Sakın bunlara şaşırmayın
Saygı Öztürk 01 Ocak 1970
Ortalıkta yakalanamayan 5 bomba yüklü araç ve canlı bombalar varmış! Havaalanlarında, alışveriş merkezi gibi yerlerde ‘İki dakika şuna göz-kulak olur musunuz, tuvalete gidip geleceğim’, ‘Çantamı size bırakabilir miyim hemen gidip geliyorum’, ‘Aracımı park eder misiniz beceremiyorum’ gibi tanımadığınız kişilerden gelen istekleri reddedin. Teröristler, size çantayı yani bombayı emanet ettikten sonra oradan uzaklaşıp bombayı patlatarak arkalarında delil bırakmadan gidebilirler. Lütfen bu bilgiyi olabildiğince yayalım.”
Sizi düşünenler “dikkatli olalım-paylaşalım” diye bu mesajları ulaştırıyorlar. Bunları okuyunca “İnsanlık bitmiş” diye düşünüyorsunuz. İşte, terör insanı bu hale getiriyor. Karşınızdaki insana en basit bir yardımı bile yapamaz oluyorsunuz. Terörde amaç; korku, dehşet yaymak, kaos yaratmaktır. Son eylemle de bu amaca ulaşıldığını sizlere ulaşan mesajlarla da anlıyorsunuzdur.
NE YPG’Sİ, AÇIKÇA PKK EYLEMİ
Bomba yüklü aracın şasi numarasından gerçek plakasının 34 KK 0340, Bülent T. adına kayıtlı olduğu, bunun ‘rent a car’ sahibi Tuncay U. tarafından sahte kimlikli Tuncay Avar’a kiralandığı, aracın bir daha U.’ya teslim edilmediği anlaşılıyor.
Bölücü örgüte araç bulan Metin A., hırsızlık malı araç satan şebekeden otomobili 12 bin liraya alıyor. Lice’ye götürülüyor. Üç gün sonra Ankara’ya götürmesi için Metin’e, o da Kutbettin O’.ya, 8 Şubat’ta, Kutbettin de Suriyeli Salih Neccar’a teslim ediyor.
Tüm gelişmeler, bu eylemin dört dörtlük bir PKK eylemi olduğunu ortaya koyuyor. Bir kez daha belirtelim: PKK’nın Suriye kolunun adı YPG’dir. Zaman zaman PKK’lılar Suriye’ye gidip eylem yaptığında bu eylemler YPG tarafından yapılmış gibi gösterilir. YPG’li de Türkiye’ye gelip eylem yaptığında bu eylem PKK eylemi olur. Yani iç içe girmiş bir yapıdan söz ediyoruz. Elin Suriyelisinin içerden yardım görmeden böyle bir eylemi yapması da mümkün değil. PKK’nın açıklamalarında da bu eylemin kendi yan kuruluşlarından olan ‘Kürdistan Özgürlük Şahinleri’ ya da ‘Apo’nun Fedaileri’ olarak bilinen TAK tarafından yapıldığıdır. Fark etmiyor. Hepsi Türkiye’de PKK’lı, Suriye’de YPG’li, İran’da PJAK’tır.
SURİYELİYE NİÇİN EYLEM YAPTIRDI?
İstihbarat birimleri, PKK içinden haber alabiliyor. Şu anda ülkemizde ‘canlı bomba eylemi yapabilecek’, bu konuda eğitilmiş 308 kişi güvenlik birimlerinin takibi altında. Yani Türk vatandaşlarından canlı bomba eylemi yapabilecek olanlar hakkında istihbarat birimlerinin genel bir bilgisi vardır. Onlar, bu kişileri takip ederken, daha önce adı-sanı bilinmeyen ve ülkemize ‘sığınmacı’ olarak gelen bir kişinin eylem yapabileceğini öğrenmesi kolay değildir.
İşte örgütler de bu yolu seçiyor. Kendilerinin istihbarat birimleri tarafından bilindiği, izlendiği kanısında oldukları için istihbaratın bilmediği, hatta eylem öncesine kadar hiç ilişki kurulmayan yabancı uyruklu kişi canlı bomba olarak kullanılıyor. Böylece olayın önlenmesinin önüne geçtikleri gibi, yabancı uyruklu bir kişiye eylem yaptırarak kendi militanlarından da bir kayıp vermemiş oluyorlar.
Gelen her Suriyelinin hangi örgütle ilişkisi olduğunu, geçmişte terör olaylarına karışıp karışmadığını öğrenecek karşınızda bilgi alabileceğiniz devlet ve kanalları yok. İşte son dönemlerde örgütler, ‘örgütsel bağları’ bulunan yabancı uyruklulara eylem yaptırıyor. Ankara Garı önündeki saldırıda da İstanbul Sultanahmet Meydanı’nda da Suriyeli teröristlerin ‘canlı bomba’ olduklarını anımsayalım. Bunlar boşuna değil.
NİÇİN İŞLEM YAPMADINIZ?
YPG’nin bağlı olduğu PYD’nin başında Salih Müslim var. Gaziantep 2. Ağır Ceza Mahkemesi, İçişleri Bakanlığı’na, YPG ve PJAK’ın terör örgütü olup olmadığını sordu. Yargıtay Başkanlığı tarafından İçişleri Bakanlığı’na gönderilen 9 Şubat 2015 tarih ve 201167910/1412 sayılı yazıda, terör örgütleri listesinde PJAK ve YPG’nin yer almadığını bildirdi. Bakanlık da bunu mahkemeye ulaştırdı.
Tüm çabalarımıza rağmen belgesi gösterilmedi, verilmedi ama Emniyet Genel Müdürlüğü’nün bir yetkilisi, Mardin 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kararı üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi’nin 2015/1456 sayılı onama kararıyla PKK/KCK terör örgütünün Suriye’de faaliyet gösteren PYD ve YPG’nin de uzantıları olduğu ve terör örgütü olarak kabul ettiğini söylemekle yetindi.
Madem, PYD terör örgütü olarak kabul edilmişse, defalarca ülkemize gelen, ağırlanan PYD’nin Başkanı Salih Müslim hakkında devlet olarak ne yaptınız? İşte bunun cevabı da yok. Demek ki, mahkeme kararıyla terör örgütü sayılsa bile onların liderleri için ülkemiz ‘güvenli ülke’ oluyor ve haklarında işlem yapılmıyor. Bu tablo, IŞİD’e destek verildiğine ilişkin iddialar bir gün ülkemizi ‘teröre destek veren ülke’ konumuna getirirse buna da şaşırmamak gerekiyor.