Haramilik düzeni
Mehmet Kamış 01 Ocak 1970
Bütün dünya belki de ilk defa bu kadar açık, bu kadar aleni olarak, devlet eliyle yapılan bir ‘çökmeyi' izliyor. Vicdanı olanların vicdanını ayaklandıracak bir pervasızlığı, despotluğu, ahlaksızlığı, rezilliği net biçimde görüyor.
Fazlasıyla mükemmel olduğu için yönetimine el konulan İpek-Koza Grubu'nun medyası ‘engizisyondan' getirilen bir kayyum tarafından havuz medyasına dönüştürüldü. Engizisyonda bile insanlar yargılandıktan sonra ceza kesilirken, yüzlerce basın emekçisi, hem de kameralar önünde iki dudaktan çıkan söz ile cezalandırıldı. Ve o engizisyon uygulamaları ilerleyen saatlerde bütün gazete çalışanları için hunharca uygulandı. Haramilik düzenine itiraz eden bir medya grubu yine haramiler tarafından zombileştirildi.
Maalesef; karşımızda hiçbir ahlaki değeri olmayan, günlük hatta anlık çıkarlarından başka ilke tanımayan bir yönetim anlayışı var. Bu anlayış için amaca giden her yol mubah. Daha iki yıl öncesine kadar görüşebilmek, desteğini alabilmek için Fethullah Gülen Hocaefendi'nin kapısında bekleşenler, sırf yanlış gidişe destek vermedi diye bugün onu, 35 senedir vatan evlatlarına kıyanlarla aynı listede anıyor. Onlar herkesten daha iyi biliyor ki Fethullah Gülen Hocaefendi, bilerek bir karıncaya dahi kıymamıştır. Onlar da biliyor ki 78 yıllık hayatının tamamını bu ülke için harcamıştır. Onlar da biliyor ki yeryüzüne iyilik hakim olsun diye dünyalık hiçbir şeye dönüp bakmamıştır.
Aslında problemin kaynağı da tam burada başlıyor. Hocaefendi; “Kamu malı yetim malıdır, biraz da biz yiyelim diyemezsiniz.” dediği zaman anladılar ki pervasızca uygulamaya karar verdikleri yeni haramilik düzeninin önünde büyük bir engel teşkil ediyor. İşte o zaman karar verdiler, evlat katilleriyle Hocaefendi'yi aynı listeye almaya. Haramiliğe itiraz edenlerle savaşabilmek için, o terör şebekesiyle birkaç yıl barış çubuğu bile tüttürüp, onların palazlanmasını sağladılar.
Bu haramilik düzenini en iyi deşifre edenlerden birisi de Akın İpek. İpek, haramilerin holdingine çöreklenmeden önce “Marmaris'teki oteli bize ver, bu işi çözelim.” dediklerini söylüyor. Düşünebiliyor musunuz, oteline gelip misafir olanların, oteli çok beğendikten sonra söylediklerinin vahametini. Bu ahlaksız tekliften daha acı olanı; hiç kimse Akın İpek'e dönüp de “Yalan söylüyorsun, iftira atıyorsun, onlar asla böyle bir şey dememiştir.” diyemiyor. Herkes içinden de olsa “Evet böyle bir teklif yapmışlardır.” diyor. Çünkü, gördükleri her yerin üstüne çökmeyi en doğal hakkı olarak gören harami güruhu var karşımızda.
Bir iyilik hareketini terör listesine alacak kadar şirazeden çıkan bu haramiler güruhu, kelimenin tam anlamıyla azgın bir şımarıklık içinde. Ne kanun, ne nizam, ne de Anayasa'nın emirlerini kale alıyorlar. Evrensel ya da İslami hiçbir değerin kendilerini bağlamasına müsaade etmiyor, bu düzenin sonsuza kadar böyle sürüp gideceğini sanıyorlar.
Oysa ne kadar da yanılıyorlar! O küstah ve pervasız zalimlere Allah gösterecek; kayyum olunca zalim olmaya hak kazanılmadığını... Bu haramilik düzeni elbette er ya da geç yıkılacak!
