Abdülhâdi TOPLU
Necmeddin SEFERCİOĞLU 01 Ocak 1970
On yılı aşkın süredir Alzheimer denilen bir hastalığın tutsağı idi. Özellikle bir oğlunun talihsiz bir biçimde ölümünden sonra hızla güçsüzleşen belleği onu insanlarla görüşemez, bir yere gidemez, toplum içine çıkamaz duruma sokmuştu. Son iki-üç yıldır çoklukla evindeki, ara sıra da tedavi gördüğü hastanedeki bir odada çile dolduruyordu. Bir ziyaretimde “Bu odada kendimi mezara konmuş gibi hissediyorum” diye yakınmıştı. Son zamanlarında ise belleğini tümüyle yitirmiş, yatağa bağlanmış, hareket edemez olmuştu. Hızla zayıflamış, o iri yapılı adam 48 kiloya düşmüştü. Sonunda olan oldu, Türkçülüğün seçkin “aksakal”larından olan Abdülhâdi Toplu, 7 Ekim 2004 Perşembe günü ölümlü hayata veda etti; uçmağa vardı. Ertesi gün de, önce TBMM önünde yapılan saygı töreninden ve Cumadan sonra Kocatepe Camisinde gerçekleşen cenaze namazından sonra, Gülveren’deki Asrî Mezarlıkta, babasının yanında vatan toprağına emanet edildi.
Gerçek bir Türkçü, fedakâr ve yorulmaz bir ülkücü olarak, bir ithaf cümlesinde benim için kullandığı anlatımla, “milliyetçiliğimiz için bir ömür harcayan” Toplu’nun hayatı ilgi çekici ve renkli dönemlerden geçti.
Nüfus kaydına göre 1923 yılında Muş’ta doğmuştu. Babası Topallıoğulları’ndan Hacı Musa Efendizâde Abdülkadir Bey, annesi Karayeloğulları’ndan İbrahim Beyin kızı Mihrinaz Hanımdı. Altı erkek kardeşin en büyüğü idi. Evli idi ve biri merhum üç oğlu vardı.
İlk ve ortaokulu Muş’ta gördükten sonra, 1943’te Diyarbakır Lisesini bitirdi . Aynı yıl Ergani Maden İşletmesinde ücretli bir işe girdi. Açılan memurluk sınavını kazanarak 1944’te Toprak Mahsulleri Çermik Ofisi şefliğine atandı. Orada üç yıl çalıştıktan sonra, 1947’de, yüksek öğrenim için Ankara’ya geldi ve Hukuk Fakültesine yazıldı. O arada Adalet Bakanlığında bir görev üstlendi. Askerlik görevini yedek subay olarak 1954’te yaptıktan sonra memleketine döndü ve 1957’de bir yandan Şark telgraf adlı bir gazete çıkarırken bir yandan da siyaset hayatına girdi. Cumhuriyet Halk Partisi Muş örgütünde görev aldı ve il başkanlığına kadar yükseldi. 1960 yılının 27 Mayısında gerçekleşen askerî darbenin ardından 1961’de açılan ‘Kurucu Meclis’e Muş temsilcisi olarak seçildi. O mecliste yeni anayasaya millî nitelikte maddelerin konulmasını sağlamak için, âdeta tek başına, büyük, çetin mücadeleler verdi. Oradaki görevi bitince döndüğü Muş’ta, 1963 yılında seçildiği belediye başkanlığı görevini bir dönem yürüttü. 1967’de siyaseti bırakıp memurluğa döndü. Önce Elazığ’da, ardından Erzincan’da il yazı işleri müdürlükleri görevlerinde bulundu. Toprak ve Tarım Reformu Müsteşarlığında görev alarak Eylül 1976’da Ankara’ya geldi. Burada 1947’den beri ihmal ettiği yüksek öğretimini, yani Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesini 1986 yılında bitirdi. Aynı yıl avukatlık stajını da tamamladı. Tarım Reformu Genel Müdürlüğüne dönüşen kurumundan, 1987’de emekli oldu. Aynı yıl avukatlığa başladı ise de kendisini zorlamaya başlayan hastalığı yüzünden bir yıl kadar sonra bırakmak zorunda kaldı. Gittikçe etkisini artıran korkunç hastalık onu eve bağladı, çevresinden uzaklaştırdı ve yazıya başlarken belirttiğimiz tarihte ecele teslim etti.
Abdülhâdi Toplu Bey, hayatı boyunca toplum çalışmaları ile yakından ilgilenen bir aydındı. Daha lise öğrencisi olduğu sıralarda Diyarbakır’daki bir milliyetçi oluşumun kuruluşuna katılmış, ses getiren çalışmalar yapmıştı. 1947’de Ankara’ya gelince de, hemen Çocuk Esirgeme kurumunun genel merkez yönetiminde görev aldı ve o dönemde Ankara’daki tek milliyetçi gönüllü kuruluş olan Türk Millî Oyunlarını Derleme ve Yayma Derneğinin çalışmalarına katıldı. Derneğin Türk Kültür Derneğine dönüşmesi üzerine de orada yönetim görevi aldı. O dernek İstanbul’daki dört milliyetçi kuruluş ile birleşip 1951’de Türk Milliyetçiler Derneğini oluşturunca, hem derneğin kurucuları arasında bulundu hem de ilk genel yönetim kurulunda genel başkan yardımcılığı yaptı. TMD’nin dönem iktidarının baskısı ile kapatılmasından sonra arkadaşları ile birlikte, 1954 yılında Ankara Türk Ocağı’na katıldı. Orada yönetim kurulu üyeliği yaptı. Ocak merkezinin Ankara’ya taşınmasından sonra da, 1960-61 döneminde ‘Merkez Heyeti’ üyeliği yaptı. Daha sonraki yıllarda ise, birçok dönemin ‘Hars Heyeti’nde hizmet etti. Kendisi aynı zamanda Türk Pârlamenterler Birliği üyesi idi.
Abdülhâdi Ağabey çok okuyan, birikimli ve zeki bir kimse idi. Aynı zamanda yazardı. 1957’de Şark telgraf’ı çıkararak gazetecilik de yapmış, orada baş yazılar, fıkralar yayınlamıştı. Ayrıca Son posta, Ulus, Ankara akşam, Yeni İstanbul, Savaş, Mefkûre, Van 2 Mayıs, Erzincan, Ankara ticaret gazeteleri ile Türk’e doğru, Ülkü, Filiz, Orkun, Türk yurdu, Devlet dergilerinde ekonomi, toplum ve kültür konulu yazı ve şiirleri çıkmıştı. Toplum ve siyaset hayatımızla ilgili üç de önemli eser yayınlamıştı: “Türk milliyetçiliği ve karşı ideolojiler” (1972, 1976, 192 s.), “Anayasada milliyetçilik mücadelesi: 27 Mayıs ve Kurucu Meclis’in perde arkası” (1976, 592 s.), “Tarih içinde Anadolu sakinleri ve isyanlar-ayaklanmalar” (1996, 548 s.). Hıçkıran kalb adını verdiği şiir kitabını çıkaramadı.
O, Türk milliyetçiliğinin en renkli, aynı zamanda önemli kişilerinden biri idi. Gerçek bir feragat ve fedakârlık örneği idi. Türkçülük tarihinde Abdülhâdi Toplu adının daima saygı ile anılacağına inanıyorum.
O yıllarda pek az il merkezinde lise vardı. Ondan dolayı isteyenler, öğrenimlerini çevredeki lisesi bulunan bir ilde sürdürmek zorunda idiler.