24. Yıldönümünde 'Tarihin Siyah Gecesi' Hocalı Katliamı
Nihat Bilge 01 Ocak 1970
1. 25 Şubat 1992: 336. Motorize Alayı, Hocalı'yı üç taraftan kuşatıyor
SSCB'nin dağılma aşamasının hızla sürdüğü o dönemde, ordunun çoğu Ermeni askerlerden oluşuyordu. Ermenilerin dışında, Rus askerler de Alay'da görevliydi.
Dağlık Karabağ bölgesi için Azeri ve Ermeni halkı arasında 1988'de başlayan Karabağ Savaşı sürerken, Ermeniler bölgenin bir kasabası olan Hocalı'da hakimiyeti ele geçirmek amacıyla Hocalı'ya ilerlemeye başladı.
Tuzaklarla dolu koridor
Ermeniler, Hocalı kuşatmasıyla, sivil halkın kaçabileceği tek bir istikamet bırakmıştı: Doğu tarafı. Çok az sayıda kişinin kullandığı Kuzeydoğu hattını saymazsak, sivillerin bir kısmı doğu koridorunu kullanarak Hocalı'dan ayrılmak istedi. Ancak o yolda, Azerileri Ermeni askerler bekliyordu. Sivillerin yanındaki silahlı güçler karşılık vermeye çalışsa da, sivillerle birlikte tamamı açılan ateş sonucu öldü.
2. Geride kalanlarsa, yakın tarihin en insanlıkdışı katliamlarından birini yaşadı
Hocalı kuşatmasından kaçamayan Azeriler, belki de yakın tarihin gördüğü en acımasız, en vahşi katliamlardan birine maruz kaldılar...
3. Katliamın boyutları: 106'sı kadın, 83'ü çocuk olmak üzere toplam 613 Azeri vahşice öldürülmüştür
İnsan Hakları örgütü’ne ölenlerin sayısını verilmediği için, kentin içindeki çatışmalarda ölenlerin sayısı bilinmemektedir. Hocalı`dan kaçarken koridorlarda Ermeniler tarafından öldürülenlerin sayısı ise olaydan sonra netleşmeye başladı.
Hocalı’da 63’ü çocuk, 106’sı kadın ve 70’i yaşlı 613 sivil insan öldürülmüştür. Sekiz aile tamamen yok olmuş, 487 kişi sakat kalmış ve 1275 kişi esir alınmıştır. Esir alınanlardan 68’i kadın ve 28’i çocuk toplam 150 kişinin yaşayıp yaşamadığı belli değildir.
Cavid Veliev
4. Hocalı'daki katliamı organize eden isimse tanıdık: Ermenistan Devlet Başkanı Sarkisyan
Ermenistan Devlet Başkanı Serj Sarkisyan, Hocalı Katliamı'nın sorumlusu birliklerin başındaki iki liderden biriydi, ve bazı kaynaklara göre katliam emirlerinin sahibi.
Nitekim Sarkisyan, İngiliz araştırmacı Thomas de Wall'un yaptığı bir röportajda o günlerden şu şekilde bahsediyor;
Azerbaycanlılar Ermenilerin sivil halka karşı katliam yapmayacağını düşünmekteydiler. Biz bunu azerbaycanlılara şaka yapmadığımızı göstermek amacıyla ibret olsun diye yaptık.
5. Hocalı vahşetinin tanığı Ermeni gazeteci Daud Kheriyan'ın yazdığı kitaptan kan donduran satırlar
Ölülerin yakılmasıyla görevli Ermeni grup, Hocalı'nın 1 kilometre batısında bir yere 2 Mart günü 100 Azeri ölüsünü getirip yığdı. Son kamyonda 10 yaşında bir kız çocuğu gördüm. Başından ve elinden yaralıydı. yüzü morarmıştı. Soğuğa, açlığa ve yaralarına rağmen hala yaşıyordu. Çok az nefes alabiliyordu. Gözlerini ölüm korkusu sarmıştı. O sırada Tigranyan isimli bir asker onu tuttuğu gibi öteki cesetlerin üstüne fırlattı. Sonra tüm cesetleri yaktılar. Bana sanki yanmakta olan ölü bedenler arasından bir çığlık işittim gibi geldi. yapabileceğim bir şey yoktu. Ben Şuşa'ya döndüm. Onlar Haç'ın hatırı için savaşa devam ettiler.
'For The Sake of Cross' - Haçın Hatırı İçin, Sayfa: 62-63
6. Dünya basını katliamı nasıl verdi?
“Ermeniler Hocalı’ya saldırdılar. Bütün dünya tanınmaz hale getirilmiş cesetlere tanıklık etti. Azerbaycanlılar çok sayıda insanın öldürüldüğünden haber vermekteler”.
“Krua l'Eveneman” dergisi (Paris), 29 Şubat 1992 yılında
“Ermeni askerleri binlerce aileyi yok etmiştir”
Sunday Times gazetesi (Londra), 1 Mart 1992 yılında
“Ermeniler Ağdam'a doğru giden orduyu kurşun yağmuruna tutmuştur. Azeriler 1200 kadar ceset saymış. Lübnanlı kameraman, ülkesinin zengin Ermeni Taşnak lobisinin Karabağ'a silah ve asker gönderdiğini onaylamıştır."
Financial Times gazetesi (Londra), 9 Mart 1992 yılında
“Birçok insan çirkin hale getirilmiş, masum kızın sadece kafası kalmış.
“Times gazetesi (Londra), 4 Mart 1992 yılında
“Video kamera kulakları kesilmiş çocukları gösterdi. Bir kadının yüzünün yarısı kesilmişti. Erkeklerin kafa derisi soyulmuştu.”
“İzvestiya” gazetesi (Moskova), 4 Mart 1992 yılında
“Ağdam’da bulunan yabancı gazeteciler Hocalıda öldürülmüş kadın ve çocuklar arasında kafa derisi soyulmuş , tırnakları çıkarılmış 3 kişi görmüşlerdir.”
“Le Monde” gazetesi (Paris), 14 Mart 1992 yılında
“Binbaşı Leonid Kravets: Ben şahsen tepede yüz civarında ceset gördüm. Bir erkek çocuğun kafası yok idi. Her tarafta acımasızca öldürülmüş kadın, çocuk ve ihtiyar vardı.”
“İzvestiya” (Moskova), 13 Mart 1992 yılında
7. BM İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 2, 3, 5, 9 ve 17. maddelerinin ihlal edildiği Hocalı Katliamı'ndan ötürü kimse yargılanmadı
İnsan Hakları İzleme Örgütü, yaşanan olayı Dağlık Karabağ'ın işgalinin ardından, yaşanan en kapsamlı sivil katliam olarak nitelendirmiştir.
Azerbaycan'da 'Hocalı Faciası', 'Hocalı Soykırımı'; Ermenistan'da ise 'Hocalı Olayı' olarak anılan katliamla ilgili, geride kalan 23 yılın ardından herhangi bir sorumlunun cezalandırılamadığını da belirtmek gerekir.
8. 24 yıl boyunca beklemek...
Hocalı katliamı sırasında eşleri, kardeşleri çatışırken çocuklarını ve yeğenlerini alıp kaçan üç kadın, yıllardır hep birlikte metruk bir evde yaşıyor. Esir düşen yakınlarının döneceğine inandıkları için şehit yardımını kabul etmiyorlar.
9. Türkiye ve Hocalı katliamı
Yaşananlar, dünyanın bazı ülkelerinde, teşkilatlarında soykırım, bazı ABD eyaletlerinde ise katliam olarak tanınmıştır. Türkiye ise, Hocalı'da yaşanan olayı soykırım olarak tanıyan ülkeler arasında yer almıyor.
'Hocalı Soykırımı' Azerbaycan, Meksika, Pakistan, Kolombiya, Çek Cumhuriyeti, Peru, Bosna Hersek, Sudan, Honduras ve İslam İşbirliği Teşkilatı Parlementolar Birliği tarafından tanınmaktadır.
Türkiye 'soykırım'ı tanımıyor
Türkiye'de bazı şehirlerde, 'Hocalı Katliamı' anıtları yer almaktadır. Ancak 'soykırım' Türkiye tarafından tanınmamıştır.
MHP Iğdır Milletvekili Sinan Oğan tarafından, Hocalı Katliamı'nın 21. yıldönümüdeTBMM'de sunulan, 26 Şubat 1992'de yaşananların 'soykırım' olarak tanınmasına yönelik kanun teklifi, MHP ve CHP tarafından kabul edilmiş, ancak AKP'li milletvekillerinin oyları ile reddedilmişti.
Türkiyeli Ermeniler
Kamuoyunun yakından tanıdığı bazı Ermeni asıllı isimlerin de Hocalı hakkındaki yorumları da dikkate değer.
Gazeteci Etyen Mahçupyan:
Bu olayın hukuksal tanımı üzerinde çok geniş bir tartışma yaşanmadı. Ancak öldürülenlerin hepsinin azeri olduğu, Bu kimliği taşıdıkları için böyle bir sonla karşılaştıkları, ateş edenlerin ise bunu bilerek ve bir karar doğrultusunda yaptıkları bellidir. Diğer bir deyişle Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi açısından bakıldığında karşımızda bir soykırım daha var.
Gazeteci Rober Koptaş:
Hatalarda ısrar etmek, onların üzerini örtmek, toplumları küçültür. Büyümek için, önce hatalarımızı kabullenmek gerekir. Böylece, düşman sandıklarımızdan çok da farklı olmadığımızı, nihayetinde hepimizin biçare faniler olduğumuzu görebiliriz. Gelecek, Hocalı’nın acısını yüreğinde duyan Ermenilerle, Sumgayit’ten ötürü üzülen Azerilerin ve onlar gibilerindir.
10. Hocalı'nın ardından...
'Tarihin siyah gecesi'nde yaşamını kaybetmiş yüzlerce Azeriyi, yaşanan vahşetin 24. yıldönümünde rahmetle anıyoruz.