« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

05 Eki

2015

Erdoğan neden Brüksel'de?

Ali Yurttagül 01 Ocak 1970

Brüksel Erdoğan'ın sıklıkla geldiği bir şehir. Çok daha sık gelme, yılda en az iki defa şehri görme şansı da vardı. Ama olmadı. Avrupa Birliği (AB) Türkiye ile müzakereleri başlatma kararını verdiği günlerde, Erdoğan'a kapıları kapadı.

Sarkozy Erdoğan'ın gölge etmemesini, Merkel de çiçeği burnunda Fransa cumhurbaşkanını yalnız bırakmak istemediği için kapandı kapılar. AB zirvelerinde Doğu Avrupa ülkelerine kucak açmak için, aday ülkeler zirvenin akşam yemeğinde ağırlanırlar ve grup resminde görünürlerdi. Bu gelenek Türkiye'ye müzakere kapısı açıldıktan sonra terk edildi. Masada yer olmadığı veya sıkışma sorunu yaşadıkları için değil. Küçük Hırvatistan ve İzlanda yanında, müzakere sürecinde sadece Türkiye vardı. Türkiye'nin, Erdoğan'ın gölgesiydi sorun. Belki 15 üye iken, birden 12 yeni üye ile hızlı genişleyen, hazım sorunu yaşayan AB'nin, ‘Türkiye de geliyor' mesajını sesli vermemek niyeti de yatıyordu altında. Belki de dünya basınının kapaklarını süsleyen, Obama ile senli benli Erdoğan kıskançlığı da etkendi. Bilemiyoruz, ama o yıllarda Sarkozy'nin Obama ile buluşabilmek için komik durumlara düşmeyi göze aldığını ve Obama'ya ulaşamadığını da izliyorduk. Erdoğan'ın bugünkü durumu gibi.

Her neyse, AB Türkiye üzerindeki etkisini, Türkiye'de etkin olumlu imajını, sadece Erdoğan'a masada yer vermediği için değil, ama kaybetti. Bugün AB süreci, müzakereler siyasi gündemde olmadığı gibi, seçim kampanyasının da konusu değil. Müzakereler tümden inandırıcılığını kaybettiği gibi, AB süreci en temel konularda bile etken değil. Ölçü belki, ama etken değil. AB-Türkiye ilişkileri NATO, yani güvenlik politikası, Avrupa Konseyi, yani insan hakları, demokrasi ve hukuk devleti, Ortadoğu'da barış, enerji politikası gibi AB ve Türkiye için hayati konuların ışığında şekillenmiyor. AB'nin Türkiye politikası Sarkozy'nin bıraktığı yerde. İç politik malzeme. Sarkozy Türkiye'nin AB sürecini sadece Le Pen tabanına mesaj olsun diye tıkıyordu. Ortadoğu, Akdeniz politikasında ödediği faturanın boyutunu bilmesine rağmen.

Bugün Erdoğan Brüksel'de. Türkiye'de basın özgürlüğünü ayaklar altına alan, yolsuzluk soruşturmaları ile istifa etmek zorunda kalan dört bakanının yargı sürecini tıkayan, ülkede iç savaşı andıran sahnelerin sorumlusu olmasına rağmen, Erdoğan Brüksel'de. Askeri darbe gölgesinde şekillenmiş bir anayasanın bile “fiili” politikasına yetmediğini savunmasına, toplumun önemli kesimini rencide etmekten çekinmemesine rağmen Brüksel'de. Son seçim kampanyasında olduğu gibi “tarafsız” bir cumhurbaşkanı olmadığı, ziyaretini seçim malzemesi yapacağı bilinmesine rağmen, Brüksel'de. Bundan tam on yıl önce 3 Ekim 2005'te başlayan müzakere sürecinde arpa boyu yol alınmamasının ana sorumlusu AB'de etkin Sarkozy ruhu yanında, Erdoğan olduğu bilinmesine rağmen, Brüksel'de. Neden biliyor musunuz? AB ülkelerinin başı birkaç bin sığınmacı ile dertte olduğu için Erdoğan Brüksel'de. İki milyon sığınmacı barındıran Türkiye musluğu açar, yüz binlerce Suriyeli Avrupa'ya akar korkusu yaşadıkları için Brüksel'de.

Türkiye'de hukuk devleti ayaklar altındaymış. Yolsuzluk batağında yolsuzlukla mücadele eden hakim, savcı ve polisler tutuklanıyormuş. Cadı avı derinleşerek sürüyor, saygın işadamlarını tehdit ediyormuş. Çevreci gençler Taksim'de coptan geçiriliyor, ölüyormuş. Gazeteciler tutuklanıyor, gazeteler AKP militanları tarafından basılıyormuş. Kürt meselesinde “çözüm sürecinin” seçim malzemesi olmaktan öteye gitmediği anlaşılıyor, şiddet tüm boyutu ile devredeymiş. AB'nin en büyük sermayesi olan değerleri, Kopenhag kriterleri ayaklar altındaymış... Önemli değil! AB siyasi gündemindeki sorunu, sığınmacılar meselesine odaklanmış, Erdoğan ile Brüksel'de “müzakere” ediyor. Ziyaret Erdoğan için de bir iç politik seçim malzemesi. Seçmene seslenme olanağı bulduğu için Brüksel'de.

Özür dilerim, neredeyse unutuyordum. Erdoğan Europalia'nın 6 Ekim'de açılış merasimi için 4 Ekim'den itibaren Brüksel'de. “Üyelik” müzakerelerinin onuncu yılını kutlamak için değil. AB kurumları ile görüşeceği söyleniyor. Ne dersiniz, AB üyeliği mi, sığınmacılar mı gündemde olur?

Ziyaret -> Toplam : 125,33 M - Bugn : 86201

ulkucudunya@ulkucudunya.com