PKK’nın ne yapmaya çalıştığını anlıyor muyuz?
Gökhan Bacık 01 Ocak 1970
7 Haziran sonrası başlayanşiddeti herkes farklı biçimlerde yorumluyor. Peki, PKK neden bu kadar “şiddetli biçimde” çatışmaya istekli?
“Kürt sorununu PKK üzerinden okursak” genelde şu ana kadarüç farklı vitesten söz edilebilir:
Birincisi, düşük veya bugünolduğu gibi yüksek düzeyliçatışma vitesi…
İkincisi, 1999’da veya başka zamanlarda olduğu gibi basit ateşkes vitesi…
Üçüncüsü, son üç yılda gördüğümüz gelişmiş ateşkes vitesi…
Gelişmiş ateşkes durumunda devlet, PKK ile müzakere etmiş (ve böylece fiilen tanımış) devlet valililerine ve ordusuna bazı durumlarda PKK unsurlarına karşı sakin kalmalarını istemiştir.
Peki, bu hikaye bize ne diyor? Cevabı basit ve bugün olan biteni anlamak için anahtar rolünde: “PKK, bazen çatışma bazen ateşkes biçiminde bir sarmal halinde ilerleyen zaman zarfında her bir aşamada edindiğini diğer aşamada konsolide ediyor.”
Yani? PKK, son üç yıldaki gelişmiş ateşkes döneminde edindiği kazanımlarıyerleştirmek, sağlama almak için şimdi şiddeti kullanıyor.
Büyük ihtimalle bu çatışmalar yolu ile yapmak istediğini yapınca bu sefer “çatışmalarda elde ettiklerini tahkim etmek için” bir ateşkese razı olacak.
Son üç yılda PKK’nın kazanımları
Çözüm sürecinde PKK’nın temel kazanımları şunlardır:
1. Sınırlı dağ etki alanını şehirler ve başka alanlarda genişletti.
2. Silahlı gücünü daha çok noktada tahkim etti.
3. Örgüt daha toplumsallaştı, PKK ile halk arasındaki sınır artık çok gri.
4. KCK gibi türlü yapılanmalarla devletimsi şekilde davranmaya başladı.
Ancak bütün bunlar PKK’nın fiilen elde ettikleridir. O nedenle bunu tahkim etmesi en başta bölge halkına ve gücü yettiğince hükümete kabul ettirmesi gerekiyor.
PKK, süreç sonunda “özerklik türü bir anlaşma ile” kazanımlarını resmen tahkim edeceğini bekliyordu. Ancak bu olmadı. Süreç çöktü.
Ne var ki, PKK geri adım atmaz. Kazanımlarından vazgeçip süreç öncesi geriye çekilirse hem “toplumsal itibarını” hem bölgesel etkisini azaltır.
İşte bu nedenle PKK (HDP’ye pek aldırmadan) kazanımlarını tahkim etmek için şiddet kullanıyor. Bu şiddet ile bölge halkı başta olmak üzere her kesime “benim artık geldiğim seviye bu kabul edin” diyor.
Böylece herkesin “evet artık PKK bu kadar güçlü ve filan alanlar PKK’dan soruluyor” algısını normal bir durum olarak kabul etmesini sağlıyor.
“Savaş devleti meydana getirir”
Ünlü sosyal bilimci Charles Tilly, yaptığı çalışmalarda devletin oluşumunun savaş yapmak ile ilgisini böyle açıklamıştı.
Nedense “ateşkes yapıp kazanımlar elde etmek, bunları çatışma ile konsolide etmek, sonra çatışmada elde edilenleri ateşkes süreci ile pekiştirmek” şeklinde cereyan eden PKK tarihini okuyunca insanın aklına Charles Tilly geliyor.
Şimdi kritik soru şu: 7 Haziran’dan itibaren olup bitenleri gören Şırnaklıveya Bursalı “artık PKK buraları kontrol ediyor geri dönüş zor” mu diyor yoksa “tamam canım bu sefer PKK tasfiye edilecek” mi diyor?
Cevabı belli: Herkes birinci şıktaki gibi düşünüyor.
Böylece PKK, barış sürecinde elde ettiklerinin mümkün olduğu kadar “yeni normal seviye” olduğunu hem bölge halkına hem Türkiye toplumuna çatışarak kabul ettirmek istiyor.
Basına konuşan PKK’lı üst düzey isim Cemil Bayık’ın şu lafını yabana atmamalı: “Artık gerillanın Türkiye'yi terk etmesi gibi bir şey söz konusuolamaz.”
Lafın kısası “PKK’nın boyu son üç yılda on beş santim daha uzadı” ve güç kullanarak bu yeni statükonun kalıcı olduğuna başta bölge halkı olmak üzere herkesi kabullenmeye çağırıyor.
Asıl soru şu: “çatışma-ateşkes-çatışma sarmalında” boyunu sürekli uzatan PKK’yı durduracak bir stratejiyi Türkiye’nin kurması mümkün mü?