Devlet idaresini yalama ettiler!..
Mehmet Türker 01 Ocak 1970
Sadece şu son 3-4 günde konuşulanlara, yapılanlara bakın, Türkiye’nin ne hale düştüğünü anlayın…
Afrika’nın en geri kalmış ülkelerinde bile siyasetin ve siyasetçilerin kalitesini bu kadar kaybettiği görülmemiştir!..
* * *
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, Anayasa Mahkemesi kararı üzerine “Uymuyorum, saygı duymuyorum” diyen Cumhurbaşkanı için “Kişisel görüşü” diyor;
Cevabı RTE’nin devlet memuru statüsünde 35 yaşındaki danışmanı veriyor:
“Cumhurbaşkanı devletin ve hükümetin başıdır. (Anayasa 104)”
Sakallı Danışman, Afrika’da Cumhurbaşkanı’nın yanından Başbakan Yardımcısına ayar çekiyor, Başbakanı da küçük düşürüyor…
Ama bilmediğini de bilmiyor, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluyor…
Zira, Anayasa’nın 104’üncü maddesinde Cumhurbaşkanı’nın hükümetin başı olduğuna dair bir kayıt yok…
Bu danışman haddini nasıl aşabiliyor?..
Yanında olduğu kişiye güvenerek…
Devlet idaresinin yalama olduğuna dair başka örneğe gerek var mı?..
* * *
Gerek yok, ama daha başka örnekler var…
Bu ülkenin Adalet Bakanı… Adalet Bakanı olup da ziraatçı değil, hukukçu…
Diyor ki: “Anayasa Mahkemesi gerekçeli kararı yazmadan hükmü açıklayamaz”
Anayasa Mahkemesi’nden cevap:
“Sadece iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz”
Ülkenin Adalet Bakanı, Anayasa’nın 153’üncü maddesini bilmiyor, bilmediğini de bilmediği için halkı yanıltıyor…
Şimdi buna devlet idaresi ne kadar güzel yürüyor, her şey yolunda, ehil insanlar işbaşında diyebilir miyiz?..
Devlet duygusallıkla, siyasi kaygılarla ve Saray öncelikleriyle idare edilmeye çalışılıyor ve bu yama dikiş tutmuyor!..
* * *
Başka bir örnek…
Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Kuzu Burhan bağırıp duruyor:
“Ey Anayasa Mahkemesi madem bireysel başvurularla ilgili karar veriyorsun, benimki bunlardan önceydi, benimkine niye karar vermiyorsun?”
Topu elinden alınan çocuk gibi…
Birileri buna Twitter’da hakaret etmiş, normal mahkemeye gideceğine, alakasız Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuş, şimdi kendini iki gazeteciyle mukayese ediyor…
Ha, bu arada Kuzu’nun kariyerini de belirtelim, kendileri Anayasa Hukuku
Profesörüdür!
Ne hallerdeyiz görüyor musunuz?..
* * *
Ama bitmedi, bizim başımıza gelen büyük terör felaketinin sebebi neymiş biliyor musunuz?..
Koskoca İçişleri Bakanı açıkladı, Gezi eylemleriymiş…
PKK tam Türkiye’yi terk ediyormuş ki, Gezi eylemleri başlayınca durmuş!..
Evet, aynen böyle
söyledi…
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bütün planlamaları, stratejisi Gezi eylemleri yüzünden çökmüş…
Her tökezlemede, her çarşaflamada Gezi bahanesi her derde deva oldu…
* * *
Bu durumda nasıl bir ülkede yaşadığımız ortaya çıkmıyor mu?..
Bu arada…
Biri üsteğmen 3 şehidimiz daha oldu, ülkeyi idare edenlere saygıyla duyurulur!..
Araştırılmalı!..
CHP Bursa Milletvekili Ceyhun İrgil, Tayyip Erdoğan’a hakaret etme nedenlerini ve hakaret sayısındaki artışın Meclis tarafından araştırılmasını istemiş…
İrgil, “Vatandaşın Cumhurbaşkanı’na hakaret ettiği iddia ediliyor. Peki neden hakaret ediyorlar? Cumhurbaşkanı’na hakaret sadece hukuki değil, aynı zamanda sosyolojik ve psikolojik durum haline geldi” diyor…
Bu araştırma önergesini desteklemekle birlikte ufak bir itirazım var:
Yapılan suç duyuruları ve açılan davaların yüzde 80’i, eleştirilerin hakaret olarak kabul edilmesinden kaynaklanıyor…
Bu konuya üniversiteler de el atmalı, doktora tezi yapılmalı, bilimsel makaleler yazılmalı…