« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

M. METİN KAPLAN

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

05 Eki

2015

İflas

Mehmet Kamış 01 Ocak 1970

Erdoğan'ın Rusya'ya gitmesinden birkaç gün sonra Rus uçakları Suriye'de Esed karşıtı kim varsa bomba yağdırmaya başladı.

Üzerinden dört yıl geçen, yüz binlerce insanın ölmesine, milyonlarca insanın yurtsuz kalmasına neden olan Suriye iç savaşı dönüp dolaşıp başladığı yere geldi. Türkiye bir arpa boyu bile yol alamadan, silahlı ayaklanmayı teşvik ettiği, arkasında durduğu muhaliflerin kafasına bomba yağdırılmasını seyrediyor.

İyi de hani yeni Osmanlı olacaktık, hani Ortadoğu'da bizden habersiz yaprak kımıldamıyor ve kımıldamayacaktı. Hani ‘van minut' çekmiştik, hani herkese çektiğimiz ‘heyt ulan'dı. Hani, Suriye'ye nizamat verecek sonra Gazze'ye dalacak ardından ‘ver elini bütün Ortadoğu, Balkanlar, Kafkaslar, sonrası Allah kerim' diyecektik. Elimizde kocaman bir ‘van minut' vardı, bir de gaz ve hamasetle çalışan stratejik politikalarımız...

Rüyadan Rus uçaklarının bomba sesleriyle uyandık. Yapmadığımız şeyler için yapıyormuş gibi davranarak, olmayan gücümüzü varmış gibi göstererek Türkiye'yi maceradan maceraya sürükleyenler, bu hezimetin hesabını nasıl verecek? Basiretsiz, öngörüsüz ve hadsiz politikaların, ‘hamasetle hiçbir şey olmaz' gerçeğine toslayıp, tuzla buz olduğu zamanları yaşıyoruz. Büyük bir fiyasko ve politik enkazla karşı karşıyayız. Yeni Osmanlı hülyası büyük bir bozgunla son buldu. Dimyat'ta pirinç tarlalarının sahibi olacağız diye milleti kandıranlar evdeki bir tutam bulgurumuzu da kaybettirdiler. Ne derinlik, ne strateji, ne akıl, ne de ferasetin olduğu, kendisinden başka herkese saygısız bu politik tavır, kısa sürede Türkiye'yi bütün dünyada tek başına bıraktı.

Oysa Türkiye, Ortadoğu'nun gayri İslami, gayri ahlaki, gayri evrensel yönetim biçimlerine demokrasiyi, hukuku, adaleti, çağdaşlığı götürecekti. Hem kendi değişecek hem de bütün İslam dünyasına örnek olacaktı. Kamu malını yetim malı bilecek, harcadığı her kuruşu bu bilinçle harcayacak, bütün çağdaş ülkelerde olduğu gibi şeffaf bir devletimiz olacaktı. Girdiği Ortadoğu bataklığında oraya benzeyip çıktı. Oysa silah, entrika, gibi yöntemlerin yeni dünyada yeri yoktu. ABD gibi, İngiltere gibi hem askeri, hem ekonomik hem de teknolojik olarak çok ileri ülkeler bile başka ülkelerin iç işlerine karışırken son derece dikkatli davranmaya, iç dengeleri tahrik edici bir dil kullanmamaya dikkat ederlerdi. Türkiye'nin başta Suriye'ye karşı bu hegemonik tavır ve beyanatları, daha sonra da silahlı radikal gruplara hesapsız destek, Esed'i dünya için vazgeçilmez bir hale getirdi.

Türkiye, rotasını Batı'dan Doğu'ya çevirerek son derece yanlış bir tercihte bulundu. Ortadoğu'ya dönünce, orayı kendine benzeteceğine kendisi Ortadoğulu bir ülkeye dönüştü. Yönetenler, önce hukuku askıya aldı, sonra şeffaflığı... Herhangi bir Ortadoğu ülkesinde olduğu gibi bütün ülke tek adamın ve ailesininmiş gibi davranmaya başladılar. Yönümüzü Şark'a döndükten sonra her şeyimizi kaybettik. Laftan başka hiçbir şeye dayanmayan, bu içi boş büyük devlet tavırları önce dünyadaki ve Ortadoğu'daki itibarımızı iki paralık etti. Sonra içeride bir vatandaş olarak iğneyle kuyu kazıya kazıya elde ettiğimiz, hukuk, adalet, demokrasi gibi kavramları elimizden aldı.

Maalesef Türkiye içeride ve dışarıda büyük bir duvara toslamış görünüyor. Korkarım ki Rus savaş uçakları bu gerçeği bize çıplak bir şekilde bir kere daha gösterdi.

Ziyaret -> Toplam : 145,94 M - Bugn : 123160

ulkucudunya@ulkucudunya.com