Hangi gündem sizi cezbediyor?
Güler KÖMÜRCÜ 22 Nisan 2008
Son siyasi kulis haberlerinde 'AKP kapatılırsa yeni hükümeti kurma görevinin Dışişleri Bakanı Ali Babacan'a verileceği, yerel seçimlere kadar Babacan formülünün işletileceği çünkü Babacan'ın 'iyi bir emanetçi vasfına sahip olduğu' yazılıyor. Ne güzeeeel, zaten Başbakan olmak için de 'iyi bir emanetçi vasfı' yeter. Ufukta küresel ekonomik buhran mı varmış, etrafımızda haritaların, sınırların değiştiği son derece krtitik, sıcak bir süreç mi yaşıyormuşuz? Amaaan... Ne önemi var bu sorunların?!
Bu tuhaf kendi kendimle konuşmalara ve de 'MIŞ'lı senaryolara son verip, asıl tartışılması gereken 'O' haberi, altı kırmızı çizgili olarak, dikkatlerinize sunmak istiyorum;
Dün, tüm dünyanın beklediği bir liste açıklandı ve Ankara şok oldu. Irak Hükümeti, petrol ve doğalgaz arayacak uluslararası şirketlerin listesini açıkladı ve bu listeye Türkiye'den kimse alınmadı. 35 şirket arasında TPAO ve alt şirketi TPIC'ın olmaması Ankara'da şok etkisi yarattı. Irak, Türkiye'ye vermediği petrol arama iznini Kore, Malezya, Endonezya'ya bile verdi. Irak'ın açıkladığı listede 7 ABD'li, 4 Çin'li şirket de yer aldı. Listede; Japon, İtalyan, Danimarkalı, Malezyalı ve hatta Endonezyalı şirket bile var. Ama... Türkiye'ye Irak'ta geçit yoook.
Çemberi biraz geniş tutalım, aylar önce uzman yorumlarını aktarmıştım; 'Konu özellikle Kürt dosyası olunca, uluslararası arenada Türkiye'nin milli menfaatlerine uygun çözüm bulunması aşamasında sadece siyasi formüllerin belirleyici olabileceğine inanıyor musunuz? Mümkün değil. Irak dosyasında joker; 'enerji-petrol'dir.
Uluslararası dev enerji şirketleri-petrol şirketleri de bölgesel menfaatlerin, özellikle de Kuzey Irak'ın kaderinin tayininde belirleyici aktörlerin başında yer almaktadır. ABD, İngiltere ve Fransa'nın, İtalya'nın dev petrol şirketleri bir yana, Kuzey Irak'ta; Kore'nin, Hindistan'ın, Kanada'nın ve de Macarların bizzat devlet yöneticilerinin desteğiyle kendi şirketlerini o pazara yerleştirdiklerini, şirketleri üzerinden Kuzey Irak'ın kaderinin tayininde 'belirleyici olduklarını' kabul edelim artık.' O halde?
Son duruma bakınız; Irak Hükümeti, petrol ve doğalgaz arayacak uluslararası şirketlerin listesini açıkladı ve bu listeye Türkiye'den kimse alınmadı. Bakalım iktidarın yetkin isimleri ulusal menfaatimizi ilgilendiren bu şok olumsuz duruma derhal müdahale edecek mi yoksa tek maddelik aç-kapat siyasetinde nefes alamama hallerine mi devam?
Ve dünkü 'farklı' gündemden bir küçük haber daha, Irak'ta 'kabile reisleri' diye tanımladığımız yönetici gruplar bakın nasıl hızlı bir kabuk, vitrin değiştirme yaşıyorlar, bu değişiklikler bizi de çoook yakından ilgilendiriyoor.
'KUZEY Irak'taki bölgesel Kürt yönetiminin Washington temsilcisi olan Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin oğlu Kubat Talabani'nin Amerika'dan Irak'a döneceği ve bölgesel Kürt yönetiminin Başbakan'ı olabileceği öne sürüldü. Talabani'nin lideri olduğu Kürdistan Yurtsever Birliği (KYB) yetkilileri Mesut Barzani liderliğindeki Irak Kürdistan Demokrat Partisi (IKDP) ile aralarındaki anlaşma uyarınca Başbakan olan Neçirvan Barzani'nin süresini doldurduğunu ve yerine Kubat Talabani'nin geçebileceğini söyledi. (Birileri, Kubat ve Neçirvanlı omlet yapma oynaşmalarına mı başladı acaba?)
1977 doğumlu, eğitimini İngiltere'de tamamlayan Kubat Talabani'nin Kuzey Irak'a kesin dönüş yapması halinde Kürt yönetimi içinde bazı dengelerin değişebileceği ileri sürüldü. (Ne yönde değişiklik?)
Irak'ta, Paul Bremer döneminde Pentagon'da çalışan 33 yaşındaki Sherri Kraham ile İtalya'da 10 milyon dolara mal olan düğünle evlenen (bu düğün detayını da özellikle inceleyiniz) ve uzun süredir Washington'da liderliğe ısıtılan Kubat Talabani'nin, 2003 yılında ABD askerlerinin Süleymaniye'de Türk birliğine yaptığı baskın sırasında orada bulunduğu ve Türk askerlerinin kafasına çuval geçirilmesini görüntülendiği iddia edilmişti.'
Evet, dönüp tekrar Ankaramıza bakınız... Biz neyi tartışıyoruz?!!! Etramızda ne oluyor? Hangi gündem sizi cezbediyor?