« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

02 Kas

2015

Prof. Dr. Nadir Hatemi (1932-1980)

01 Ocak 1970

Azerbaycan Türklerinden Ali Asgar Hatemi ile yine Azerbaycan Türklerinden Cemile hanımın 1. çocuğu olarak 1932 yılında İstanbul’da doğmuştur. Orta öğretimini Saint Michel Lisesinden 1948 yılında pekiyi dereceyle bitirdikten sonra o zamanlar henüz bölünmemiş olan İstanbul Tıp Fakültesine başladı. 1955 yılında tıp fakültesinden yine üstün başarı ile bitirmiştir.

Nadir Hatemi öğrenciliği döneminde de çalışkanlığı, üstün hafıza kudreti, ana dili dışında ana dili gibi konuşabildiği 2 yabancı dili ve bilgisini arttırmaya yönelik çabasıyla döneminin bütün hocalarını etkilemiştir. Özellikle klinisyenler ihtisasını kendi yanlarında yapmasını istemiş ve onu bu konuda teşvik etmişlerdir.

O yıllarda diğer kliniklere nazaran daha küçük olan, birçok ihtisas dalı henüz açılmamış olan ve özellikle laboratuvarı yetersiz olan çocuk kliniği de benzer şekilde Nadir Hatemi’nin kendileriyle birlikte çalışmasını talep etmiştir. Sezai Bedrettin Tümay’ın isteği, çocuk kliniği hocalarının ve bölümün ilerlemeye açık olması sebebiyle Nadir Hatemi çocuk kliniğinde asistanlık görevine başlamış ve klinikte kendisine seçkin bir yer kazanmıştır.

Pediatri kliniği 1955 yılında, Milletlerarası Pediatri Kurumu’na üye olduktan ve ismi Türk Pediatri Kurumu’na çevrildikten sonra bilimsel çalışmaları daha canlı ve hareketli bir döneme girmiş, konferanslar verilmeye, toplantılar düzenlenmeye başlamıştır. İngiltere ve Fransa’dan bilim adamları ülkemize gelmeye ve değişik konularda konferanslar vermeye başlamıştır. Nadir Hatemi iyi bildiği yabancı lisanları ile bu konferansların Türkçe ’ye çeviricilerinden birisi olmuştur. Böyle bir tanışıklık ile başlayan dostlukları sonucu yurtdışında eğitim almaya başlamıştır.

Asistanlığı sırasında ilk defa 1956 senesinde Milletlerarası Pediatri Kurumu’nun Paris’te düzenlediği üç aylık sosyal pediatri kurslarına katılmıştır. 1958 senesinde yine Paris’te, çocuk tüberkülozu kurslarında altı ay çalışmış ve ‘Çocuk Akciğer ve Plevra Tüberkülozunda Kortikosteroid’ adlı uzmanlık tezini hazırlamıştır. Türkiye’ye döndükten sonra da uzman doktor olmuştur.

Nadir Hatemi yurda döndükten sonra İngiliz Konsolosluğunun sağladığı burs ile döneminin ünlü hocalarından Profesör Mc. Cance ile metabolik hastalıklar üzerine çalışmak üzere Cambridge Üniversitesine gitmiştir. Burs süresi 8 ay olmasına rağmen Nadir Hatemi’nin verimli çalışmaları üzerine bu süre 2 yıla çıkarılmıştır. Bu süre zarfında Nadir Hatemi uluslararası geçerli olan PHD sınavına girmek istiyordu, fakat İngiltere’de PHD süresi üç yıl olarak belirlenmişti. Nadir Hatemi’nin çevresinden kazandığı saygıyla fakülte kurul kararı ile PHD süresi hocamıza özgü olmak üzere iki yıla indirildi. İngilizler için bile oldukça zor olan bu sınavı başarıyla veren Nadir Hatemi PHD unvanını da almış oldu.

1963 yılında ‘Malnutrisyonlu çocuklarda böbreğin asit-baz dengesini düzenleme fonksiyonlarının histolojik bulgularla, mukayeseli incelenmesi’ ismi altındaki doçentlik teziyle doçentlik sınavına girmiş ve sınavda başarılı olarak hakkı olan doçentlik titrini kazanmıştır.

1960 yılından sonra çocuk kliniği bir atılım içerisine girmiştir ve kliniğimizde çağın teknolojilerine ayak uyduracak donanıma sahip olan biyokimya ve mikrobiyoloji laboratuvarları kurulmuştur. Bu dönemde gelişmiş Avrupa kliniklerinin çoğunda bulunmayan metabolizma laboratuvarı da Nadir Hatemi önderliğinde kuruldu.

1961 yılı Türk Pediatri Kurumu çalışmaları içinde de dönüm noktası olmuştur. Kuruluşunun 30. yılında başlatılan kongreler o günden günümüze kadar düzenli olarak yapıldı. Kongrelere sunulan raporlar ve tebliğlerin kitap halinde yayınlanması ile çocuk hekimleri için bir bilgi kaynağı olmasına neden olmuştur. Dönemin çocuk hekimlerinin kongre kitaplarını ilgiyle takip etmesi sonucu daha sık ve düzenli olarak yayınlanacak bir dergi ile bilimsel yazılan desteklenmesi ve ulaşılabilmesini sağlamak amacıyla ‘İstanbul Çocuk Kliniği’ yayınlarına başlamıştır ve derginin editörlüğüne Prof. Dr. Metine Bilger ve Doç. Dr. Nadir Hatemi getirilmiştir. ‘İstanbul Çocuk Kliniği’ yayın hayatına aralıksız olarak devam etmiş ve 1992 yılında ismi ‘Türk Pediatri Arşivi’ olarak değiştirilmiştir.

1969 yılında profesörlük tezini hazırlayarak Üniversite Profesörü seçilmiştir. 1973 yılında artık uluslarası düzeyde tanınan Prof. Dr. Nadir Hatemi Paris Rene Descartes Üniversitesinde pediatrik nefroloji ve metabolizma üniversitesinde 2 yıl boyunca çalışmalarını yürütmüştür. Bu sırada endokrinoloji, gastroenteroloji ve beslenme bölümlerinde de çalışmıştır. Bu çalışmalarını bir sonucu olarak 1975 yılında İhsan Doğramacı ödülünü kazandı ve 1976 yılında kadrolu profesörlüğe atandı.

Nadir Hatemi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi kurucu üyelerinden ve İstanbul Çocuk Kliniği ve dolayısıyla Türk Pediatri Arşivi’nin ilk editörlerinden birisidir. Doktorluk hayatı boyunca çalışkanlığı ve ileri görüşlülüğü ile herkesin takdirini kazanmıştır. Özellikle metabolizma, endokrinoloji ve beslenme üzerine çalışmaları mevcuttur. Gelişmiş ülkelerle aynı zamanda ülkemizde Fenilketonüri ve Büyüme hormonu eksikliği tanı ve tedavisi Nadir Hatemi öncülüğünde başlatılan tedavilerden bazılarıdır. Günün koşulları değerlendirildiğinde çok zor olan bilimsel makalelerde birçoğu uluslararası olmak üzere 104 yayını bulunmaktadır. Ayrıca editörlüğünü yaptığı 14 kitap baskısı da bulunmaktadır. Yaşadığı çağın ilerisinde olan ve modern Türk tıbbına inanılmaz katkılar sağlayan hocamızı çok erken bir yaşta 1980 yılında 48 yaşında kaybettik.

Sezai Bedrettin Tümay hocamızın Nadir Hatemi için yazdığı yazıdan bir alıntıyla hocamızı anıyoruz.

‘’ Bundan sonra onun daima gülümseyen yüzünü, tatlı ve şefkatli hareketlerini göremeyecek, çevresine bilgi saçan konuşmalarını işitemeyeceğiz.

Bu gün, senelerce süren titiz çalışmalarla kurulmuş olan kliniğimin bir köşesi, adeta yıkılmış gibi…

Fakat bizler, onu sevenler, ona yakın olanlar, onu unutamayacağız. Onun hatırası, kliniğe daima ışık tutacak. Bir bayrak yarışı şeklinde devam eden çalışmaları, genç kuşaklara yetişme yolunda gerçek bir örnek, bir teşvik kaynağı olacaktır.’

Ziyaret -> Toplam : 125,25 M - Bugn : 5706

ulkucudunya@ulkucudunya.com