« Ana Sayfa »      « İlkelerimiz »

BAŞBUĞ TÜRKEŞ

ELMALILI HAMDİ YAZIR MEÂLİ

İrfan YÜCEL

Alparslan TÜRKEŞ

Alparslan TÜRKEŞ

Seyid Ahmed ARVASÎ

Ayhan TUĞCUGİL

M. Metin KAPLAN

Namık Kemal ZEYBEK

Prof. Dr. İBRAHİM TELLİOĞLU

07 Mar

2016

'Zalimler için yaşasın cehennem!'

Tayfun Atay 01 Ocak 1970

Eğer bir dindar-muhafazakârsınız bu başlığı görüp “Eyvah, 28 Şubat mı hortladı” kaygısına kapılmayın!..

Ama sakın “Yok yahu, burası Yeni Türkiye, çok şükür dindarlık adına kaygılanacak hiçbir şey kalmadı” da zannetmeyin!..

28 Şubat sürecinde dindar-muhafazakâr kesimin ağzından düşmeyen, özellikle “ikna odaları” önünde başörtülü öğrencilerin yaşadıkları karşısında atılan bu slogan, şimdi AKP’nin dinbaz-faşizan iktidarının koruyucusu polislere karşı atılıyor. Dindarlar tarafından... Zaman Gazetesi önünde, gazetelerinin kayyumlanmasını protesto etmek için hiçbir şiddet eğilimi ya da işareti göstermeksizin toplanmışken kendilerine biber gazıyla saldırıya geçildiği için...

Zaman, önceki geceyarısı kayyumlandıktan sonra gazete adına bir basın açıklaması yapılacağı bilgisi ulaştı. Gelen davete icabeten gittiğimde gazetenin bazı tanıdığım çalışanları çıktı yoluma karşıcı. Diğer medya kuruluşlarının katılımı tam anlamıyla sıfır noktasındaydı ve adeta 17-25 Aralık’ı takiben yaşanan iktidar mücadelesinden Cemaat’in mağlup çıktığının tescillercesine Zaman yapayalnız bırakılmış, kaderine terk edilmişti.

Tabii ki bir kesim açısından bu bir “ettiklerini bulsunlar, günlerini görsünler” tepkisi. Ama ortada basın özgürlüğü açısından karanlığı daha da koyulaştıran ve Anayasa’nın 30. maddesinin ihlali şeklinde korkunç bir hukuksuzluk var ve bu muhatabına bakılamayacak ölçüde basını-medyayı ilgilendiren bir durum.

Tabii kimileri de iktidarın cadılaştırma ve linç operasyonlarından çekinerek, korkudan ortada yoktu. Kolay değil, “resmi” olarak boynuna terör örgütü yaftası asılmış bir oluşumun en merkezi organından bahsediyoruz. Herkes bucak bucak kaçıyor. Geçmişte bu organın en ateşli savunucusu olmuş niceleri şimdi onun en vahşi muhalifi.

Bunları güle-eğlene konuşuyoruz gazeteden gençlerle. Aralarında akademik birikimimizi paylaştığımız eski üniversiteli şimdi Zaman çalışanı olanlar da var. Ve tabii bazı ortak tanıdıklarımız var:

Bugün “FETÖ” diye kriminalize edilen yapının düne kadar ekmeğini yemiş, ama şimdi yedikleri kaba pisleme yarışına girmiş AKP yandaşı akademisyenler mi ararsınız! Kayyumca şimdi Zaman’ın başına “atanma” ümidiyle yürekleri pır pır ederken, bir zamanlar aynı gazetede köşe kapmak için Cemaat kurmaylarına yaltaklananlar mı ararsınız!

Yıllarca Cemaat’le hemhalken şimdi ona düşmanlığını iktidara sadakatle harmanlamış, Erdoğan adını duyunca salavat getirmeyi öneren siyasetçiler mi ararsınız!..

Böyle kimler geldi kimler geçti diye konuşuyoruz. Sonra tartışma bir noktada kızışıyor: Zaman’a kayyım atayan hâkimin karar yazısında FETÖ Örgütü başı olarak 1970’lerde faaliyete başladığını kaydettiği Fethullah Gülen’e Tayyip Erdoğan’ın en son hangi Türkçe Olimpiyatları’nda ve ona adeta bir şahsa değil de bir “ruh”a seslenircesine hitap ettiği noktasında anlaşamıyoruz.

Ben diyorum ki Erdoğan “Gel eyy Ruh, dön memleketine” nev’inden o konuşmayı 2012 Türkçe Olimpiyatları’nda yaptı. Genç arkadaşım ısrar ediyor ve diyor ki hayır, Gezi olaylarından bir hafta sonraki 2013 Türkçe Olimpiyatları’nda yaptı.

Yani FETÖ’nün başı olan adama Türkiye Cumhurbaşkanı’nın en son 2012’de mi yoksa 2013’te mi letafet dolu sözlerle hitap ettiği noktasında anlaşamıyoruz!..

Daha fazla tartışmayı uzatmayıp meydana dönerken yakalanıyoruz biber gazına. Canhıraş şekilde çığlık çığlığa bize doğru savrulan kalabalık eşliğinde.

Gözleri yanmış, kızarmış, yaşarmış insanlar... Ağlayan, yerlerde sürüklenen başörtülü kadınlar...

Ve bu arada memleket dindarlığının kendi içinde AKP sayesinde yaşadığı kırılma, kardeş kavgası...

Yoldan geçen bazılarından biber gazına maruz kaldıkları için protestoculara “Gösteriniz batsın” şeklinde dindar-muhafazakâr tepkiler...

Bu tepkiyi yine aynı “dindar-muhafazakâr” motivasyonla, “Siz nasıl Müslümansınız, hırsızların yanındasınız” diye geri püskürten göstericiler...

Neredeyse birbirine kafa-göz dalacak “müminler”...

Dindarların kendi içinde çıkacak bu arbedeyi dağıtmak için onların üzerine doğru şiddetle yeniden hareketlenen polisler...

Bir taraftan göstericilere “Cehenneme kadar yolunuz var” diyen Müslümanlar...

Diğer tarafta, kendilerini gaza boğup yerlerde sürükleyen polislere “Zalimler için yaşasın cehennem” diye bağıran Müslümanlar...

Ve işte AKP’nin dindar-muhafazakâr “Yeni Türkiye”si!..

Ziyaret -> Toplam : 125,35 M - Bugn : 114168

ulkucudunya@ulkucudunya.com