Detaylarda gizlenen...
Güler KÖMÜRCÜ 26 Mart 2008
‘Amerika’nın aslında gerçek Başkan’ı kabul edilen Cheney Ankara’ya geliyor, kadersel bir dönemeçte gerçekleşecek Cheney’nin Ankara görüşmelerinin ardından çoook önemli yeni bir süreç başlayacak. Nasıl bir süreç? 6 yıl önce, 2002, 19 Mart’ta Ankara’ya gelen Cheney, o tarihte, “Biz Saddam’ı devireceğiz. Bu konuda hiç kuşkunuz olmasın ve de haberiniz olsun...” diyerek stratejik ortağı Türkiye’nin ABD ile her zamanki gibi dayanışma içinde olacağı umudunu iletti.
Sonra neler olduğunu biliyoruz; Irak operasyonu ve de tezkere krizi. Ve şimdi, duyumlara bakılırsa ‘Derin’in derini Cheney bu defa da ‘aynı işbirliği umudunu İran’a karşı bir operasyon’ için (bu askeri bir operasyon olmayabilir, etkili başka ortak yaptırımları) dile getirmek üzere Ankara’ya gelecek. Kontrolünde zorlandığı Irak ile ‘ENERJİ’ paylaşım dosyası da öncelikli konular arasında olacak.
En önemlisi; Cheney’nin Ankara programı, kimlerle görüşeceği, son anda (olura) program dışı yapacağı temaslar, ‘Ankara’da kritik karar alma merkezinde’ kim/kimlerin olduğunu da ortaya koyacak...’
Şu ana kadar okuduğunuz satırları yaklaşık 1 ay önce kaleme aldım, Cheney bugün ya da yarın Ankara’da olacak ve hâlâ Ankara’da kimlerle görüşeceği tam olarak bilinmiyor. Programda, haftalar öncesinde netleşen tek Genelkurmay Başkanımız Sayın Büyükanıt’a yapacağı ziyaret var ki bu altı çizilerek duyuruldu.
Görüşme trafiği, konu başlıkları birçok anlamda önemli işaretleri içerecek. Mesela... Cheney’nin bize gelmeden birkaç gün önce uğradığı Kuzey Irak seyahatinde detaylardaki gizli mesajları hepimizin çoook iyi alması lazım; ‘Derin’in en derini Cheney eşiyle birlikte geceyi, Başkan Mesud Barzani’nin değil, Başbakan ‘Necirvan Barzani’nin konutunda geçirdi. Bu coğrafya da bu denli bir ‘ağır misafiri’ kendi evinizde ağırlamanın anlamı malumdur, ağır misafir de mesajını coğrafyanın gelenekleriyle verdi işte; ‘evin evimdir, seni seçtim, bundan sonra seninle birlikte yürüyeceğiz.’ O konaklamanın okuması budur.
Mesud Barzani’nin tasfiye olması, Neçirvan’ın vitrine çıkması bölgesel politikalara ve de Türkiye’deki iç dinamiklere nasıl yansıyacak? Bu sorunun cevabını, Mesud Barzani’nin tasfiye olup, Neçirvan’ın vitrine çekileceğini, Türkiye’ye olası yansımalarını da sizlere tam 6 ay önce duyurdum, özetle demiştik ki;
“Yeni bir süreç başlıyor... 3. dünya savaşının merkezinde olan bölge devletlerinin yönetici modelinde yeni bir format söz konusu. Kavgacı, dediğim dedik, fanatik şahinler yerini, ‘akılcı, şahin gibi düşünseler de bu düşüncelerini güvercin gibi sunan, diplomasi ruhunu bilen isimlere’ bırakacaklar. PKK’nın hamisi, aşiret reisi, dediğim dedik Mesud Barzani bu yeni formata uyum sağlayamıyor bu nedenle de yerine 1 numara olarak teknokrat, diplomasi diline hakim yeğen Neçirvan Barzani gelmeyi hak ediyor. Bu yeniden formatlanma rüzgarından sizce Türkiye etkilenmeyecek mi?
Türk siyasetinin vitrininde de artık kavgacı, saldırgan şahinler yerini ‘akılcı, gerçekçi, şahin gibi düşünse de düşüncelerini güvercin gibi sunan diplomasi dilini konuşan isimlere’ bırakacaklar. Soldan sağa benzeri yapıların yönetici/ beyin takımları, medya, sivil toplum örgütleri topyekün bu yeni tarz değişikliğinden nasibini alacak...”
Bugün, 21 Mart’ta, yukarıdaki bu analizi (analizin sahibi o dönemde konuştuğum çok sayıdaki uzmandır) tekrar değerlendiriniz lütfen, zamanın ‘olması gereken biçimde’ yeni diline, kim/kimlerin hakim olduğunu önümüzdeki aylarda hep beraber göreceğiz.
Etrafımızda haritalar değişiyor ve Türkiyemiz devlerin büyük oyun masasında, büyük bir pazarlık masasında oturuyor. Bu masada Türkiye adına görüşmeleri kimin yapacağı vatanımızın bekası adına da son derece önemli. Bu nedenle de o masada; milli şuuru yüksek, ulus devleti koruyan, ülkesinin menfaatlerini ‘partisinin ve de kendi ajandasının’ üzerinde gören, ‘kavga, çatışma, iddialaşmalar peşinde koşmayan’, karşı tarafın konuşmaya başladığı ‘diplomasi dilini’ de çok iyi bilen isimler oturmak zorunda. Bizler de bilinçli vatandaşlar olarak o masada olan biteni çok yakından takip edeceğiz.
Son olarak, makrodan mikroya gelelim, Washington kulislerine hakim gazeteci Savaş Süzal’ın, Cheney’nin Ankara’da vereceği mesajlarla ilgili farklı, ilginç bir duyumu var, Sayın Süzal diyor ki; Cheney’ni Ankara’da vakıf malları konusunu açacak. ‘Yani Türkiye’de mikroskopla bulunacak çapta olan bazı kiliselerin malları ve okulları konusunu ele alacakmış.’ Vakıf malları konusu çoook ilginç bir detay değil mi?
Evet, bakalım Bay Cheney’nin çantasında başka neler var?
