, gazeteniz “sanki sizin bir uzvunuz gibi” oluyor. Dolayısıyla gazetenize yapılan baskını sanki “kendinize yapılmış gibi” hissediyorsunuz.

Otoriterleşme önü alınmaz bir hastalıktır. Attığınız her adım daha yüksek dozda bir otoriter adım atmanızı gerektirir. Zamanla otoriterleşme tabiri caizse “otomatik bir vitese” bağlanır ve artık otoriterleşmekten başkaçareniz kalmaz.

Sanırım Türkiye’de son üç yılda bu gerçekleşti. O nedenle otoriterleşme belli ki bir süre artarak devam edecek. Altı ay önce “olur mu canım” dediğimiz şeyler olduğu gibi bugün “olur mu hiç” diyeceğimiz şeyler yakın zamanda olacak.

Türkiye’de siyasi olarak “ayakta kalmak için otoriterleşme düğmesine basanların” bile bunu durdurma şansları kalmadı.

“Nasıl olsa bana bir şey olmuyor” diyerek taktik olarak susanların da bir şansı yok. Otoriterleşme “yanardağdan fışkıran lav gibidir”, karşısında seksek oynamanın hiçbir anlamı yok. Dün seni yaktı, bugün beni yakıyor, yarın başkasını...

Üzücü olan

İnsanın gazetesinin basılmasından üzücü olan 2015 yılında memlekette bunların olabildiğidir.

“Demek ki hiçbir şey değişmemiş” diyor insan o zaman kendi kendine. 1960’ların, 70’lerin tarihini az çok okuyanlar tıpkı o yıllara benzerdurumlardan geçtiğimizi görebilir.

Gazete baskınları...

Milletvekili transferleri...

Bir ara rejimi andıran hükümet biçimleri...

Demek ki hiçbir şey değişmemiş...

Siyasi gelenek olarak gazeteye baskın yapmak

Dün gazetemiz BUGÜN basıldı. Gazete basmak Türk siyasi tarihinde geç Osmanlı döneminden beri yapılıyor.

Maalesef “Türkiye’de gazete basıldı” deyince dünyada kimse “vay be nasıl olur” demiyor. “Türkiye’dir böyle şeyler olur” diyor.

Öte yandan Türkiye bölünmüş. Kimileri siyasi meşrebine göre “oh olsun” der. “Ama, fakat, lakin” ile bir izahat yapar.

Ancak benim anlamadığım şu: Türkiye’yi yönetenler gittikleri yoldan “herkesin benimseyeceği ve kendini mutlu edeceği bir düzen kuracaklarını” nasıl düşünüyor?

Bir düşünün ve ülkenin haline bakın. Haber kanallarını izleyin. Türkiye son iki yılda gittiği şekli ile bir beş yıl daha gidebilir mi?

İnsanlar halihazır koşulları artık darbe dönemi ile karşılaştırıyorlar. Bu yöntemlerle insan ne inşa edebilir? Gerçekten bu planları yapan “arkadaşlar” bu yolun herkesi mutlu edecek bir sona çıkacağına mı inanıyor?

Hadi biz “büyük resmi göremiyoruz”, “cahiliz”, “kötü niyetliyiz” koskocaAKP gemisinde bir tane “acaba yanlış mı yapıyoruz” diye sorgulayan yok mu?

Dün gazetemiz BUGÜN basıldı. Biz üzüldük. Gazetemiz adına, ülkemiz adına üzüldük.

Ancak “ihale almak için muhalif gazetecileri kovan medya patronlarının olduğu bir ortamda” diğer pek çok gazeteye yapıldığı gibi BUGÜN’e yapılan baskını bir doğruluk nişanı olarak görmek gerekir.

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 7226

ulkucudunya@ulkucudunya.com