« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

01 Şub

2016

Terör, İstanbul'u kalbinden vurdu

Mustafa Ünal 01 Ocak 1970

Türkiye güne bomba haberiyle uyandı. Hayır, Güneydoğu'da değil, Sultanahmet'te İstanbul'un tam göbeğinde patladı.

Terör Ankara'nın kalbinden sonra İstanbul'u da kalbinden vurdu. 10 ölü, 15 yaralı. Yaralıların durumu kritik. Ve kayıpların çoğu yabancı. Aralarında Almanlar var. Ancak henüz ayrıntılı dökümü yapılmadı.

O bölge turistik mekân. Bir yanda Ayasofya diğer yanda Sultanahmet Camii. Her karışı buram buram tarih.

Patlama İstanbul'un sınırlarını çabuk aştı. Bütün dünyada yankılandı. Çok geçmeden akla ilk düşen ihtimal doğrulandı. Patlayan bir ‘canlı bomba'... Ve Suriye uyruklu. İsmi dışında tüm özellikleri resmî ağızlardan döküldü. Doğum tarihi dahil. Sonra da ismi ortaya çıktı: Nabil Fadli... Vücudunu bombaya dönüştüren Suriyelinin bağlantılarını az çok tahmin etmek mümkün. IŞİD olağan şüpheli.

Bir süredir istihbarat birimleri ‘canlı bomba' uyarısı yapmaktaydı. Suriye'den giren terör unsurlarından söz ediliyordu. Google yakın tarihli ‘ikaz ve alarm' haberiyle dolu. İstanbul ve Ankara gibi büyük şehirlerin de terörün hedefi olduğu ortada. Sultanahmet bu mekânlardan biri.

Aynı mekân daha önce de teröre sahne oldu. Tesadüf mü yoksa planlı mı? Geçen yıl tam da bu vakitler canlı bomba Sultanahmet'teki karakolu hedef aldı, 1 polis şehit oldu. Failin kimliği uzun süre tartışıldı. Yanlış isimler gündeme geldi. Canlı bomba diye afişe edilen birinin teşhis için gelen annesi ‘Hayır, bu benim kızım değil' dedi.

Mahiyeti tam çözülemedi. Soru işaretleriyle kaldı. Sadece bu değil. Son dönemde kanlı olayların üzerini hep bir ‘sis perdesi' örttü. Suruç'u hatırlayın... Onlarca kişi yaşamını yitirdi. Canlı bombanın kimliğinden öte gidilemedi. Ankara hakeza... Türkiye'nin en ağır terör saldırısıydı. 100'ün üzerinde kayıp. Başkent'in göbeği. Devletin en hayati kurumlarına yürüme mesafesinde. İki canlı bomba... Birinin kimliği ilk günlerde tespit edildi. Diğeri birkaç gün önce.

Sonrası meçhul. Bağlantıları, arkasındaki mekanizma çözülemedi. Kilolarca patlayıcı Ankara'ya kadar nasıl geldi? Canlı bombalar ve patlayıcılar istihbarat örgütlerinin takibi altındadır. Kanlı Ankara olayı, soru işaretleri ve ölümler karşısında sırıtan bakanlarıyla tarihe kaydedildi.

Bu ülkede soru işaretleri cevaplardan çok. Sultanahmet de pek farklı değil. Canlı bombanın kimliği uyruğuyla, doğum tarihiyle, ismiyle, cismiyle çok hızlı tespit edildi. Bu iyi. Muhtemelen kayıtlarda olan biri. Kim bilir, belki de takipteydi. Uyarıya konu olanlardan biriydi belki. Yoksa kimlik tespiti bu kadar hızlı ve kolay yapılamazdı.

Sultanahmet'e nasıl geldiği sorulacak? Bir güvenlik ve istihbarat zaafı olup olmadığı da... Ülkenin içinden geçmekte olduğu normal bir süreç değil. Olağanüstü şartlar söz konusu. Güneydoğu kanıyor... Her gün şehit. Devlet haftalardır bölgeyi kontrol altına alamadı. Acı ama gerçek bu.

Türkiye'de şu an emniyet ve güvenlik birimlerinin teyakkuz halinde olması gereken bir iklim hüküm sürmekte. PKK, IŞİD gibi terör örgütlerinin eylem hazırlığı içinde olduğu devletin bilgisi. Buna rağmen patlayıcıyı üzerine kuşanmış bir canlı bomba Sultanahmet Meydanı'na kadar nasıl ulaşabildi? Cevap?

Tamam, Türkiye'nin huzurunu istemeyen dış güçleri suçlayalım... Teröre arka çıkan ülkeleri kınayalım. Suriye'ye, Beşşar Esed'e kızalım. İtirazım yok. Bu, çok aşina olduğumuz bir üslup. Öteden beri ülkeyi yönetenlerin vazgeçemediği dil. Maşallah alıcısı da çok. Belki zevahiri kurtarmaya yarar.

Peki sonra?

Onu bunu suçladıktan sonra en azından şu can yakıcı sorulara cevap arayalım. Canlı bomba İstanbul'un kalbine kadar nasıl geldi? Bir zaaf yok mu? Uyarılar karşısında teşkilatını alarma geçirmesi gereken İçişleri Bakanı nerede? Sorumlu hep yabancılar mı?

Ziyaret -> Toplam : 125,27 M - Bugn : 28169

ulkucudunya@ulkucudunya.com