10 Milyar Dolarlık Sorular… Kimin Parası bu?
Emin Çölaşan 01 Ocak 1970
Sevgili okuyucularım, dünyanın her ülkesinde belli ekonomi kuralları ve kayıt sistemleri vardır. Çeşitli alanlarda ülkeye giren ve çıkan her para resmi kayıtlara geçer.
Meraklısı tabloları inceler, neyin ne olduğunu görür ve anlar.
Bunun saklısı gizlisi olmaz, olamaz.
Ama Türkiye hariç!..
2015 yılının cari açık ve döviz rakamları dün Merkez Bankası tarafından resmen açıklandı.
Geçen yıl Türkiye’ye kaynağı belirsiz olan tam 9 milyar 660 milyon dolarlık bir para girişi olmuş. (Buna toparlak hesap 10 milyar dolar diyelim.)
Büyük bir paradır…
Örneğin bizimkiler içeride ve dışarıda sürekli olarak şöyle haykırıyor:
“Biz Suriyeli sığınmacılar için bugüne kadar 10 milyar dolar harcadık. Peki siz ne yaptınız!..”
Bunu örnek gösterip başka ülkelerden para istiyorlar.
* * *
Bir yılda giren gizemli para miktarı 10 milyar dolar ve her nedense bunun kaynağı bir türlü açıklanmıyor.
Kim gönderdi bu parayı?..
Nereden ve ne zaman geldi?
Nasıl geldi?
* * *
Parayı kimin gönderdiği güya bilinmiyor. Belli değil!
Nereden geldiği de meçhul.
Ancak ilk iki sorunun yanıtı bence açık ve net:
Bir sürü karanlık ve bakanlara rüşvet olaylarına bulaşan, ancak sayın yüce yargımız tarafından serbest bırakılan ve ismini hepimizin iyi tanıdığı sahtekâr işin içinde değilse, geriye iki olasılık kalıyor.
Bu parayı Suudi Arabistan Kralı ile Katar Şeyhi gönderdi.
Paralar o iki ülkeden geldi.
Hırsızlar tarafından yönetilen bu iki ülkenin de, bizim AKP hükümetleri ile al gülüm ver gülüm ilişkisi içerisinde olduğunu bütün dünya artık biliyor.
O kadar ki, bizimkilere bastırıyorlar:
“Siz sokun ordunuzu Suriye’ye, devirin Esad’ı, harcamalar konusunda endişe etmeyin. Paraları biz veririz!”
Bu “Dostluk (!)” öylesine boyutlara vardı ki, Recep Tayyip ile Davutoğlu Ahmet neredeyse ayda bir bu iki ülkeyi ziyaret ediyor.
Üstelik son ziyarete (her nedense) bizim Genelkurmay Başkanı bile götürüldü ve Kral’la buluşması sağlandı.
Ne konuştukları bilinmiyor.
* * *
Şimdi gelelim üçüncü sorunun yanıtına…
Bu para nasıl geliyor?
Bankalar aracılığı ile olsa kaynağı belli olur ve gizlenemez. Demek ki değil…
O halde ya bavullarla geliyor, ya da başka gizli yöntemlerle.
O kadar para bavulla gelmez diye düşünmeyin.
Geçmişte Ali Babacan, Libya’da Kaddafi’yi devirmek için isyan edenlere Türkiye’den milyonlarca dolar para gönderdiklerini itiraf etmiş ve mealen şöyle demişti:
“Hatta uçak düşer falan diye korktuk, bavullar dolusu parayı birkaç ayrı uçakla gönderdik.”
* * *
Şimdi 21. yüzyılda Türkiye gibi bir ülke düşünün ki, bir yılda kaynağı belirsiz 10 milyar dolar geliyor, her şeyi meçhul!
Bu ülke dingonun ahırı mı?
Birileri bu paraları Türkiye’ye herhalde babasının hayrına göndermiyor.
Gönderenlerin büyük bir çıkarı var.
Giren çıkan böylesine esrarengiz bir paranın hesabı tutulmaz mı?..
Ki bunun kara para olduğu kesin.
Gizli tutuluyorsa mutlaka kara paradır.
Hiç kuşkum yok, bu paranın çoğu iktidarın belli amaçları doğrultusunda gönderildi ve aynı amaçlar doğrultusunda harcandı.
Ancak o amaçların ne olduğunu da ne yazık ki bilemiyoruz.
Hükümet bu işin bütün ayrıntılarını, gönderenleri, getirenleri, paranın Türkiye’ye nasıl sokulduğunu dibine kadar biliyor ama gizli tutuyor.
* * *
Evet kardeşim, bu rezaleti şimdi hem hükümete, hem de Merkez Bankası’na soruyorum:
Geçen yıl Türkiye’ye giriş yaptığı kesin olan, ancak kaynağı bilinmeyen, ya da bilindiği halde açıklanmayan bu 10 milyar dolar hikayesi nedir?
Bu para nereden, hangi ülkelerden gelmiştir? Gönderen kimlerdir?
Hangi nedenle Türkiye’ye gönderilmiştir?
Hangi yolla gelmiştir? Bankayla mı, bavulla mı?
Paralar hangi hesaplara aktarılmıştır?
Olay niçin gizli tutulmaktadır?
* * *
Burası diktatörlükle yönetilen bir üçüncü dünya ülkesi midir ki, bu işin ne olduğu milletten gizlenmektedir?
Sevgili okuyucularım, şunu iyi biliniz ki bu rezaletin altında çok ince hesaplar, büyük vurgunlar ve soygunlar var. Soyulan biziz, Türk Milleti…
Bir başka ülkede yaşıyor olsak yetkili makamlar hemen bir açıklama yapıp bu sorulara yanıt verir…
Bizde ise böyle bir şey asla olmaz.
Yanıt vermek yerine mahkemeye verirler!