Aşı teorisi
Mahir KAYNAK 16 Nisan 2008
Siyasette şiddetin kullanıldığı bir döneme giriyoruz ama olayları doğru anlayacak bilgi birikimine sahip değiliz. İlk yaklaşım olarak terörü sınıflandırmayı ve hangi amaçlara hizmet edebileceğini irdelemeye çalışacağım.
İleri sürdüğü amaca zıt sonuçlar yaratacak eylemlerin belli özellikleri vardır. Bunlar kendilerini diğerlerinden ayırırken aşılması imkansız duvarlar örerler. Öylesine faklılıklar yaratırlar ki çok sınırlı bir destekçi kitlesinin dışındaki kimseler onları asla kabul edemez. Düşüncelerindeki katılılığı destekleyecek semboller, giysiler ve işaretler kullanırlar. Mesela 1980 öncesi çatışan tarafların bir bölümü parka giyer karşı taraf bıyık biçimleriyle kendilerini ayrıştırırdı.
Bugün dünya ölçeğinde Müslümanlar benzer biçimde diğerlerinden ayrıştırılıyor. Bir insanın Müslüman inancına sahip olduğu dış görünüşünden anlaşılabiliyor. Ayrıca onların diğerleriyle sırf inançları nedeniyle çatıştıkları, hasımlarının farklı inanç sahipleri olduğu imajı yaratılıyor. Yani dünyanın en değerli insanı bile olsanız hasım kabul edileceğiniz düşüncesinin genel kabul görmesi sağlanıyor. Çünkü talep ve şikayetler sadece inanca bağlanıyor. Dünyadaki ekonomik ve siyasi sorunlar, gelecekle ilgili kaygılar Müslümanları ilgilendirmiyor. Diğerleri tüm dünya ile ilgili sorunları tartışırken Müslümanları inanç sınırlarına hapsediyor. Ancak bu inanç bir dünya görüşü değil bir yasaklar ve sınırlamalar sistemi haline dönüştürülüyor.
Mücadelede sınır tanımaz bir şiddet kullanmaya hazır oldukları intibaı yaratılıyor. Bilim ve düşünce adamlarının adı bile yokken terör eylemcileri herkesin dilinde dolaşıyor. Bunun dışında açlık, sefalet, geri kalmışlık bu kitleyle özdeşleşiyor ama diğer yandan dünyanın en zenginleri arasında yer alanların da bulunduğu ve bunların büyük paralar harcadığı gözler önüne seriliyor.
Büyük operasyonlar dışında, ülke düzeyinde de benzer senaryolar hazırlanıyor. Bir eylemin operasyon olup olmadığını anlamak için toplumda eylemin dayandığı düşüncenin geniş kitlelere hitap edep etmediğine , taraftar kitlesini artırmak yerine onu sınırlayacak davranışlar sergilemesine, sevilmek yerine korkutmak amacı taşımasına ve onu diğerlerinden ayıracak bir üniformasının bulunmasına bakmak yeterlidir.
Antalya'daki provokasyon eylemi bu kriterlerin hepsine sahip. Yaygın bir düşünceyi temsil etmiyor, hemen fark edilebilecek ve üniforma sayılacak bir dış görünüşü var, davranışı şiddetin dışında bir şeyi çağrıştırmıyor, kimliğini gizlemeye gerek görmüyor.
1980 öncesi halkı tedirgin eden, ilkokul çocuklarını bile hedef alabilen, esnafı korku içine iten sol hareketleri görünce bunun sola hizmet etmeyeceğini, aksine sola karşı bir reaksiyon uyandıracağını görüp bunun bir aşıya benzediğini ve toplumda sola karşı bir direnç yaratmak amacında olduğunu söylemiş ve adını aşı teorisi koymuştum. Zayıflatılmış mikroplar gibi hafif bir hastalık yapıyor ama bünyeyi bu hastalığa karşı dirençli hale getiriyordu. Bir fikriniz varsa söyleyin ama şiddet kullanırsanız aşı konumuna düşebilirsiniz.