ŞEHRİYÂR, Mehemmed Hüseyin (ö. 1988)
Yaşar Karayev - Yavuz Akpınar 01 Ocak 1970
Azerbaycan ve Fars edebiyatı şairi.
Tebriz’de dünyaya geldi. Doğumuyla ilgili olarak 1905-1908 yılları arasında farklı tarihler verilir. Dava vekili olan babası İsmâil Mûsevî (Mirza Ağa Hoşginabî) güzel sanatlara meraklı kültürlü bir kimse idi. Mehemmed Hüseyin önceleri “Behcet”, daha sonra “Şehriyâr” mahlasını kullanmıştır. 1906’da başlayan İran Meşrutiyeti hareketinin Tebriz’de yol açtığı sosyal, siyasal ve ekonomik çalkantılar yüzünden ailesi 1909’da Hoşginab köyüne göç etti. İlk öğrenimine Hoşginab civarındaki Kayışkurşak köyünde Ahund Molla İbrâhim’in yanında aldığı Farsça dersleriyle başladı. 1912’de ailesi Tebriz’e dönünce tahsiline Medrese-i Müttehide ve Füyûzât gibi mekteplerde devam ederek Medrese-i Tâlibiyye’den mezun oldu. Bu okulda Farsça’sını geliştirdi; Arap dili ve edebiyatı okudu. Bir yandan da özel olarak Fransızca dersleri alıyordu. Farsça ilk şiirleri bu sırada Tebriz’de Muhammediye Mektebi’nin Edeb adlı dergisinde çıktı (1920). Lise tahsilini Tahran’da Dârülfünûn adlı okulda tamamlayarak (1921-1923) Tıp Fakültesi’ne girdi. Öğrenciliğinde şair Ferruh-i Yezdî’nin kıraathanesinde edebî muhit içinde yer edinmeye başladı. Farsça ilk şiir kitabı Sadâ-yı Hudâ 1929’da Tahran’da yayımlandı. Meliküşşuarâ Bahâr kitaba yazdığı önsözde -bazı edebiyatçılar abartılı bulsa da- onu sadece İran’ın değil bütün Şark’ın gelecekte övüneceği bir şair olarak takdim etti. Aynı yıl şarkıcı Muçul Pervâne’nin ölümü üzerine yazdığı “Mesnevî-i Rûh-i Pervâne” büyük ilgiyle karşılandı. Bu tarihten itibaren Farsça şiir kitapları ardarda basılmaya başladı.
Fakültede ders verdiği Süreyyâ adlı bir kızla yaşadığı aşk macerası yüzünden son sınıfta bitirme sınavlarına katılamadı. Aynı kıza tâlip olan, İran sarayına yakın bir aileye mensup Çırağ Ali Han Pehlevî ile Vezir Abdülhüseyin Timurtaş’ın müdahalesi yüzünden hapsedildikten sonra Nîşâbur’a sürgün edildi (1929). 1932-1934 yıllarında Nîşâbur ve Horasan’ın bazı şehirlerinde noter idarelerinde görev yaptı. Ardından döndüğü Tahran’da çeşitli işlerde çalıştı; daha sonra bir bankada muhasebeci olarak yıllarca görev yaptı. 1935’te babasının vefatıyla kısa bir müddet için Tebriz’e döndü. 1942-1943 yıllarında ruhsal bunalım geçirmeye başlayan ve dört yıl kadar münzevî bir hayat yaşayan Şehriyâr 1946’da annesinin Tahran’a gelip kendisine destek vermesi sayesinde bunalımdan kurtuldu. Bu sırada annesinin, yazdığı şiirleri anlamadığını söylemesi üzerine Âzerî Türkçesi’yle şiir yazmaya başladı. “Heyder Baba’ya Salâm” adlı şiirini 1950’de kaleme aldı; şiir büyük ilgiyle karşılandığından 1951’de Tahran’da basıldı. 1952’de annesi vefat edince yeniden büyük sarsıntı geçirdi ve dostları onu Tebriz’e dönmesi için ikna etti. 1953’te halasının kızı Azîze ile evlendi. 1954-1969 yıllarında Tebriz’de yaşadı. Burada “Heyder Baba’ya Salâm”ın ikinci bölümünü 1967’de yayımladı.
1968’de bilhassa şair Bulud Karaçorlu Sehend’in ısrarlı davetiyle Tahran’a gitti. İran’da cereyan eden sosyal ve siyasal olaylarla ilgili şiirler yazmaya başladı. 1973’te Tahran’a yerleşti. 1977’de eşinin âniden vefatı şairi yeniden bunalıma sürükledi. 1979 İran İslâm Devrimi ve şahlığın yıkılması şairin ümitlerini canlandırdı; yeni dönemi heyecan ve sevinçle karşıladı. Azerbaycan Türkleri’nin Tahran’daki kültür hayatına önemli katkılarda bulundu. Doktor Cevad Hey’et ve arkadaşlarının çıkardığı Farsça-Türkçe Varlık (Varlıq) dergisinde yeni şiirleri çıktı; şiirleri ve sanatı hakkında birçok makale yayımlandı. Ömrünün son yıllarını hastalıklarla geçiren Şehriyâr 18 Eylül 1988’de Tahran’da vefat etti; vasiyeti gereği cenazesi Tebriz’e götürülerek Makberetüşşuarâ adlı eski bir mezarlıkta defnedildi. İran hükümeti Şehriyâr için anıtmezar ve şiir günlerinin düzenlendiği bir kültür sitesi yaptırdı.
Eserleri. 1. Heyder Baba’ya Salâm (Tahran 1369 hş.). Yayımında büyük ilgiyle karşılanan eser, şah rejiminin yok etmek istediği Azerbaycan Türklüğü’nün bilincini uyandırmış, var oluş mücadelesini yeniden başlatmıştır. Şehriyâr’a nazîreler yazılmış, cevaplar, manzum mektuplar gelmeye başlamış, çok geçmeden eser Türkiye’de, Irak’ta, Kuzey Azerbaycan’da neşredilmiş, şairi hakkında yüzlerce makale kaleme alınmıştır. Böylece Şehriyâr Mektebi denilen bir ekol oluşmuştur. Şair için Bulud Karaçorlu Sehend’in yazdığı manzum mektup ve Şehriyâr’ın buna cevap olarak yazdığı “Sehendiyye”, İran İslâm Devrimi’nden önce uygulanan yasak sebebiyle banda kaydedilerek halk arasında yayılmış ve büyük ilgi görmüştür. Heyder Baba’ya Salâm’dan Türkiye’de ilk defa Mehmed Emin Resulzâde söz etmiş (“Edebî Bir Hadise”, Türk Yurdu, sy. 241 [1955], s. 607-613), Ahmet Ateş ilk ilmî neşrini gerçekleştirmiş (Şehriyâr ve Haydar Baba’ya Selâm, Ankara 1964), Muharrem Ergin metin neşri yanında mukayeseli bir dil çalışması yaparak (Âzerî Türkçesi, İstanbul 1971) eserin Türkiye’de geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmasını ve üniversitelerde ders kitabı olarak okutulmasını sağlamıştır. Heyder Baba’ya Salâm Mirza Sâlih Hüseynî tarafından Farsça’ya çevrilmiştir (Tahran 1368 hş.). 2. Şehriyâr ve Heyder Baba’ya Mektuplar, Nazîreler (Tahran 1358 hş./1979). M. E. Ferzane bu eserde Şehriyâr’a yazılan nazîreleri, mektupları, Şehriyâr’ın bunlara verdiği cevapların bir kısmını yayımlamıştır. 3. Şehriyâr ve Azerbaycan Dilinde Eserleri (Tebriz 1360 hş./1981). Yahyâ Şeydâ’nın topladığı şiirlerin bazı açıklamalarla yapılan neşridir. 4. Şehriyâr ve Bütün Türkçe Şiirleri (nşr. Yusuf Gedikli, İstanbul 1990). 5. Aman Ayrılıg. Şehriyâr’ın Kuzey Azerbaycan’da gazete ve dergilerde yayımlanan şiirlerinin Hemit Mehemmedzâde ve Gulâm Hüseyn Bigdili (Bekdili) tarafından gerçekleştirilen yayımıdır (Bakü 1981). 6. Üstad Şehriyâr’ın Azerbaycan Türkçesiyle Külliyyatı (nşr. Asgar Ferdî, Tahran 1380/2001). 7. Şehriyâr ve Şi’r-i Türkî (nşr. Ali Asgar Şiirdûst, Tahran 1383/ 2004). 8. Eş?âr-ı Şehriyâr (I-IV, Tahran 1335-1339 hş.). Şehriyâr’ın Farsça şiirlerini içerir. 9. Külliyyât-ı Dîvân-ı Şehriyâr (I-V, Tahran 1328-1335 hş., 1949-1957). Şairin bizzat tashih ettiği Farsça şiirlerinin en iyi neşirlerinden biridir. Eserde Şehriyâr’ın biyografisi ve şiir sanatı hakkında makaleler de bulunmaktadır. 10. Şehriyâr ve İnkılâb-ı İslâmî (Tahran 1372 hş.). Asgar Ferdî’nin bir araya getirdiği İran devrimiyle ilgili Farsça şiirlerini içerir. 11. Gülzâr-ı Cemâl (Tahran 1379 hş.). On iki imama, Humeynî’ye ve onun rehberliğine dair Seyyid Rızâ Hoşginâbî’nin topladığı Farsça şiirleridir. Şehriyâr’ın Farsça şiirlerinden seçmeler birçok defa yayımlanmıştır (Nahid Habîbî, Kitâbşinâsî ve Fihrist-i Makalât).