« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Eyl

2015

Türkiye'nin medyasını o dar fanusatıkamayacaksınız

Yavuz Baydar 01 Ocak 1970

Oyun artık çok açık oynanıyor:

Yargı ve medyayı boğarak, iş dünyasını sindirerek Türkiye'yi beşinci sınıf zulüm sistemlerinin, demokrasisi sıfırlanmış polis devleti ailesinin içine sürüklemek.

Koza İpek Holdingşirketlerine, aynı zamanda gruba bağlı medyakuruluşlarına dün düzenlenen baskınların Türkçe tercümesi, hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kadar açık.

Kimliğini talana, varlığını yalana 'armağan etmiş', ideolojik ve ahlaki olarak paçavralaşmış bir iktidar, devamlılığını ne pahasına olursa olsun sağlamak için, medyada özgür ve bağımsız ne kadar ses ve mecra varsa hepsini susturmak için gaza basmış vaziyette.

Elbette ki dünkü medya baskınları bir ilk değildi; çok kuvvetle muhtemeldir ki gerisi bir tsunami misali üzerimizden geçecektir.

Öncesi de var ama bugün iyice hız kazanan, özgür ve bağımsız medyayı tepeleme dalgası, 28 Aralık 2011 gecesi yaşanan Uludere/Roboski katliamının sözde 'merkez medya'nın sansürlenmesi ile şekillenmiş, Gezi'de aynı sefil 'merkez'in haberleri görmemesi, 'Alo Fatih'lerle devam etmiş, 17-25 Aralık haramilik dosyaları sonrasında da haber alma özgürlüğü adına dişe dokunur ne kadar yasa varsa hepsinin kuşa çevrilmesiyle zirve yapmıştı. Patronların ağlak yalakalara, medya yöneticilerinin maymuna çevrildiği bu uzun dönemde görülmemiş bir gazeteci kıyımı da yaşanmıştı.

***

Nedir medyayı boğma üzerinden artık açık oynanan bu oyun?

7 Haziran seçimlerinde başkanlık düzeni kurma ihtirasına seçmen oyu üzerinden yenik düşen siyasi otorite ya da yaygın deyişiyle 'üst akıl', son çare olarak daha da sert bir 'mühendislik' projesini devreye soktu.

İktidarının devamı 1 Kasım seçimlerinden üç partili bir Meclis’in çıkmasına bağlı. Dörtlü denklem yeni bir hezimet demek. Dolayısıyla, bir yandan HDP'nin ama öyle ama böyle Meclis dışı kalması, öte yandan da MHP'nin altının oyularak oyların AKP'ye kayması şart. Yoksa korku dağları bekleyecek.

Demek ki, bu hedefe ulaşmak için muazzam bir algı operasyonu, şu ana kadar görülmemiş bir kamuoyu manipülasyonu gerekiyor. Bu da medyada muhalefete konuşma hakkı tanıyan, defolu iktidarı habire eleştiren, 'bir avuç kalmış' bağımsız ve özgür kesimin köküne kibrit suyu dökülmesi demek.

'Başmühendis'in medyayı tamamen iktidarın borazanı haline getirme amaçlı mantık silsilesi, elbette ki bir öncelik sıralamasını da şart kılıyor. Türkiye'de 'sessiz çoğunluk' -alt ve orta sınıflar- tek haber mecrası olarak (yüzde 80 oranında) sadece TV kanallarını izliyor. TV'nin kamuoyu etkisi mukayese kabul etmeyecek kadar güçlü.

Ve dikkat edin, despotizm heveslisi iktidarın medya budama işlemlerinde öncelik hep TV kanalı olan medya grupları üzerinde yoğunlaşmış.

Dolayısıyla, iyice iktidarın yalan makinesi haline gelen TV aleminde, farklı görüş ve eleştirilere yer veren, üstelik dindar ve muhafazakar kesimde popüler olan TV kanallarına sahip Koza İpek Grubu'nun hedef tahtasında bir numara olmasında şaşılacak bir şey yok.

TV'ler sustuğu, karardığı veya yandaş olmayı kabul ettiği ölçüde iktidar yakınlaşacak ise o zaman Koza İpek Grubu'nu pek yakında, yine güçlü -kısmen eleştirel- kanallara sahip Doğan Grubu'nun izlemesi de hayli muhtemeldir.

Cumhuriyet, Taraf, Sözcü ve Birgün gibi bağımsız gazetelere de sıra bundan sonra elbette gelecektir.

Tekrarlayayım: Eğer medyayı boğma hamleleri ters teperse, oy dengeleri değişmezse, bu seçimlerin ertelenmesi de çekmecede bir kart olarak tutulmaktadır.

***

1 Eylül 2015, tıpkı Uludere/Roboski sansürü, Gezi ve 17-25 Aralık gibi, medyanın bitirilmesi ve gazeteciliğin 'kriminalizasyonu' (yani bu mesleğin bir suç faaliyeti olarak görülmesi) sürecinde çok vahim bir kırılma noktasıdır.

Eğer muhalefet topyekûn medya özgürlüğüne sahip çıkmazsa, eğer medyanın onurlu kesimi bugünden itibaren husumetleri unutup ortak paydalarda birleşmezse, ülkeyi kabus gibi bir gelecek bekliyor.
Muktedirin Türkiye'ye Ortadoğu veya Orta Asya marka bir deli gömleği biçmeye çalıştığının farkındayız.

Haber verme, eleştiri ve uyarı hakkını sonuna kadar kullanacağız.

Susmayacağız.

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 5322

ulkucudunya@ulkucudunya.com