PKK çalışmış, hükümet ise hem uyumuş hem de uyutmuş
Nuh Gönültaş 01 Ocak 1970
- Olup bitenlerden,
- Akan kandan,
- Dökülen gözyaşlarından,
- Ay yıldızlı al bayrağa sarılı onlarca şehit tabutunun her gün her gün önümüzden resmigeçit yapmasından çok rahatlıkla bu sonucu çıkarıyoruz:
Evet, doğruymuş, “barış süreci” denilen süreçte PKK çalışmış, hükümet ise hem uyumuş hem biz vatandaşları ve bölgedeki güvenlik güçlerimizi uyutmuş!
PKK çalışmış hükümet ise yatmış!
“Devlet” demiyorum, “hükümet” diyorum.
“Devlet” başka “hükümet” başka.
PKK saldırıları, gelen şehit haberleri şunu çok açık ve net biçimde gösteriyor:
“Barış süreci” denilerek geçen 3 yılda…
- Hükümet devleti, devletin güvenlik güçlerini bloke ederek,
- Olup bitenlere seyirci kalmasını sağlayarak, PKK’nın kendini tahkim etmesine izin vermiştir.
Bunu ne karşılığında yaptılar?
Bunun karşılığı sadece ve sadece çatışmasız ortamdı.
Çatışmasız ortam halkta:
- Hükümetin iyi iş yaptığını,
- Artık anaların ağlamadığını,
- Askerin, polisin şehit edilmediğini,
- Bölgeye barış ve huzurun geldiğini göstermeye yarıyordu!
O günlerde olup bitenler suni ve iki tarafa da çeşitli faydaları olan bir tür ateşkesti.
Hem PKK’nın hem hükümetin “ikili söylemleri” yüzünden bölgede olup bitenler anlaşılamadı.
Ama bugünlerde her PKK saldırısında, her şehit haberinin gelişinde,
- Tonlarca patlayıcının serbestçe ve büyük bir rahatlıkla güvenlik güçlerinin gelip geçtiği yollara döşendiği…
- PKK’nın zırhlı askeri araçları bile bertaraf edecek derecede silahlandığı…
- Bölge halkı üzerinde etkisini artırdığı…
- Artık köylere ve mezralara değil, ilçelere ve hatta şehirlere bile topyekûn saldırılar yapabilecek,
- İlleri, ilçeleri kuşatabilecek,
- Yolları kesebilecek,
- Devleti işlemez hale getirebilecek,
- Vergi toplayamayacak, fatura tahsil edemeyecek, yargıyı işlemeyecek hale getirdiği…
- Örgütün bazı il ve ilçelerde kendi yasama yürütme ve yargı sistemini kurduğu acı hem de çok çok acı biçimde anlaşılmıştır.
Peki bu derece zafiyetin sorumluluğu, bir sorumlusu yok mudur, olmayacak mıdır?
Bilerek ya da bilmeyerek…
- PKK’nın kendini tahkim etmesine imkan vermek
- Örgütlenmesine ve silahlanmasına göz yummak
- Güvenlik güçlerinin elini kolunu bağlamak TC kanunlarından suç değil midir?
Bunun adı “Teröre destek, yardım ve yataklık yapmak, siyasal çıkarlar uğruna vatana ihanet” değil midir?
“Değil” diyenler parmak kaldırsın da görelim, kimlermiş onlar?
İşte onlar:
- Uydurma suç isnatlarıyla masum vatan evlatlarını sırf PKK ile yaptıkları anlaşmaların bir gereği olarak “terörist” diye damgalayanlar,
- Uydurma suçlarla,
- Boş dosyalarla,
- Deli saçması iddialarla cezaevlerine tıkanlardır.
İşte onlar, PKK’ya verdikleri sözler gereği ülkenin polis, yargı ve istihbarat teşkilatlarını tasfiye edip, işlevsiz hale getirenlerdir.
İşte onlar, bugün güneş altındaki iyot gibi açıktalar ve dımdızlak ortaya çıktılar, gözü olan görsün, kulağı olan duysun, beyni olan anlasın diye…
Hâlâ anlamayan varsa onlar da bir iç savaş çıktığında ve dolayısıyla ülke bir karpuz gibi çat diye ortadan ikiye bölündüğünde anlarlar!
Günün tweeti
“Son seçimlerde AKP’nin en çok reklam ve ilanı Hürriyet Grubu’na verdiğini biliyor musunuz?” Bakınız, http://www.habervaktim.com/haber/369977/ak-parti-en-cok-reklami-hurriyete-verdi.html